2. Bölüm " İstanbul Yolcuları"

572 12 0
                                    

Medya; Almina

Alminadan

Hani bazen bildiğimiz gerçekler vardır ama biz onları bilmek istemeyiz ya, 'neden biliyorum neden söylediler duymak istemiyodum' bunlar insanın beynini bi fare gibi didik didik ediyodu, ama bigün o gerçekler senin karşına kanlı canlı çıkarsa işte o an filim kopuyodu sanırım

Benim şuan yaşadığım gibiydi, babamın çocukları karısı olduğunu o öldükten sonra öğrenmiştim, yani hebi abim hemdr bi ablam vardı benim ama onları düşünmüyodum bile, adımı bile bildiklerini zannetmiyoken daha bi saat önce gelen adını bi saat önce öğrendiğim emir yani ABİM çıkıl gelmişti

Abim...benim hiçbi zaman abim olmamıştıki, abim...

Koca salonda çarpaz duran iki berjerin üstüne oturmuş ölüm sessizliğine bürünmüştük, yaşlı gözlerimi yerdeki eski tip halıya odaklamıştım, kafamın içindeki düşünceler o kadar fazlalaşmıştıki kafamın içini kazan gibi hissediyodum, benim bünyem bu kadarınıda kaldıramazdı artık, fazla gelirdi, geliyoduda

Emir " Almina iyimisin?" Kolumda hittiğim parmaklarla ağırca başımı o yöne çevirdim, kolumdaki kemikli parmaklara bakınca dolu olan harelerimden bi damla yaş düştü kucağıma, yavaş yavaş yukarı doğru giden gözlerim en sonunda yüzünde durdu, yanaklarımdan akan yaşlarıma umursamadan gözlerimi kıstım, yüzünü tavrını mimiklerini incelemek istedim

Niye gelmiştiki buraya? Neden babasının başka bi kadından olan çocuğunun yanına gelmişti, ve en Önemli soruysa neden bu kadar şevkatli bakıyodu o çocuğa?
Neden gözlerinde o kadar fazla merhamet akıyo, niye be niye! Bu ona haksızlık değilmi

" Neden geldin?" Kendi sesimi bile zor duymuştum umarım o duymuştur, aralıksız kaç saat ağladım bilmiyorum uzun süre ağlayınca sesime yansımıştı, sesimin boğazımdan çıkıyo gibi hissediyodum
mir dediklerimden sonra kolumdaneini çekti, aynı anda tedirgin bakan gözlerinide üzerimden çekmişti

Emir " Benimde babamdı" bunu söylerken sesi titremişti, başımı biraz eğdiğimde saklamaya çalıştığı gözlerinin dolduğunu farketmiştim, istemsizce onun dolu gözlerini gördüğümde sertçe yutkunmak istemiştim, içim bi cız etmişti
Doğru söylüyo onunda babasıydı, belkide sadece onun babasıydı sonuçta benim annemle onun babası arasında nikah yoktuki, onlar sevgililerdi

" Eee ne yani, buraya hesapmı sormaya geldin, 'senin annen babamı ayarttı' mı demeye geldin, 'sen hiçbi zaman benim kardeşim değilsin' demeyemi geldin ha sormaya geldiysen sorabilirsin dök sende dök içini! Sonrada git!"

Sesim ne kadar titresede ondan çok daha sert ve yüksek çıktığı için titrek sesimi bastırmıştı, akmasın diye bir kere bile kırpmıyodum gözlerimi ama gözlerimin önü buğulanmaya başlamıştı, emir anında başını bana çevirmişti, yüzünde gördüğüm sinirli ifade bian beni şaşırtmıştı, neden sinirleniyoduki ben doğruyu söylemiştim

Emir " Hesapmı sormak, sen ciddimisin ya?"

" Gayet ciddiyim" bu sefer ses tonumu düşürüp dediğim gibi gayet ciddiyetle söyledim, emirin çene kasları gerilmişti, bu dişlerini sıktığı anlamına geliyodu

Emir " Benim öyle bi niyetim yok Almina, sen benim kardeşimsin bende senin abin, kardeşimi yanlız bırakmak istemediğim için geldim"

Her kelimesini tek tek aptala anlatır gibi vurgulayarak söylemişti, bi süre öylece yüzüme baktı, beni bi gülme tutmuştu, durup dururken gülmeye başlamıştım, arkama yaslanıp gülmeye devam ederken bi yandan bu anı bekliyomuşçasına dökülüyodu akıyodu gözyaşlarım yanaklarımdan, süzülüyodu, onların her bi süzülüşünde benimde içimde bişeyler kopup gidiyodu

YILANIN SOLUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin