***
"Diyorum ki level atlamaya ne dersin?"
Jimin yutkunmuş, biraz geri çekilmişti. Aslında şu an her şey onun hoşuna gidiyordu ama işte bir anda olunca ne yapacağını şaşırıyordu.
Ayrıca Jungkook'un dalga geçtiğini de anlamıştı.
Sonra aklına birden Yoongi denen adam geldi. Jungkook onu tanıyordu. Ama o gün tanımamazlıktan gelmişti. Buna ona sordu.
"Hem sen söyle bakalım. Yoongi'yi tanıyıp bana neden söylemedin."
Şimdi Jimin onun üstüne gelmişti. Jungkook, Yoongi ismiyle şaşırdı. Bunu şimdi beklemiyordu.
"Bu nereden çıktı?"
İkisi de koltuğa oturmuş birbirlerine bakarken konuşuyordu. Jimin bunun cevabını en baştan merak ediyordu.
Ve sonunda sormuştu.
"Seni aradığımda o cevap verdi. Senin arkadaşın olduğunu söyledi. Sen bana neden tanıdığını söylemedin?"
Jungkook nefes vermiş ve artık her şeyi söylemeye karar vermişti.
"Yoongi benim kuzenim. O söylememi istemedi. Ben de zorlamadım. Olay bundan ibaret."
Jimin, Jungkook konuştukça ağzını şaşkınlıktan açtı. Kuzen mi? Daha ne kadar şaşırtacaktı bilmiyordu.
"İnanamıyorum. Kuzen misiniz yani?"
Hala etkisinde olacak ki sesli sordu. Jungkook onun bu tatlı haline güldü. Sevimli bir bebek gibi davranıyordu bazen.
Kafa salladı sonra. Yoongi'nin neden böyle bir şey istediğini o da anlamamıştı ama sorgulamadı.
Çokta önemli değildi.
Jimin rahat bir nefes vermiş, çünkü onu Jungkook'un eski sevgililerinden biri sanmıştı, önüne dönmüştü.
"O zaman biraz dinlenelim. Olur mu?"
Küçük olan bu isteğini getirdiğinde Jeon gülmüş ayağa kalkmıştı. Jimin'i de kaldırarak.
İkisi de odanın yolunu bulmuş Yatağa yatmıştı. Jimin belki de uzun zaman sonra bu kadar güzel bir uyku çekecekti. Yanında sevdiği adam vardı.
Ve her şey yolundaydı. O magazin haberlerine rağmen. Sonra aklına magazin geldiğinde acaba Jungkook'la olan ilişkimi açıklasam mı diye düşündü.
Göğsüne yattığı adamın kokusunu soludu. Sonra düşündüklerini dile getirdi.
"Jungkook sence biz ilişkimizi açıklamalı mıyız?"
Jungkook onun birden konuşmasıyla şaşırdı ama kısa sürdü. Kafasını hafif eğip onunla göz göze gelmeyi bekledi.
İstediği olduğunda Jimin'in gözleri gözlerine değdiğinde söylediklerini düşündü.
Aslına bakarsanız Jungkook bu dünyada ki en gamsız adam olabilir. Ama yine de bu ciddi bir soruydu. Jimin'in iş hayatını da etkilerdi.
Ama şu anda baktığında ise Jimin'in beklenti dolu gözleri sanki söyleyelim der gibiydi.
Jungkook için fark etmezdi. Her şeye tamamdı. Tabii özel alanını işgal etmedikleri sürece.
"Jimin bu benim için sorun değil. Sen istersen açıkla. Ya da göster. Fark etmez benim için. Yeter ki pişman olma."
Jimin onun bu düşünceli haline güldü. Bu adam onu fena etkiliyordu.
"Tamam o zaman. Ben dışarda seninle rahat olmak istiyorum. Yani sonuçta saklayacak bir şeyimiz yok."