Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jeon iblisi oldukça güzel kokuyordu. Sadece beş dakikada ona olan tüm nefretimin ilgiye dönüşmesini sağlamıştı. Engel olamıyordum ben de keşfettim. Dudaklarıma eğilen Jeon, onları şevkle öperken ben de ellerimi kalçasına yöneltmiştim. Vücudu çok güzeldi. Kollarındaki dövmeleri olmak istemiştim öylesine. Dudaklarımdan bir anlığına çekilip, bacaklarımın üzerine yerleşmiş ve kollarını boynuma sıkıca dolamıştı. İnce beline yerleştirdiğim ellerimle vücudunu kasıklarıma doğru çekip mesafeyi kapatmıştım. Hatta o kadar yakındık ki, hızlı soluklarımız yüzünden göğüslerimiz birbirinden ayrılmıyordu. Üzerindeki kıyafetin altından beyaz tenini okşadım. Pürüzsüz ve sıcacık. Kıyafetini üzerinden aldığım sıra resmen büyülenmiştim. Her zerresinden öpmek ve bana ait olmasını istermişçesine sıkıca sarıldım. Suratına baktığımda, yanakları, kızarmış gözleri ile minik bir çocuğa benzer şekilde yüzüme bakıyordu. Bu oldukça hoş görüntü beni cehenneme sürükleyecek olsa da tutkuma engel olamamıştım.
Vücudunu yüklendiğim sıra oda oda gezinip, yatak odasını buluncaya dek ayyaş edasıyla yürüyerek kucağımdaki Jeon'u yavaşça yatağa bıraktım. Beni sarhoş eden içki değildi hayır, Jeon tutkusuydu. Üzerine çöktüğüm sıra gömleğimin düğmelerini hızla çözdüm. Avımı çoktan yakalamışım, bir daha bırakmaya niyetim yoktu.
Cennet miydi, cehennem miydi Jeon'un dudaklarıma değen teni bilemiyorum fakat oldukça lezzetliydi, hoştu. Ben onun göğüs ucunda dilimi gezdirirken, bana değen Jeon'un miniğini hissetmiştim. Pantolonunun zincirini çözüp atmıştım kenara. Alev alev yanıyorduk. Jeon'un kiraz dudaklarından dökülen ismim beni benden almıştı.
"Taehyung, T-Taehyung." "Buradayım bebeğim. Jeon bunu gerçekten benim gibisiyle yapmak istiyor musun?" "Ahh, Tae-sshi mm. Biraz daha konuşursak kendi kendime, seni izlerken boşalabilirim. Yardımcı ol bana."
Ah siktir, seni küçük ibne. İlk defa bu kadar şişen aletime doğru bakan Jeon'un göz bebekleri büyümüştü. Bense onun istediği gibi sessiz kalıp, kafamı bacaklarının arasına gömmüştüm. Bacaklarını yalıyor, kendime ait izler bırakıyordum. Titreyişini izlemek işe daha heyecan katıyordu.
Ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yoktu. Onun bacaklarının arasında gerçek hayatımı bulmuş gibiydim, öyle hoş bir tutkuydu. Benim için şeytan kadar günahkar biri, şimdi gözlerimin önünde cennetteki en günahsız melek gibi görünüyordu. Aklımda ne görev vardı, ne de Jeon'u avlama fikri. Kendisi kadar hoş bir ses tonu ile bölmüştü düşüncelerimi.
"Taehyung, bana sarılmanı istiyorum. Kollarının arasında sebebini bilmeden huzurlu hissediyorum. " Gözlerimin tam içine bakıyordu. Uzun süredir hissetmediğim duygular, sanki yıllardır paslanmış kalbim tekrardan harekete geçmiş gibi; kalbim göğsümden fırlayacakmışçasına atıyordu. Bacaklarının arasından kafamı kaldırıp vücudunu kollarımın arasına almıştım. Boynuma sıkıca doladığı kolları sanki daha önce hiç böylesine güzel sevilmemişim gibi hissettirmişti. Ama asıl Kim Taehyung'un kimliğini bilmiyordu bile. Huzurlu bulduğu kollarım ona işkence çektirecekti belki de. Boynuna gömüldüm, sadece anın tadını çıkarmak istedim.
