MULTIMEDİA: GÜNEŞ
Her yaz olduğu gibi aile geleneğimizi bozmamış yine deniz evine gelmiştik. Gelir gelmez doğru odama gidip mayomu üzerime geçirdim, odaya baktığımda '''Beni aç''' diye haykıran bavulları umursamadan havuza gittim saat 16.30 bu bana engel miydi ? Tabi ki hayır.
Havuza gitmeden önce 5 yıl kadar hayatımdan bir süre verdiğim voleybola biraz daha zaman ayıracaktım '''Formda kalmalıyım dimi ??'''
Tam havuza gidecektim ''Yuh oha!'' 18.00 olmuş yine umursamaz ben havuz keyfimden keyfimi mahrum mu bırakayım yani ?
Hemen hemen 2 saat kadar yüzdüm havanın iyice karanlık olmasıyla evi yoluna doğru adımlar almaya başladım .
Çok uzak değildi çok yakında değildi ama bu yorgun halime rağmen yıldızların altında karanlık bir sokakta yürümek bana huzur veriyor.
Eve dalar dalmaz evet dalar dalmaz normal bir giriş pek benim tarzım değil. Kendimi zorlada olsa banyoya atabiliştim. Havuzdan çıktıktan sonra duş almak bence çok saçma ama yapacak bişe yok evdeki kimsenin uzun bilimsel bir konuşmasını dinlecek ne halim var ne de ruh halim.
Duştan çıkar çıkmaz gözüme kestirdiğim koltuğa bir iniş yaptım rahatlamanın verdiği bir hisle derin bir nefes verdim . Bir ekime aldığım kumanda ve diğer elime aldığım tablet ne yapacağımı bilmeyen sıkılmış bir şekilde sosyal hesaplarda geziniyordum aynı zamanda da Ekinle mesajlaşıyorduk.
Eee tabi merak Ekin; hani kızların hep yanında çok yakın arkadaşları vardır ya heh onun biri Ekin biri Ayşecikdi benim için . Televizyonda da hiç bir şey yoktu bunun yapılış amacı neydi ki içi bu kadar saçma programla dolu acaba ? Neyse kafamı buna yoramam kurusa bakmasın . Daha iyi bir fikrim vardı sahile inmek gibi.. Üzerimi bile değiştirme şeysine girmeden sahile doğru yola akmıştım .
''Aaaaah gerçekten insan sahilde bile huzur bulamayacak mı !?'' gördüğüm manzara karşısında böyle demem normal ! Bu kadar kalabalık olmamalı sahil hayır bir bırakın millet yıldız karanlık deniz üçlemesini bir yaşasın belki tutkulu bir aşk çıkacak ama yok gidin bok edin.
Bu kalabalığa daha çok dayanamayacağımı anladıktan sonra eve doğru yürümeye başladım.
Eve vardığımda bir ilk yaşamış ve erkenden uyumuştum.
Sabah kalkar kalkmaz direk havuza indim kahvaltı gibi bir huyum olmadığıni biliyorsunuz.
Ablam havuzun başına gelip
'' Yine kahvalyı yapmadın değil mi?'' diye resmen kükredi.
'' Sence ?'' ses tonum sakin ve rahattı.
'' Akıllanmayacaksın sen değil mi Güneş '' onunda rahatladığı ortadaydı.
''Abla çok uyuzsun '' şımarık bir ses tonu ile bu onu biraz daha sakinleştiriyordu
Anında kafamda yanıp sönen ampullerin ışığına kapılmış patlamıştım dengesiz fikirlerimden birini.
'' Abla , ablacığım , canımmm. Babam ve amcama bir şaka espiri gibi birşey yapalım mı ?'' İri gözlrimle köpek bakışlarımı atıyorum dayanamaz bizim saf.
'' Ne yapacağız dökül bakalım .'' sinsi bir gülüş var suratında bu beni biraz ürkütüyor . Her neyse ..
Büyük bir heyecanla '' Bak şimdi ben havuza yüz üstü yatacağım ölü gibi sen basıcan çığlığı hareket etmiyor Güneş boğuldu diye '' Resmen heyecanım gözlerimden okunuyordu. Suya yüz üstü yatmam ile ablamın çığlını duydum
Babam sudaydı bense gülmekten su yutmuştum babam beni sudan çıkardığında ben hala gülüyordum babam başladı beni azarlamaya Babam:
'' Sen ne yapmaya çalışıyorsun Güneş ?'' diye sorduğunda ben sadece
'' Hiçççççççç'' diyebilmiştim.
Babam gittiğinde yüzümü bir sırıtış almıştı sura amcamda. Ablam role girmişti .
'' Hareket etmiyor amca Güneş ölüyor '' diye başladı çığırmaya
Bu sefer amcam başladı bağırmaya '' İmdat! Yeğenim ölüyor '' demesiyle biri suya atladı yazık çoçuğa oda arada gitti.
Çoçuk suya atladıktan sonra beni kucağa aldı bense gözümü azıcık açmış çoçuğa bakıyordum . Sarışınımsı kumranımsı saçları ve mavi gözler ..
Çok tatlı ya la bu ....
*****