- 🖌 -
Bu defa "heybet" denilen şeyi resmediyordu genç ressam. İçindeki tatminsizlik duygusu yüzünden her gün başka bir şeyi resmederdi. Ama hala en çok resme dökmek istediği şeyi çizememişti. O herkesin yaşamı çizdiği bu piyasada ölümü çizmek istiyordu. Ama henüz kimsenin bedeninde ölümü bulamamıştı. Ölümden kastı nefessiz kalmış bir beden değil, ölmeyi dileyen karamsar bir bedendi.
"Minho hyung, hareket edip durma." Dedi genç adam siyah pasteli kağıdın üzerinde gezdirirken. Buna karşılık karşısında uzun süredir hareketsizce bekleyen çıplak genç mızmızlanarak ayağa kalktı ve kendini esnetirken ekledi. "Hadi ama bir saattir bekliyorum, bitmedi mi?"
"Hyung bitmek üzere, hareket edip durduğun için çizemiyorum."
"Hyunjin, omurgam düşecek çabuk ol."
"Tamaam tamam, bak bitti... Nasıl olmuş?" Dedi Hyunjin kağıdı kaldırıp ona gösterirken. Genç adam üzerine bornozu giyerken bir resme, bir de kendi bedenine baktı. "Benim bedenim bu kadar sıkı değil."
"Önemli olan benim nasıl gördüğümle ilgili." Dedi Hyunjin ve genç adamın dudaklarına ufak bir öpücük kondurup ekledi. "Hadi giyin, bu akşam dışarı çıkabiliriz."
"Daha dün sergin vardı ve bugünden çalışmaya başladın tekrar. Tatil yapamıyoruz."
"Parayı kırışırken iyi ama. Hadi, bugün ablamı da ziyaret edeceğim." Dedi Hyunjin. Bunun ardından giyinmek için odaya döndü Minho. Akşam birlikte randevuya çıkmış ve gece boyu eğlenmişlerdi. Sonraysa Hyunjin'i ablasının evine bıraktı Minho.
Hyunjin eve girdiğinde ablası ağlıyordu. "Jennie, niye ağlıyorsun?" Diye sordu ellerini tutup.
"Tefeciler tehtit ediyor, eve haciz gelecek." Jennie'nin dediği ile doğruldu ve onun karşısına oturup sordu Hyunjin. "İşe girmedin mi? Borcu neden ödeyemiyorsun?"
"Yeterli değilmiş, işçi açığı var ve yetişemiyorum."
"Adresi ver, ben de başvuracağım."
"Hyunjin, ağır bir iş, eğer başlarsan resim çizecek vaktin olmayacak."
"Sorun değil, borcu kapatana kadar çalışsam yeteneklerim uçup gitmez ya."
"Ahh özür dilerim.."
"Önemli değil, annemin borçlarını kapatıyorsun. O borçları bize takan anne ve babamdı." Hyunjin'in Jennie'in elini tutup düşüncelice verdiği yanıtla başını aşağı eğdi ve kardeşine sarılırken ekledi Jennie. "İyi ki varsın Hyunjin, sensiz ne yapardım bilmiyorum."
"Sen de iyi ki varsın..."
Hyunjin o günden sonra bir fabrikada işe başlamıştı. Fabrikada çalıştığı için Minho'yla da kavga etmişti çünkü Minho'nun da geçim kaynağı modellikti. Ama yapacak bir şeyi yoktu. 2 ay boyunca onunla konuşmadan fabrikada çalışmıştı.
Kimyasal malzemeler taşıdığı günlerden birinde kamyondan inip şişeyi almak için kollarını uzatırken ağzı iyi kapanmamış asit bidonlarından biri ellerine ve biraz da üzerine dökülmüştü. Çok ağlamıştı, ama sadece acısından değil, parmaklarını oynatamıyordu.
Hastaneye gidip elleri sarılana kadar fazla sızlanmamıştı, ama çizim yapmak için kalemi tutamadığında sanki biri kalbini bıçaklıyormuş gibi ağlamıştı. Resim onun hayatıydı, bir daha kalem tutamayacağını düşününce intihar bile çeliyordu aklını.
Hayır, hiç bir modelin bedeninde resmedemedi ölümü ressam. Ama şimdi görüyordu, fırçayı iki parmağının arasına sıkıştıramadığı ellerinde bir cenaze taşıyordu o...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nxde/ Hyunlix
Fanfiction"bayım, duyduğuma göre çıplak portreler çiziyormuşsun, ben senin modelin olacağım." ~milly