10

365 29 0
                                    

Draco yatağa koşup Pansy'nin kafasını yataktan kaldırdığında kızın yüzünde siyah bir boya olduğunu gördü. Boya gözünün altına sürülmüş de ordan aşağı damlamış gibiydi. Aynı şekilde sıkı sıkıya sarındığı yeşil şeyde de o boyadan vardı. O hala kafasını kaldırdığı kızın yüzünü incelerken Blaise'in kızın yüzündeki boyanın kaynağını öğrenmek için odaya bakındığını gördü.

Kendisi kızın vücudunu kaldırıp başını kendi dizine koyduğunda ve ona sarıldığında arkadaşının arkasında masayı kurcaladığını duyuyordu.

"Güzelim sakin ol bak yanındayız ne oldu?"

Kızın yüzünü avuçlarının içine aldığında kızın hıçkırıkları durmuştu ve direk Draco'nun gözlerinin içine bakıyordu ama hala sarıldığı şeyi bırakmamıştı.

"D-Draco siyah!"

Sadece bu iki kelimeyi söyledikten sonra son birkaç dakika içinde sergilediği davranışlara kıyasla çok daha hızlı bir şekilde kendisine sarılan sarışının boynuna kollarını doladı ve Draco'nun karşıya doğru dümdüz uzattığı bacaklarının arasına hala titreyerek oturdu.

Draco kulağının hemen yanında kafasını boynuna gömmüş olan kızın nefes alışlarını duyuyor ve kızın hızlı hareketleri ile tişörtünün hafif sıyırdığı boynuna değen gözyaşlarını hissediyordu.

Ellerini yavaşça kızın beline sardığında odaya birlikte girdiği arkadaşı konuşmaya başladı.

"Bunun içindeki şeyin siyah olmaması gerekiyor diye biliyorum."

Kendisine sarılan kız yüzünden başını arkasa doğru tam çeviremeyeceğini düşünürken Blaise yanına gelmişti bile.

"Haksız mıyım?"

"Hayır haklısın. Pansy onu gözleri kozardığında gözlerinin etrafına sürüyor. Teniyle aynı renk."

"O zaman içindeki şey ne?"

Bunu sanki cevabını beklemez gibi sorduktan sonra elindeki on cm boyutundaki şişeyi Draco'ya uzattı. Draco şişeyi alamayacağını kaş göz ile arkadaşına işaret etti ve çocuk kapağını -içindeki sıvıyı yere dökmemeye özen göstererek- tekrar açtı ve ağzı görülecek şekilde karşıya tuttu.

"Blaise üstüne döküldü!"

Kızın başı hala Draco'nun boynuna gömülü olduğu için sesi boğuk çıksa da o şekilde bile çığlık attığı anlaşılıyordu.

Draco tekrardan ellerini kızın belinden çekip yavaş olmaya dikkat ederek kızın yüzünü iki avcunun arasına aldı.

"Ne oldu güzelim hadi söyle."

Pansy tekrar kızarmış gözleri ile ona baktığında ellerini onun boynundan yavaşça önüne çekti ve hala göğsüne yakın tuttuğu Draco'nun ona aldığı üstü yarım bir şekilde havaya kaldırdı.

"Onu-Draco onu açmıştım ve açar açmaz-onun içinden çıktı siyah şey-ve-senin bana aldığın kıyafetin-üstüne aktı-ve- onun üzerinde-onu-onu mahvetti draco ve-kim yaptı bilmiyorum-ama-onu bana sen almıştın Draco ve-artık o-yok."

Neredeyse her kelimenin arasında hıçkırması ve hızlanan nefeslerini düzene sokmak için aldığı derin nefesler konuşmasını yavaşlatmıştı ama anlaşılmayacak halde değildi.

Son kes hıçkırdıktan sonra elindekini açtı ve üzerindeki boya görünecek şekilde kıyafetini arkadaşlarına tuttu. Elleri titriyordu ve bunu on metre uzaktan bakan biri de anlayabilirdi.

Blaise onu kızın elinden aldı ve o aldıktan sonra Draco kızın ellerini elleri arasına aldı. Katlayıp masanın önündeki sandalyeye bıraktıktan sonra Pansy'nin kazaklarını koyduğu öekmecesini açtı ve sabah giydiği kahverengi kazağı çıkarttı.

Kız elleri güvene alınınca kendisi titremeye başlamıştı. Hava soğuk değildi, aksina aşırı sıcaktı ama okul odalarına yapılan ve dışarının ısısına göre kendini ayarlayan soğuk hava akışı büyüsü esintisini şiddetlendirmişti.

Kızın da üstünde sadece atlet olması hasta olmasını kolaylaştıracaktı.

Blaise kazağı Draco'ya verdikten sonra içinde siyah boya olan şişeyi kapının yanındaki küçük çöp kutusuna attı.

Draco da kızın üstünü giymesine yardım etti. Blaise de yatağa Pansy'yi ortalarına alacak şekilde oturduğunda Draco'ya baktı ve Draco'nun da kendisiyle aynı şeyi düşündüğünü biliyordu.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin