~Ay ışığı~

62 7 5
                                    

Artık hiçbirşey istediği gibi olmayacak...

Gece saat 02:37°•°•°

Min-ji'den:

Kabus görmüş gibi yerimden sıçradım, kabus görmediğim halde. Uyumadan önce ne yaşadığım yada neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.

Ah doğru o oda... Cesetler vardı, soğuktu,buz gibiydi. Yoksa kabus olarak onu mu gördüm? Evet, evet kesinlikle o bir kâbustu. Umarım yani...

Şiddetli bir şekilde yağmur yağıyordu. Korkutucu, neyse durur birazdan.

Yatakta doğrulup yatağın başlığına yaslandım, beynime çivi gibi batan şeyler vardı. Mesela benim burda ne işim var? Kardeşim benden ne saklıyor? Bu yoongi midir suga mıdır nedir herneyse benden ne istiyor ve neden beni bırakmıyor? Acaba ben bir rüyada mıyım?

Of her neyse! Beynim zaten ufacık daha fazla soru almıyor. Birazdan da su içmezsem susuzluktan öleceğim. Yataktan kalkıp üstüme kalın, tüylü bir ceket geçirdim ve odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı indim, bir dakika bu yoongi niye ruh görmüş gibi oturuyor? Hayır yani ruh görse, ruh ondan kaçardı. Dimdik karşıya bakıyor. Umursamadım.

Umursamam mı lazım? Hayır. Yoongi'yi eş geçip mutfağa gittim ve bir bardak su aldım. Ne olmuş bu ucubeye? Gidip karşısında enayi gibi dikilsem ne yapar acaba? Ay evet evet dikileceğim, tepkisini çok merak ettim.

Mutfaktan çıkacakken elime yine bir bardak su aldım, korkutacak olursa üstüne dökeceğim ahahh. Hadi bakalım.

Salona geçip ucubenin tam karşında durdum, odun mu yutmuş bu! Yoksa zımbalamışlar mı?

"Pişt ucube!"

Cevap vermedi. Eh vermesinide beklemiyorum.

"Yaşıyor musun ya? Hayır yani öldüysen cenaze masrafları bana yüklenir onun için ölme!"

Cidden bir de cenaze masrafı ödemek istemiyorum hele de bir ucubeninkini. Suyu mu döksem acaba? Evet! Umarım Allah'ıma kavuşmam. Bismillah!

Elimdeki bir bardak suyun hepsini Yoongi'nin yüzüne döktüm. Yine hiçbir tepki vermedi.

"Ee yok artık! Sen öldünmü ya! Biri büyü filan mı yaptı!?"

Of neyse ya. Uykum var zaten gidip uyuyacağım hemen. Salondan çıkacakken salonun ortasındaki sehpanın üzerindeki telefon çalmaya başladı. Ama benimki değil bu. Ucubeninki galiba, açsam mı? Açayım bence ya arkadaşı filandır eminim. Telefonu elime alıp açtım.

"Alo?"

"Ah, min-ji merhaba!"

"Merhaba, ama tanışıyor muyuz ve bu benim telefonum değil zate-"

"Hem tanışmıyoruz hemde senin telefonun olmadığını biliyorum."

"Sen kimsin ve benim adımı nereden biliyorsun?"

"Ben taehyung, Yoongi'nin arkadaşıyım. Az önce üstüne su döküp ucube dediğin şeyin ruhu şuan bende."

"Derken?"

"Biraz tuhaf bir olay aslında, yoongi seni öldürmeye çalısabilir diye kilitledik onu."

"Bak taehyung beynimin sol tarafını hissetmiyorum ve nedeninide bilmiyorum yani söylediklerinden hiçbirşey anlamadım."

"Ah!  Bak, bu ucube dediğin şeyin bir vampir olduğunu biliyorsundur, bu yoongi seni şöyle 3-4 gün içerisinde öldürmeye çalışacak o yüzden ona büyü yaptık ve şuan onun ruhunu ben kontrol ediyorum. Anladın mı?"

"Evet anladım sanırım."

"Şimdi o ucubeyi kontrol etmeyi, üstüne su döktüğün için bırakıp senin üstüne salmamı ister misin? "

"Yok yok kalsın hangi köpek ısırdıysa, aşı olduğunu sanmıyorum."

"İhihi."

"Kikirdeme! Ne zaman biter bu odunluğu?"

"ODUN MU? AHAHY doğru aslında biraz odun."

"Biraz mı?"

"Neyse, en fazla 4 gün sonra ayılır."

"Harika!"

"Ha bu arada sakın o odun yutmuş gibi otururken evden kaçmaya çalışma avlanırsın, zaten kaçamazsın hepimiz izliyoruz seni."

"Hepimiz?"

"Ah kalabalığız biraz."

"Taehyung..."

"Efendim?"

"Uykum var ve gidip uyuyacağım izninle."

"Evet doğru gece şuan, tamam iyi uykular!"

"Hoşçakal"

Telefonu kapatıp koltuğun üzerine attım. Gözlerim kendi kendine kapanıyordu, sadece uyumak istiyorlar. Ve bende onlara bunu vereceğim.

Odama çıkıp kapıyı kapattım, üzerimdeki ceketi de çıkarıp daha rahat birşeyler giydim ve yatağa atladım. Ahh kahretsin! Yatağa girdiğimde uykum kaçıyor! Yağmur da yavaşlamış. Bahçeye mi çıksam? Kaçmaya da çalışamam sonuçta gördüklerini söyledi. Evet bahçeye çıkıp temiz hava almalıyım.

Kalkıp az önce üstümden çıkardığım ceketi geri üstüme geçirdim ve odadan çıkıp aşağı indim. O ucubeye göz ucuyla bakıp bahçeye çıktım.

Ohh mis gibi toprak kokuyor heryer. Ayın ışığı çok net görünüyor, hiç bulut yok. Yağmur uslu bir şekilde yağıyor...

Neredeyse beş dakikadır buradayım ve sanki arkamda birisi varmış gibi hissediyorum, ama her döndüğümde her ne varsa yok oluyor. Galiba artık içeri geçmeliyim.

Arkamı dönüp kapıyı açacağım sırada ağaçların arasından kısa bir fısıltı duydum. Bu ne şimdi? Beni buraya şaka yapma amaçlı mı getirdiler?

"Ay ışığı... Çok güzel değil mi?"

Kim söyledi onu? Burada ben kendimden başka bir insan görmüyorum.

"Bana bak her kimsen yada dur  her neysen ortaya çık çünkü daha fazla fantazk istemiyorum tamam mı!?"

"Peki çıkmak istemiyorsam?"

"İçeri geçerim o zaman."

"Ondan nefret ediyorsun değilmi?"

"Kimden?"

"O ucubeden?"

Şaka filan mı bu? Bu fısıldayan kim yada ne?

"Sen nereden biliyorsun onu?"

"Yarın yine çık buraya, aynı saatte. Yüz yüze biraz konuşuruz, ne dersin?"

"Nereden bileyim beni öldürmeye çalışmayacağını?"

"Onuda yarın gelirsen öğrenirsin."

"Bakarız."

"İyi uykular."

Özür dilerim baya geç geldi ve aklıma fikirde geç geldi kfkrkfjrnfh beğenirsiniz umarım ama hiic Güzel olmadı 😩🤒

Ceset ormanı ~MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin