4 Sonun Başlangıcı

64 5 1
                                    

-Ölüm Saati, 17:34
Kalp atışını ölçen cihazda yeşil, düz bir çizgi vardı. Hemşire fişi çekene kadar bip sesi devam etti. Diğer hemşireyse oksijen maskesini hastanın yüzünden çıkardı ve örtüyle üstünü kapadı. Cerrah terden ellerine yapışmış steril eldiveni çıkarıp özel çöpe attı. Ellerine buz gibi suyla yıkadı ve dezenfekte etti. Bu arada yandaki ameliyathanede Doktor Joseph'in ameliyatı sürüyordu. Kan basıncı kontrol altına alınmıştı ve cerrah dikişleri atıyordu. 3 bıçak darbesinden 3'üde boş bölgelere isabet etmişti. Zarar gören bir organ yoktu. Dikişler bitince hastayı odaya aldılar. Ertesi gün narkozun etkisi geçince ve kendine geldiğinde odaya ziyaretçiler alındı. Tabii ilk giren polisti.
-Geçmiş olsun, Dr. Joseph
-Teşekkürler, buyrun...
-Size birkaç sorumuz olacak, öncelikle o kadın, hani kızıl saçlı olan, neden size saldırmış olabilir ?
-Bana evde sesler duyduğunu söylemişti. Çığlıklar ve uğultular. Bende ona bir gün evde dinlenmesini ve ruhunu negatif enerjiden temizlemesini söyledim. Kendisi teşekkür edip gitti... O günden sonra sadece dün, bana saldırmaya geldiğinde gördüm. Ne olup ne bittiğini bilmiyorum...
-Peki, kadından, Bayan Rose'dan, şikayetçi misiniz ?
-Cezası ne olacak ?
-Hakimin kararına bağlı, bir yıldan üç yıla kadar çıkabilir...
-Bayan Rose ile konuşma şansım var mı ?
-Elbette, ancak önce iyileşmeniz ve taburcu olmanız gerekmekte. Numaramı size veriyorum, haber verirsiniz. Tekrar geçmiş olsun...
Kartını Dr. Joseph'e verdi ve Joseph teşekkür etti. Güneş gözlüklerini taktı, ceketini düzeltti ve odadan çıktı...
Aradan 5 dakika geçmeden odaya Hugo, Jenn ve Joseph'in eşi girdi.
Eşiyle sohbet ettiler ve Hugo ile Jenn sadece dinledi. Joseph 5 gün içinde taburcu olacağını ve ofisinin onlara emanet olduğunu söyledi. O gün ofis kapalıydı, ancak ertesi gün Hugo ve Jenn orda başlayacaklardı çalışmaya. Tekrar geçmiş olsun dileklerini iletip hastaneden çıktılar. Birlikte bir kafeye gittiler. E her zaman Elite Maco'ya gidecek değillerdi ya! Hugo bir soğuk latte, Jenn ise karamelli frappuccino aldı.
-İyi ki iyileşti. Kadının gözlerinden ateş fışkırıyordu resmen... Şanslıymış...
-Dinlenmek iyi gelir. Bizde senle hem çalışır, ...hem eğleniriz.
Gülüştüler ve kahvelerinden birer yudum aldılar. Bir süre gündemden konuşup kahvelerini içtiler. Bardağın dibi gözükünce Hugo hesabı istedi ve 10 pound bırakıp kalktılar. Hugo evine gitmeyi, film izlemeyi teklif etti
-Tabii, neden olmasın!
Yürüyerek eve gittiler. Hugo televizyon ünitesinden bir dvd çekti.
-Forrest Gump
Bu film kitaptan uyarlanan en iyi aşk filmiydi. IMDb'den 8.8 almıştı. Hugo, Jenn'den filmi takmasını istemişti. Bu arada mutfağa gitti. 5 dakika sonra bir patlama sesi geldi. Mısırlar tek tek patlıyordu. Film izlerken çıtır çıtır, tuzlu, yağlı mısır yemek çok zevkli ve haz vericiydi. Mısırların hepsi patlayınca cam kaseye boşalttı ve tuzladı. Jenn filmi takmış, ışığı kısmıştı. Televizyonun tam karşısındaki füme, kumaş koltuğa yan yana oturdular. Filmi cam kasedeki mısırlar bitene kadar izlediler ve sonra;
-Film Arasıııııı
Diye sevimli bir şekilde böldü Hugo. Kaseyi mutfak setine bıraktılar ve ellerini yıkayıp salona döndüler. Filmi başlattılar. Saat ilerledikçe, film sonlarına doğru Jenn Hugo'nun omzunda uyuya kaldı. Hugo yavaşça kalktı ve odasından battaniye aldı. Jenn'in üstüne örttü ve yanına uzandı. Jenn yavaşça ve homurdanarak gözünü açtı. Hugo'yu görünce gülümsedi ve uykuya daldılar...

-Hoşgeldiniz Bay Jackson
Sabah yine alarmla uykularını alamamış bir şekilde kalkıp aceleyle ofise gelmişlerdi.
-Merhaba, aaa...
-Hugo, stajyerim. Doktor Joseph'in rahatsızlığı sebebiylede sizinleyim. Buyrun...
-Peki, açıkçası, nasıl başlasam bilemiyorum...
-Kendinizi rahat hissedin Bay Jackson, dağdaki bir otelde şöminenin yanında ısınırken ve kahvenizi yudumlarken kar yağışını izlediğinizi düşünün...
-O zaman düşünme sırası sizde. Bir yolda yürüyorsunuz, orman yolu. Çakıl taşlı yolun yanında ağaçlar, temiz hava. Yola bakıyorsunuz. Birden inceleşiyor, uzuyor ve başınız dönmeye başlıyor. Yol sanki dalgalanıyor ve siz yamuk yürüyorsunuz. Bam. Düştünüz.
Hugo anlamsız gözlerle Bay Jackson'a bakıyordu.
-İşte, rahatsızlığım !
Biraz ukala, kendini beğenmiş biriydi.
-Sizi uzman bir doktora göstermeliyim Bay Jackson. Rahatsızlığınız psikolojik değil, tıbbi. Loblarla veya nöronlarla ilgi olabilir. Muayene olmanızı öneririm. Başka birşey diyemem.
Hızlı bir hamleye kalktı ve mırıldanarak odadan çıktı. Kapıyı da çarptı.
Hemen sonra Jenn kapıyı araladı.
-Derdi ne bu adamın ?!
Hugo elini boşver dercesine salladı.
-Bay Shers geldi, obsesif kompulsif bozukluk*.
-Uğraşacağız desene !

*Obsesif Kompulsif Bozukluk:
OKB kişinin istemediği ve tekrarlanan düşünceler, hisler, fikirler, takıntılar veya bir davranışı yapmaya doğru sürülmek. Sıklıkla kişi, obsesif (saplantılı) düşüncelerinden kurultulmak için bir kompulsif (zorlayıcı) davranışı uygulamak durumundadır. |via wikipedia|

Bay Shers odaya geldi.
-Merhaba, Hugo. Dr. Joseh haber vermişti. Memnun oldum.
-Bende. Buyrun, oturun. Bozukluğu aşabildiniz mi ?
-Neredeyse evet. Sadece yamuk tablolar sinirimi bozuyor.
Bu arada ne yapsa iyi ?! Kalktı ve duvardaki tabloyu düzeltti. Hadi ama, tablo milim yamuk değildi !
-Ahahah, o tablolar kimin sinirini bozmaz ?
Hugo arkasını dönüp, nasıl yalan bu ya, diye söylendi.
-İsterseniz nasıl aştığınızı anlatabilirsiniz ve bizde diğer hastalara da öneririz.
-Evi dağıtıp, dağınık evde bir ay yaşayınca alışıyorsunuz.
Gülüştüler ve 1 saat dolana kadar öylesine konuştular. En son Bay Jackson odadan bir tebessümle ayrıldı. Bir gün daha bitmişti.
-Tek ihtiyacım uyku...
Hugo, Jenn'in seansları bitene kadar raporları yazdı. Sonra birlikte çıktılar ve filmin sonunu izlediler. Geç olmadan da kendilerini uyku moduna aldılar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kahve?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin