Yeni Ev

7 0 0
                                    

Küçük bir kaos sonunda yola çıkmayı başarabilmişler ve kısa bir yolculuktan sonrada eve varabilmişlerdi. Yürüyerek gittikleri için Jisung bu küçük kasabayı incelemek için vakit bulabilmişti. Her yere yürüme mesafesi olduğu için toplu taşıma yoktu ve bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar araba görmüştü ama bunların aksine de bol bol bisiklet vardı burada. Tatil zamanı olduğu için pek genç insan yok gibiydi gerçi şimdi ki gençler böylr yerlerde yaşıyor muydu emin bile değildi. Önünde yürüyen ve bolca ses yapan altı genç tabii ki de istisnaydı. Bir kaç market, küçük kafeler ve evler dışında pek bir şey yoktu yine, Jisung burada bir sinama olup olmadığından da şüpheliyi. Yeni çıkan filmleri nasıl izleyecekti? Güzel kitaplarından arta kalan zamanını sinamada geçirirdi ve bu tamamen eksi bir durumdu. Jaemin hyungun arkadaşları da ev girmişlerdi ve hepsi sanki burada yaşıyormuş gibi rahatlardı. Küçük bir ev bekliyordu Jısung ama aksine bir kişiye yetecek ve fazla bile gelecek bir evde yaşıyordu kuzeni. İlk başta nedenini anlamasa da sonrasında burada sadece kuzeninin değil de onun da arkadaşlarının kaldığını anladı ve bu Jisung için hiç iyi değildi, bu gürültünün asla kesilmeyeceğine emin olmuştu bir kaç saatte.

Adını hala bilmediği bir çocuk eve gelir gelmez mutfağa koşmuş ve gerçekten güzel bir şeyler hazırlamıştı, şimdide hepsi masaya oturmuş yemek yiyorlardı. Jisung hızlı hızlı yiyip hemen bitirmek istiyordu ki sofradan kalkıp kitaplarına kavuşabilirdi. Ama kendine yöneltilen soruyla istemsizce kafasını tabağından kaldırıp kendine soru soran kişiyi aramıştı gözleri. Hiçbirinin sesine aşina değildi ve şuan bütün gözler onun üzerinde olduğu için soruyu kimin sorduğunu anlamamıştı.

"Ee Jisung, beğendin mi bakalım bizim güzel kasabamızı?"

Biraz daha cevap vermeden beklerse ayıp olacağını düşündüğü için Jisung ortaya konuşmaya karar verdi.

"Evet beğendim. Biraz küçük ama olsun güzel bir yere benziyor."

"Burayı beğendiysen teyzemle konuşayım ve sen de bizim üniversiteye gel. Hem burada bizimle yaşarsın. Değil mi millet?"

Kuzeni neşeyle ve gerçekten yüksek bir ses tonuyla konuştuğunda Jisung ağzındaki lokmayı yutmakta epey zorlanmıştı. O buradan bir an önce gitmek istiyordu ama kuzeni şimdi onun tamamen burada kalması fikrini öne atmıştı. Hele bu fikir annesine ulaşırsa gerçekleşeceğinden emindi bile. O yüzden tanrıya dua etmeye başladı kuzeninin bu fikri sadece nezakette kalsın diye.

Diğerleri de kuzeninin onlara sorduğu soruyla hızlıca başlarını sallayıp onaylayan bir kaç cümle söylemişti. Bense sessiz kalıp yemeğimi yemeye devam etmişti.

"Bu arada ben Jeno. Tanıştığımıza sevindim ufaklık."

Bu sefer konuşan kişinin az önce bütün bu sorunlara neden olan soruyu soran kişi olduğunu anlamıştı Jisung. İlk seferden sonra onun sesini ayırt edebilmişti.

"Memnun oldum hyung."

Yolda gelirken kuzeni hepsinin ondan büyük olduğunu ve hyung demesi gerektiğini tembihlemişti bir güzelce.

Bir kaç dakika içinde hepsi isimlerini söylemişti. Mark vardı bir tane Kanada'lıymış kendisi. O kendisini tanıtırken Jısung Kanada gibi güzel bir ülkeden kalkıp neden bu saçma kasabaya geldiğini sorguluyordu.

Haechan diye çok konuşan bir başkası vardı. Jisung için gerçekten şirin birisine benziyordu, çok konuşan insanları pek sevmezdi Jisung ama bu karşısında duran adam iın çok konuşması bile onu rahatsız etmiyordu.

Jeno vardı, hani ona burayı beğenip beğenmediğini soran adam. Gerçekten çok geniş bir bedeni vardı. Yağ değildi bunlar, çok çalıştığını belli eden kaslardı ve tıpkı kuzeni gibi sarı saçlara sahipti. Gerçi onun saçları daha canlı ve sıcak bir sarıyken kuzeninin soğuk ve beyaza yakındı sarı saçları.

Chenle diye bir başkası vardı. Kısa sürede öğrendiğine göre Çinden gelmişti. Aynı Mark'ta olduğu gibi güzelim ülkesini bırakıp neden buraya geldiğini sorguluyordu. Kendiliğinden yüksek çıkan bir sese sahipti ki o her konuştuğunda Jisung onun şarkı söyleyip söylemediğini de merak ediyordu.

Bir de kuzeni Jaemin vardı. Yıllardır fotoğraflardan gördüğü kuzeni şimdi karşısında sıcak kanlılıkla oturuyordu. Hatta tren garında kendisine sarılmıştı ki bu Jisung için alışılmış bir şey değildi.

Jisung'un Jaemin için dediklerini hatırlıyor musunuz? Ne güzel ne de yakışıklı kavramı onun için uygun olmaz o her şeyin mükemmel bir buluşması diye düşünürdü bu zamana kadar. Ama şuan tam karşısında oturan adam Jisung'un düşüncelerini altüst etmişti resmen.

Renjun. Çok güzel ya da çok yakışıklı fark etmez. Diğer arkadaşlarının onun üzerine titrediğini anlamamak aptallık olurdu. İnsanı kendisine çeken bir aurası vardı, şuan karşısında Jeno onun yanaklarını sıkıştırıp bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama o çatılmış kaşlarıyla kendinden kat ve kat büyük adamı itmekle uğraşıyordu. İnsanlara temas etmeyi sevmeyen Jisung bile şuan karşısındaki şirin adamın yanaklarını sıkmak istiyordu.

Epey gürültülü geçen yemekten sonra hepsi dışarıya çıkmak istese de Jaemin onları durdurup Jisung'un yorgun olduğunu ve en azından bugün evde kalmaları gerektiğini söyleyip hepsini televizyon başına oturmuştu haber izliyorlardı.

Jisung ilk başta onların haber izlediğini görünce gerçekten şaşırmıştı, haber izleyecek pardon bu kadar dikkatle haber izleyecek tiplere benzemiyorlardı. Hele ki kuzeni o çatılmış kaşlarıyla pür dikkat televizyonda konuşan kadını izliyordu ve yandan görebildiği üzere gözleri fıldır fıldır dönüyordu. Ve geldiğinden beri ilk defa sessizlik yaşıyorlardı, konuşan tek kişi televizyonda haberleri sunan kadındı ve bu durum Jisung'un biraz dinlenmesi için fırsattı.

Annesi yüzünden tanımadığı altı adamın içinde oturmuş televizyon izliyordu. Evet birisi kuzeni olabilirdi ama sonuçta onu da tanımıyordu ve kan bağları kuzenini 'tanımadığı insanlar' kategorisine koymaya engel değildi.

Bir anda çok tuhaf bir şey hissetti Jısung, az önce ortam gerçekten sessiz olsada en azından diğerlerinin nefes alışveriş seslerini duyuyordu ama Jisung düşüncelerinden çıkınca bu seslerinde kesildiğini fark etmişti. Kaşlarını çatarak etrafa baktı ve hepsinin evet istisnasız hepsinin nefeslerini tutarak televizyondaki haberi izlediğini fark etti. O da hemen kafasını çevirip haberi izlemeye başladı ve izledikçe de içinde bir korku ortaya çıktı. Büyüdü büyüdü ve oturduğu yerden titremesine neden oldu.

"Ne yani kasabanızda hala yakalanmayan bir seri katil mi var?!"

Town Killer ~ Nct DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin