Felix elinde telefonuyla odasında bir o yana bir bu yana stresli stresli yürürken hâlâ Hyunjin'den bir mesaj bekliyordu, ancak beklemeleri kendisine pek bir şey katmıyor aksine stresi artıyordu. Yatağına oturup bir ayağını sallamaya başladığında kapısının açıldığından bir haberdi.
Hyunjin içeri girip Felix'in stres olmuş hâlini görünce derin bir soluk çekti içine. Sevgilisini şu bir ayda hiç olmadığı kadar yıprattığının farkındaydı ve bunun üzüntüsünü de şuan yaşıyordu. "Lixie?" Sessizce adını fısıldadıktan sonra yanına doğru ilerledi.
"Lixie, bana bak bebeğim." Elini çenesine koyup kaldırdıktan sonra gözlerine baktı, sanki içindekileri aktarmaya çalışıyormuş gibiydi Hyunjin. "Seni bu kadar yorduğum için özür dilerim bebeğim, bende böyle olmasını istemiyordum ancak o kadar çok panik yaptım ki..." Şuan söylediklerinin zaten Felix'in bildiği şeyler olduğunu fark edince sustu.
"Kardelenler açıyor sevgilim, ışığını bana bahşeder misin?" Hyunjin Felix'in bu cümlenin anlamını bildiğini biliyordu. Bu yüzden ne anlatmaya çalıştığını bildiğini de biliyordu. Felix Hyunjine gülümseyip yataktan doğruluktan sonra sıkıca sardı kollarını ona. "Affediyorum Hyunie, lütfen yapma bir daha bunu bana tamam mı?" Hyunjin burnunu Felix'in boynuna sürterken hım hımladı.
"Evet bebeğim, yapmayacağım. Şuan sadece burada uyumak istiyorum. Uyuyabilir miyim?" Uykulu gelen ses tonuyla gülümsedi Felix. Hyunjin'in kafasını boynuna daha çok bastırırken dikkatle arkasındaki yatağa uzandı. "Elbette uyuyabilirsin Hyunie, sevgilinin kolları ve boynu sana her zaman açık." Dedi ellerini saçlarında dolaştırırken, kısa bir sürenin ardından da Hyunjin olduğu yerde derin bir uykuya daldı.
"Kardelenler sen gelince açtı Hyunie, benim ışığımın kaynağı sensin."
•
Tam tam tam, bitti arkadaşlar.Ancak biraz farklı şeyler var kafamda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dispatch / Hyunlix
Fanfic*TT'de bulunnan dispatch akımından uyarlanmıştır, teşekkürler*