Bölüm 1-3

63 5 3
                                    


On üç sene sonra

Bir genç, üstü toz içinde kalmış halde yerde yatmaktaydı ve boğazına dayalı bir de kılıç vardı.

"Çok fazla açık veriyorsun! Ayaklarını iyi kullanmalısın, hızlı ol ve rakibinin önüne geç. Bir odun gibi olduğun yerde duruyorsun."

Genç adam defalarca yenilmekten bıkmış ve sinir olmuştu, gözlerini devirip fısıldayarak "Çok bilmiş, seni lanet bunak." Fakat adam gencin söylediklerini duymuştu ve kılıcın ucunu iyice boğazına bastırmaya başladı.

"T-tamam tamam özür dilerim Conrad amca!"

O sırada onlara doğru yaklaşan kısa boylu ve gözlüklü,siyah saçları örülmüş bir kadın "Conrad, Rex! Leydi Cecily sizleri çağırıyor." Kadının bu sözleri üzerine ikisinin birden gözleri fal taşı gibi açıldı ve Conrad ekledi "Yine ne yaptın seni lanet velet!"

"Ben bir şey yapmadım be!" sonradan Conrad'ın delici bakışlarına maruz kalınca ekledi "Yani en azından sana."

------------------------AVALON-------------------------

Conrad ve Rex antrenman yaptıkları yerden Leydi Cecily'nin yanına doğru yola çıkmışlardı. On üç seneden sonra Vassal köyündeki fark edebileceğiniz değişiklikler buranın artık bir köy olmayışı olabilirdi.

Vassal şehri binlerce kişiye yuva olan büyük bir yerleşkeydi, Fakat Avalon'un en küçük şehri bile denilebilirdi ne de olsa on üç sene önce sadece yüz kişinin yaşadığı bir köydü. Buna rağmen olağanüstü bir hızla büyümeye devam ediyordu.

En küçük şehir olmasına rağmen her sene düzenlenen Savaşçı Oyunlarına ev sahipliği yapıyordu, bunu özellikle Kral, kahraman Allardın ölümünden sonra şehre hediye etmişti. Kral, Allard Collins'i üvey kardeşini bir ejderhadan hayatı pahasına koruması ve bir ejderhanın geri çekilmesine sebep olmuş tarihteki tek kişi olduğu için Kahraman ilan etmişti ve Vassal köyüne Savaşçı Oyunlarını hediye etti.

Cecily ise kocasının ölümünden sonra büyük bir karamsarlığa düşmüş fakat kralın bu hareketinden dolayı eşinin o çok sevdiği yeri yüceltmek istemişti. Aynı zamanda o kadar fazla insan akın etmeye başlamıştı ki Vassala Cecily'nin köyü büyütmekten başka çaresi de kalmamıştı.

Rex ve Conrad şehirde tanınan yüzlerdi, hangi dükkânın hangi evin önünden geçerlerse geçsinler onları hoş bir selamlama bekliyordu, eski köy meydanın olduğu yerde artık şehir sarayı vardı, Rex'in kutsandığı alanda Saray avlusu haline gelmiş ortasında görkemli bir ağaç olan bahçeye sahiplik yapıyordu.

İkili avludaki ağacın yanından geçerken konuşmaya başladılar. "Bana bak! Çok ciddi bir halt yediysen oraya varmadan bana söyle? Bir savunmaya ihtiyacın olacak."

"Çok ciddi bir şey değil, sadece büyü hocamın yemeğine müsil attım."

"NE YAPTIN?"

"Dedim ya, büyü hocamın yemeği..."

"Ne yaptığını anladım geri zekâlı! Neden böyle bir şey yaptın?"

"Duyduğuma göre tuvalete çıkmakta sorun yaşıyormuş, neden olacak be sevmiyorum işte büyü yapmasını!" dedi ve ellerini önünde bağlayarak bakışlarını kaçırmaya başladı.

"Sevmiyor musun yoksa yapamıyor..." Conrad cümlesini bitiremeden, Rex onun ağzını eliyle kapattı "Şunu herkesin ortasında söylemesene be!" derken yanlarından elinde sepette kıyafetler ile geçmekte olan bir saray çalışanı onları selamlarmışçasına gülümsedi, Rex ve ağzı kapalı olan Conrad da onu selamlarmışçasına gülümsediler tabi Conrad'ın gülümsediğini kısılan gözlerinden anlamıştı kadın ve önüne dönerek hızlıca saraya doğru yöneldi.

AVALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin