Umarım beğenirsiniz. (:
Uçuş yarın diye geçirmişti içinden genç kız. Bir kutu hazırlamış içine kardeşiyle olan fotoğraflarını , bir mektup ve ailesinin resmimi koymuştu. Sonra Jack'e aldığı t-shirti koymuştu. Kutuyu kapatacakken gözüne bir resim ilişmişti. Bu resimde Jack ablasının yanağını öpüyor , Melody'de kameraya gülümsüyordu . Fotoğrafın arkasını çevirince 'Seni çok seviyorum bir tanem . ' yazdığını gördü . Bunu ne zaman yazdığını bile hatırlamıyordu . Kutuyu arabaya yerleştirip anne ve babasının evine sürmüştü. Kapıyı çaldığı anda, annesi kızını görünce ağlamaya başlamıştı. Melody'de ona sarılıp ağlamıştı. Kutuyu onlara verip , akşam açmalarını tembih etmişti. Oradan ayrıldığında son hazırlıklarını yapmaya eve gitmişti.
*
Üzerindeki astronot kıyafetine tekrardan baktı . 30 dakika sonra gidiyordu artık. Hayallerine varıyordu. Kamerayı açıp , üzerini tam çekecek bir şekilde ayarladı ve iki-üç resim çekildi. En güzelini instagrama atıp açıklamaya ' Hayallerime varmak üzereyim . Hepinizi seviyorum xx ' yazıp paylaştı. Arkadaşı yanına geldi ve " 20 dakika kaldı Melody. Hadi git." dedi .Birbirine sarılıp , ayrıldılar. Yönetim kurulundan müdürü geldi ve " Sana güveniyorum Melody. Sizi izleyeceğiz . Yapman gerekeni biliyorsun." dedi. Melody ona da sarılıp rokete ilerleyip içeri girdi. Arka tarafa geçip kontrolleri yapmaya başladılar. Koltuğuna oturduğunda 10'dan geriye doğru saymaya başlamışlardı.
10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
Ve havalandılar. Melody gözlerini kapattı. Tekrardan beyninde sesler duymaya başlamıştı. 'Sonun geliyor Melody anlayamıyor musun ?'
Melody , bir an önce bir doktora gitmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Kendi düşüncelerini sanki bir başkası konuşuyormuş gibi hissediyordu.
Nihayet durduğunda arkadaşı kafasına o şeyi geçirip bağlamıştı. Ses ayarlarını , kamera görüntüsünü , oksijen miktarını ayarlamışlardı. Kapıya geldiklerinde ipi vücuduna bağladıklarında Melody onlara dönmüştü . "Hazır mıyız?"
Kafalarını salladıklarında ipin tamamen bağlandığına emin olunduğunda Melody aşağıya atlamıştı. "Neye bakacağım tam olarak?"
1, 2 saniye sonra merkezden ses gelmişti. "İp izin verdiği kadar doğuya doğru ilerle. Yavaş ama hızlı ol." Nasıl yavaş ama hızlı olacağını düşünerek doğuya doğru ilerlemeye başlamış. güneşe "Bir şeyler görüyorum. Güney'de bir şeyler var sanki. Orada bir şey var kıpırdadı. Tam net değil. Ama bembeyaz. Hareket ediyor. " Bir süre sonra ses gelmiş. " Onun ne olduğunu tahmin edebiliyor musun ? Yaklaşmaya çalış fazla zamanın yok. Oksijeni fazla tüketme. " Beyaz şey ona doğru döndüğünde , Melody'de korkarak ona dönmüş. İlk simsiyah gözleri gördü. Simsiyah gözler. Değişik gözler ama simsiyah." Aman Tanrım! Simsiyah gözleri var. Buraya doğru geliyor. Hemen geri dönmem lazım!" Kız geri çekilirken kızın kafasında bir ses duymuş. 'Buraya kadar gelmişken , seni almadan olmaz.' O beyaz yaratık , kafasındaki ses miydi ? Emin olamıyordu. Bu kadar tesadüf olur muydu? Tesadüf ! Kesinlikle tesadüftü. Tam o anda ip koptu ve hızla yere çakıldı. Merkeze seslendi." İp koptu . İp koptu! Tanrım öleceğim aileme onları sevdiğimi söyleyin." Merkezde bir kargaşa çıkmıştı."Biri ipi kesmiş." Herkes birbirine bağırıyordu. Melody beyaz yaratığın ona doğru geldiğini gördü. Bembeyaz ışıktı ve o ışıkta simsiyah gözler vardı. Beyaz ışık onu kucağına aldı ve ışık hızında kayboldular. Kız "Hayır."diye çığlık attı. Sanki bir şey onun tüm enerjisini emiyordu. Siyah gözlere baktı dipsiz kuyu gibiydiler. Kız onlara bakarken tanıdık bir şeyler gördü sanki.Sonra tekrardan bir ses duydu beyninde. ' Sonunda gidiyoruz . Zamanı gelmişti.' Zamanı mı gelmişti? , diye düşündü genç kız . Sonra bilincinin son kırıntılarındayken yeni bir şey keşfetmişcesine düşündü. 'Telepati yapabiliyorsun.'
Beraber kara deliğin içinde kaybolurken 'Sende' dedi ses.'Sende yapabiliyorsun.'
3.Kişi Anlatımıyla
Kız bilincini kaybetmişken siyah göz, kendisini hala nasıl tanımadığını anlamıyordu. Dünyada bir çok kez karşısına çıkmıştı oysaki. Kafasındaki anlamadığı kaska benzeyen şeyi çıkardı. Hasret duyduğu gözlerine bakmak istedi kızın. Sarının en güzel tonu olan saçları etrafa saçılmıştı. Eliyle yüzüne dokundu. Dokunduğu an kızın yüzü parladı. Tepki veriyor diye düşündü siyah göz. Bilinci kapalıyken bile tepki veriyor. Kara deliğin içinde en diplere ilerliyordu. Buraya düşen insanların hepsi daha düşünemeden ölüyordu. Değişik diye düşündü. İnsanlar çok değişik.
Onların yerine vardığında onu yatağa bıraktı. Tanrıydı onlar. Minerva'nın yanına ilerledi. İnsan bedenine girdi.Gece mavisi saçları , simsiyah gözleri ve upuzun boyu. Kollarını komple kaplayan değişik simgeli dövmeleri vardı. Etrafına bir ışık yayıyordu. Köşeli yüz hatlarıyla tanrıların arasında en yakışıklısı sayılırdı. Minerva'nın yanına vardığında omzuna dokundu. Minerva"Getirdin mi?" diye sormuştu. Genius onu onayladığında , iç çekerek cevap verdi. " Onun düşmesine hiç izin vermemeliydik." Minerva ona katıldı. "Seni tanıdı mı ?" Minerva merakla ona bakıyordu. Tanıması lazımdı. Onların aşkı engel tanımazdı. " Benden korktu Minerva. Benden korktu. Beni görünce öleceğini sandı."
Genius ellerini saçından geçirdi. En çok saçlarını severdi o . " Benden korktu." Minerva arkaşının omzunu sıvazladı. Hatırlayacak diye fısıldadı. Hatırlamak zorunda.
![](https://img.wattpad.com/cover/39309569-288-k994089.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Tanrıçası
FantasyHer şeyiyle bambaşka olan bir gencin hikayesi. Sıradan bir gençken , uzayda tanımlayamadığı beyaz ışık tarafından kaçırılmıştır. Bu bembeyaz ışıkta ona biraz olsun tanıdık gelen tek şey simsiyah gözlerdir. Her şeye karşı çıkarak astronot olmuş...