gecikme

900 18 0
                                    

Motoru park ettikten sonra okulun bahçesinde kestirmek için bir ağacın altına geçtim. Bunu genelde sinirlerimi yatıştırmak için yapıyorum. İlaçlardan daha iyi 
"Mmm~" sessizlikle birlikte epey bir mayıştım...

Gözlerimi açtığımda karşımda iki çift göz bana bakıyordu "rosaline? Venüs.."  "sonunda uyanma kararı aldın sanırım " Rosaline'in alaycı konuşmalarına göz devirdim ve ayağa kalktım "uyuyakalmışım...saat kaç? " Rosaline beni takmadı ve arkasındaki Venüs'ü işaret etti. Venüs bebeğim endişeli gibiydi "iyi misin? " venüs rosaline'in arkasından çıkıp bana baktı "yeni hoca geldi.. " dedi biraz sesi titriyordu sanki "Eee? " bu neydi şimdi "hoca çok kabaydı azarladı beni ayrıca sana da çok kızacak" iç çektim "bana kızacağı için mi endişelendin bu kadar? Hm? " hafifçe kafa salladı "gel buraya" sarıldım ona sıkıca "bana kimse kızmayacak ayrıca kızsalar bile bana bir şey olmaz" onu rahatlatmaya çalıştım bir süre ama aklıma takılan şey hocanın ilk günden gereksiz bir şekilde neden Venüs'ü azarladığıydı. "bugün hoca seni neden azarladı canım çok mu konuştun ilk günden?" yüzü kızardı ne yaptığını gayet iyi biliyordu. "bir dahakine dikkatli ol hocaya yakalanma" kafasını öptüm  

venüs'e bir bebekmiş gibi davranmamızın nedeni çocukluğunda yaşadığı ve hala etkisi altında olduğu trajik olaylar. bazen hepimiz aileler konusunda şanslı olamayabiliyoruz venüs gibi. o daha beş yaşındayken anne ve babası ayrılmışlardı ve annesi hamileyken evi terk etmişti geride venüsü tek başına bırakmıştı. babasından bahsetmiyorum bile, kendisi venüs'ün varlığından bile bir haberdi. eve sürekli kadınlar getirir diğer zamanlarda evde olmazdı. venüs'ün şuan ki yaşına kadar gelebilmiş olmasının nedeni rosaline diyebiliriz. rosaline ve venüs aynı apartmanda yaşıyorlardı, bu olayları annesi konuşurken öğrenmişti ve o günden sonra venüs'e kendince anne ve abla olmaya çalışmıştı.

Yaşanan şeylerden dolayı venüs diğer insanlardan daha hassas herkes bunun farkında bu yüzden onu koruyacak kişilere ihtiyacı var bunu ne kadar kendisi kabullenmek istemesede içinde hala korkmuş bir çocuk vardı.

iç çektim ve venüsü kucaklayıp ayağa kalktım "madem zahmet edip beni buldunuz sınıfa geçelim" 

----

uzun süren okuldan sonra benim vaktim geldi. ne yapacağımı bilerek sırıttım. okuldan sonra motorumla diğerler çete üyelerini toplayıp etrafa bulaşmak mmm~~ en sevdiğim kafa dağıtmak için daha mükemmeli olamaz. çantamı alıp venüs'e ve rose'a görünmeden oradan ayrıldım. hızlıca otoparka gittim. hah~ motoruma atladım. "ilk önce beni bir dinle işler sandığın gibi değil" ?? bu tanıdık ses tartışıyorlarmış gibiydi. istemsizce dinlemeye başladım, bulunduğum yer kuytudaydı kolayca görünecek değildim buna güvenerek biraz kulak kabarttım. "işleri bu kadar komplike yapıp zorlaştıran sensin bunun farkında bile değilsin!" sesi kırgın ve bir o kadar da sinirliydi yalan yok telefonda kiminle konuştuğunu merak etmiştim tabii ki de benim hadime değil ama böyle açık bir alanda konuşulursa neden olmasın? değil mi? biraz merakın ve dramanın zararı olmaz ^^. "artık uzatma ve arama...ikimizin de iyiliği için yollarımızı ayırdık. zorlamaya gerek yok..." telefonu kapatma sesi boş otoparkta yankılandı. mükemmel kısa bir tartışma dinledikten sonra kaskımı takıp motoru çalıştırdım ve çıktım ve çıkarken onu gördüm.


>>>>

elimden geldiğince yazdım aşklarm okuyun yakında tekrar yazıcam. daha hızlı olacak bu sefer...ciddiyim <3 muah

Saygısız//bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin