Alarm çalışına gözlerimi bir anda açtım alarmı kapayıp tekrar gözlerimi yumdum yatakta bir saga bir sola dönüp durdum . Dün ...Orkun beni selimden kurtarmıştı... Cümle saçma oldu orkun, orkun beni kurtardı ?! Ahh .Saçma ama gerçek ...
Dışarıdan gelen korna sesine irkildim olcay gelmiştir yine bugün okula gidesim yok hiç bakmasam daha iyi evde olmadıgımızı düşünsün ... kornaya öyle inatcı basıyordu ki duymamak için yastıgı yüzüme koyup kulagımı tıkamaya ugraştım ama pes edecek gibi degildi telefonu elime aldım
"Olcay bugün gelmeyecegim gidermisin lütfen "
Cevap uzun süre gelmedi
olcay degilse kim ki ?
pencereye dogru koştum perdeyi aralayıp aşşagıya baktım
" Orkun ?!"
Ellerini beline koymuş kaşları çatıktı
Pencereyi açtım
" Senin ne işin var burda ?!"
"5 dakikan var serseri "
" Gelmeyecegim ben okula! "
" Okula gitmiyoruz in aşşagıya! "
" Hayır gelmek istemiyorum! "
Pencereyi tam kapatıyorken sesine durdum
" Ya sen gelirsin ya ben ,serseri! "
Aldırmayıp gidip yatagıma girdim
Kulaklıklarımı takıp gözlerimi yumdum10 15 dakika sonra
Kulaklıklarımın tekini kulagımdan çıkardı bir anda gelen korkuyla yatakta oturur pozisyona geldim
"Orkun ?!! Sen ... Sen nasıl geldin buraya ?!"
" Pencereyi ben geleyim diye açık bırakıyorsun şaşırıyorsun öyle mi "Pis sırıtma yine ...
" Öyle birşey yok ... Hem ben nerden bileyim oradan yukarı tırmanacak kadar deli oldugunu !?"
" Şu saçla hala konuşuyormusun "
Gülmeye başlamıştı tabi bende utanmaya saçımı yatmadan dagınık bir topuz yapmıştım şimdi nasıl oldugunu siz tahmin edin
Biraz da konuyu degişmek için atıldım
" Bırak saçımıda sen-senin sabah sabah ne işin var burda yoksa rüyanda beni mi gördün "" Benimle gel ... Selim - "
" Ahh.. Evet selim ... "
Derin bir nefes aldım
" Dün berbat bir gündü şey ben ... Aslında dün beni kurtardın teşekkür ederim sagol gerçekten "
Bana dogru egildi bir elini kulagına götürdü
" Ne duyamadım "
"Teşekkür ederim sagol "
" Ne diyorsun duymadım bi daha "
" Dalga mı geçiyorsun ?!"
Yüzünü bir anda bana dönünce nefes alışını yüzümde hissettim donup kalmıştık ne kadar öyle kaldık bilmiyorum kalbimin ritmi bozulmuştu daha hızlı çarpıyordu" Ee herneyse sen nereye götürmek için geldin beni "
Yataktan kalkıp karşısına geçtim
" Konuşmamız lazım "
" Tamam konuşalım işte "
"Dışarıda ... Hem ailende-"
"Onlar yurt dışında yoklar"
" İyi tamam geç otur "
" Gerek yok anlat "
" Otur dedim "
Oflayarak kırmızı kanepeye oturdum yanıma gelip yavaşca oturdu çapraz bicimde
"Bak beril böyle konular umrumda olmaz takmam kafaya ama bunu sana söyleme geregi duyuyorum "
" Neyi?"
" Selim ... Sana o gün yaptıklarını bir başkasından emir alarak yapmış"
"Ne nasıl yani kim ?!"
Gözlerimi büyütüp agzından gelecek tek bir lafa bakıyordum
" Bunu söylemek istemezdim ama ... Olcay "
"O-olcay mı nasıl yani olcay ?! Se-senin kardeşin ... Olcay mı? İnanmıyorum !"
Koltuktan bir anda kalkıp ellerimi belime koydum
"Yalan söylüyorsun yalan ! Olcay yapmaz öyle birşey cık git buradan çık dedim !"
"Beril ?"
" Sana defol dedim !"
Gözlerim dolmuştu olabilirmiydi ? Orkun endeşeli gözlerle bana bakıyordu
" Sakin ol beril kendine gel "
" Yalan söylüyorsun dimi ... Şaka ?"
Başını iki yana salladı
" Sana inanmıyorum olcaya sorucam !"
Odanın kapısını vurup cıkmıştım merdivenleri hızlı hızlı indim olabilirmiydi bu soru beni yiyordu çizmelerimi ayagıma giydim kapıyı açıp çıktım ana yola dogru koştum
"Taksi !"
" Beril beni bekle !"
Orkun peşimden koşuyordu
Taksi yanımda durdu,kapısını açıp hızlıca bindim bir anda şofor koltugunun yanındaki kapı acıldı ön koltuktan bana döndü
" Neden beklemiyorsun olcayın yerini ben biliyorum "
" Eger yalan söylüyorsan ..."
Önüne dönüp yolu tarif etmişti 1 -1 bucuk saat sonra eski bir fabrikanın önünde durduk
Taksiden inip kapıyı kapadım yerlerde su birikintileri vardı fabrika cok eskiydi üflesen yıkılırdı" Olcay nerede ?"
"İçerde "
Fabrikayı işaret ediyordu son kez orkunun yüzüne baktıktan sonra su birikintilerine basa basa koştum fabrikanın kapısı demirdendi yavaşca acılırken kapı gıcırtısı duyuldu
İçerisi fazlasıyla karanlıktı kapının acılmasıyla içeriside aydınlandı
"Olcay ! ... Selim ...!"
İkiside peşpeşe duran sandalyede baglıydılar yüzleri kan içindeydi
Olcayın cenesinden tutup yüzümde hızaladım
"Olcay ... Olcay iyimisin?"
Orkun kolumdan tutup beni geriye çekti
" Bırak şunu,hadi sorsana !"
Ne yapacagımı bilmiyordum orkunun yüzüne anlamsız baktım olcayla göz teması kurmak için diz çöktüm sesim titriyordu
" Olcay, böyle birşey olmaz ama o senin yaptıgını düşünüyor .dogru mu ?"
Olcay gözlerime bakıyordu başını egip salladı
" Ne nasıl sen beni kullandın mı ?!"
" Beril... Özür dilerim başta öyleydi ama şimdi ..."
" Sus nasıl yaparsın böyle birşey ! Ne zamana kadar ablamın günahını çekecegim ben ! Sana güvenmiştim ben ... Ben seni seviy-"
"Yeter Beril gidelim!"
" Yazıklar olsun sana olcay nefret ediyorum senden !"
Kapıya dogru koştum aglıyordum göz yaşlarımı elimin tersiyle siliyordum anayola çıktıgımda yavaşladım yavaş yavaş yürüyordum gözlerim dolu doluydu her yeri bulanık görüyordum
Bir anda gelen korna sesine sag tarafa dogru döndüm bana dogru kırmızı bir araba geliyordu donup kalmıştım belkide hareket etmek istemiyordum sonuna gelmek istiyordum gözlerimi sıkıca kapadım ellerimi kavuşturup sıktım . Arabanın fren yapış sesini duydum ama cok geçti artık çarpmak üzereydi ... Ani bir hareketle kendimi kaldırıma yapışmış buldum gözlerimi açtıgımda orkun bana sarılmıştı
" Deli misin sen ?! "
Gözlerim orkunun gözlerine odaklanmıştı daha fazla dayanamadım aglamaya başladım
"Evet , haklıydın bende olcayın peşinden koşan salaklardan biriydim ! Nefret ediyorum herşeyden ölmek istiyorum ölmek ! Neden kurtarıyorsun beni he neden bırakta öleyim yaşamaya hakkım yok !"
" Sus !"
" Bırak be-"
Bir anda orkun dudaklarıma yapışmıştı öylece duruyorduk ...