Açıkçası çok içime sinmeyen bir bölüm oldu, aklımdaki hikayeyi bir türlü istediğim gibi yazıya dökemedim. Umarım yine de beğenirsiniz :)
-------------------------------------------------------------------
Temur kendini tutan Çin askerlerinden kurtulmaya çalışırken, imparator babasının Mei Jin'e attığı ok, prensesin kalbine saplanmadan hemen önce başka bir ok tarafından parçalanmıştı. Herkes gözlerini diğer okun geldiği yöne çevirince oku atan kişi göründü, Dağ hanı Çolpan Han elinde yayıyla saray surlarının üzerinden avluya bakıyordu. Surlardaki diğer askerler oklarını ona çevirdi, Çolpan Han yayını havaya kaldırınca surlardaki Çin askerleri tek tek düşmeye başladı. Çin imparatoru ne olduğunu anlayamamıştı "öldürün bu kadını ve beraberindekileri" diye bağırdı askerlerine. İçeriye kaçmak üzereyken bir okçu tarafından kolundan vuruldu. Okun geldiği yöne baktığında okçu ile göz göze geldiler, karşısındaki kişi gök tegininin evdeşi Akkızdı. Akkız etrafa oklar savururken, yanındaki gökben saray kapılarını açıyordu.
Saray kapıları sonuna kadar açıldı. Batuga ve beraberindeki çeriler Gök Orda'daki tüm Çin askerlerini öldürmüşlerdi, Gök sarayın etrafı Türk çerileri tarafından sarılmıştı. Batuga yönünü Çin imparatoruna çevirdi, kaçmasını önlemek için Akkız'ın diğer okunun hedefi bacağı olmuştu. Çin imparatoru acıyla yere yığıldı. Etrafta çatışmalar devam ederken Temur'un gözü Mei Jin'den başka bir şey görmüyordu, ellerindeki iplerden kurtulup evdeşinin yanına koştu. "Mei iyi misin?" Mei Jin biraz önce yaşadığı durumun etkisinden çıkamamıştı, onu hiç düşünmeden öldürmeye çalışan kişi öz babasıydı"bana bak Mei Jin, gözlerimin içine bak iyi misin?" evdeşinin sessizliği Temur'u korkutmuştu. "İyiyim, yaram yok" dedi Mei Jin buruk bir sesle.
Kısa süreli çatışmadan sonra Gök saraydaki tüm Çin askerleri de öldürüldü, Batuga'nın kılıcı imparatorun kılıcına üstün gelmişti, imparator dizlerinin üzerine çökmüş bir vaziyette Gök tegininin karşısında duruyordu. "Mei Jin kızım kurtar beni, babanım ben senin Türklerin beni öldürmesine izin verme, yurdunu düşün kızım" son bir çare kızından medet ummuştu imparator ama Mei Jin ondan yüzünü çevirince tüm umutları bitti. Batuga son darbeyi vurmak için kılıcını kaldırınca, Mei Jin arkasını döndü ve gözlerini kapatıp başını Temur'un koluna dayadı. Babasının sesi kesilince gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü...
Ulu ece olanları kenardan izliyordu, her şeyin sorumlusu olarak gördüğü Batuga'nın gök tahtına oturacak olması onu çileden çıkarıyordu. Yerde ölü olarak yatan askerlerden birinin hançerini eline aldı, hızla birbirleriyle konuşan Batuga ve Akkız'ın üzerine doğru yürümeye başladı. Hançeri Batuga'ya saplamak üzereyken, ne yaptığını fark eden Çolpan "Batuga" diye bağırdı ve ona saldırdı. Çolpan Ulu ecenin hançerini düşürmeyi başarmıştı ama öncesinde gözüne aldığı darbeye engel olamamıştı.
Diğerleri müdahale etmek için hareketlendiğinde Çolpan Han onları eliyle durdurdu. "Bu iş bugün burada bitecek, ikimizden biri bugün kurgana girecek" gözünden akan kana aldırış etmeden kılıcını çekti. "Seni aptal kandaşının ve babanın yanına göndereceğim pis dağlı" Ulu ecenin yüzünde alaycı bir ifade vardı. İlk hamleyi yapan ulu ece oldu, Çolpan Han üzerine gelen hamleleri bir bir bertaraf etti. Sağ gözünden akan kan görüşünü engellese de oldukça iyi dövüşüyordu. İki kadının mücadelesi bitmek bilmiyordu, üst üste yapılan hamleler, Ulu ecenin yaptığı hileler, hiçbir şey bu dövüşe bir son veremiyordu. Çolpan Han'ın boş bir anından yararlanan Ulu ece, kılıcının kabzasıyla sırtına vurarak onu dizlerinin üzerine çöktürdü. Kazandığından emin bir şekilde son hamlesini yaparken, Çolpan hançerini savurdu ve Ulu ece yüzüne aldığı darbeyle yere yığıldı. Çolpan onun kılıcını ayağıyla kenara itti, yakasından tuttu ve dizlerinin üzerine çöktürdü Ulu eceyi. "Bu sarayı kandaşıma zindan ettin onu kara kurganlara soktun, yetmedi yeğenimi akılsız gibi davranmaya zorladın, obamı başsız bıraktın. Budunumu bala, genç, yaşlı demeden katlettin, şimdi yaptıklarının cezasını çekme zamanı ulu yılan" cümlesini bitirince kılıcını sıkıca kavradı Çolpan. "Temur oğlum kurtar beni, ben ne yaptıysam senin ve kandaşının iyiliği için yaptım. Bu pis dağlının beni öldürmesine izin verme" Ulu ece son çare olarak oğlunun vicdanına oynamıştı. "Devletin temeli adalettir, suç işleyen Han kişi bile olsa töreye göre cezasını çekmelidir" dedi Temur tegin. Ne olursa olsun anasını o halde görmeye yüreği el vermedi ve gözlerini sıkıca kapatarak arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Alternatif Evrenler
Historical FictionDestan dizisi için "ya böyle olsaydı" dediğim hikayeler...