5.BÖLÜM "BAŞLANGIÇ"

168 26 5
                                    

Babam bizi terk etmişti. Benim yerimde başka biri olsaydı eminim sinir krizi geçirirdi. Bu sabah ki tavırlarından anlamalıydım zaten. Kahvaltı hazırlaması, çok mutlu olması.. En önemlisi de Yağız'a oğlum demesiydi. Bu görüntüyü bize yakıştıramamıştım. Bu kadar az zaman içerisinde bunları yaşamamız kulağa tuhaf geliyordu. Biz bu değildik. Annem bizi isteyerek terk etmemişti ama babam bizi bile bile terk etmişti. Annemin yanında daha mutlu olacaktı belki de. Duman mutsuz büyüyecekti. Ben her zaman bu görüntüyü hatırlayacaktım. Yaram daha kabuk tutmadan babam onu tekrar kanatmıştı. İkinci bir acı olarak yaram daha çok kanıyordu artık.

Fırtınalı bir günde dışarı çıkmak gibiydi annesiz ve babasız olmak. Korumasız ve saf olmaktı. Artık nasıl korunacaktım? Duman'a korunmasızken nasıl bakacaktım?

Babam yerde öylece yatıyordu ama görünürde kan yoktu. İçimde biraz da olsa umut vardı. Elimdeki notu fırlatıp yanına eğildim ve nefes alıp almadığını kontrol ettim. Nefes alıyordu.

"Yağız!! Babam ölmemiş o yaşıyor! Ambulansı arayalım hemen." dedim ağlamaklı ses tonuyla.

Yağız ne olduğunu anlamak için babamın yanına eğildi.

"Hap yutmuş olmalı." dedi. Nasıl anlıyordu hemen herşeyi?

"Nasıl anladın?" dedim kesin yine bana saf diyecekti. Bakışlarını takip ettiğimde hap kutusuna baktığını gördüm. Gerçetende saftım.

"Arabanın kapısını aç." dedi ve cebinden anahtarı almamı istedi o sırada babamı kaldırmıştı. Anahtarı aldığımda tenim tenine deymişti. Diken diken oldum ve arabaya doğru koştum. Kapıyı açtığımda Yağız babamı getirmişti.

Duman'ı unuttuğumu fark ettim ve Yağız bana baktığında evi işaret ettim. Kapıya yöneldi ve Duman'ı getirdi. Bende arabaya binmiştim. Babam arka koltuktaydı bende öne binip Duman'ı kucağıma aldım.

Yol boyunca tek kelime etmedik. Duman uyuyordu zaten.

Yağız'ın yan profiline baktım. Yandan daha etkileyiciydi. Kafasını bana çevirdiğinde başka yöne baktım.

"Yine beni mi kesiyorsun saf?" dedi kafasını yola çevirirken.

"Karşı yola da mı bakmayacağım?"

"Bakmayacaksın" dedi.

Bende uzatmadan önüme baktım ve kötü düşünceleri başımdan savdım. Babam bu haldeyken neler yapıyorduk biz? Babam ölmeyecekti. Ama bende onu affetmeyecektim.

Hastaneye geldiğimizde hastahane kokusu burnuma doldu. Annemi hatırlamıştım. Doktorlar babamla ilgilenmeye başladılar. Sanırım yoğun bakım odasına alıyorlardı. Acımı içimde yaşayarak koltuğa oturdum. Derin bir nefes aldım. Acılar ard arda geliyordu. Sırada kim vardı? Duman mı yoksa ben mi?

Yağız elimden Duman'ı aldı ve bende elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Suyu yüzüme birkaç kez çarptım. Rahatlamıştım.

Koridorda yürümeye başladım. Duman Yağız'ın kucağındaydı ve tam bir süper ikili gibi görünüyorlardı. Yağız doktorla konuşuyordu.

Yanlarına yaklaştıklarımda babam hakkında konuştuklarını anladım.

"Durumu iyi fakat fazla ilaç içmiş biraz daha dikkatli olmalısınız." demişti doktor.

Yağız beni fark ettiğinde yanıma geldi ve babamın iyi olduğunu söyledi.

İçim birazda olsa rahatlamıştı.

"Ne zaman göreceğiz?"

"Bir kişi girebiliyormuş. Gir." dedi.

"O zaman Duman'a bakacaksın değil mi?"

"Bakarım. Yürü." dedi ve göz kırptı.

Yağız bana moral kaynağı oluyordu bazen. Onun yanında kendimi mutlu hissediyordum. Bazen de böyle öküzlüğü tutuyordu.

Tam odaya girecekken hemşireyle karşılaştım ve bana girmeden önce hastahane kıyafetleri giymemi söyledi. Onu takip ederken ilk defa böyle bir şey yaşadığım için kendimi kötü hissediyordum. Böyle şeyler filmlerde olurdu. Film yaşıyor gibiydim.

Babam'ın yanına girdiğimde uyandığını gördüm.

"İyi misin?" dedim soğukkanlı bir tavırla. Ona kızgındım. O bizi bırakmak istemişti.

"İyiyim kızım. Sizi bırakmayı düşünmemeliydim. Bir daha böyle bir şey olmayacak. Sizi bırakmayacağım" dedi. Ölmeyi göze almıştı, biz olmasaydık ölecekti. Şimdi bana ölmeyi düşünmemiş gibi mi davranacaktı?

Babam herşeyi yok saymak istiyordu, ama böyle bir dünya yoktu.

"Seni kurtarmasaydık ölecektin. Şimdi ne diyorsun?"

"Kızım affet beni." dedi. Babam benden ilk kez özür diliyordu.

"Baba artık çok geç. Sen bizi bırakmayı göze almışsın. Artık senin için olsakta olmasakta ne fark var?" dedim ve odadan çıktım.

Koridorun başına geldiğimde Duman koltukta duruyordu. Yağız'da başında bekliyordu.

Yavaşça yanına gidip Yağız'a sarıldım. Babamdan başka ilk defa bir erkeğe sarılıyordum. Bu sefer kendimi gerçekten saf hissetmiştim. Yağız beni benden çok tanıyordu. Kendimi onda bulabilirdim belki de. Şuan duygu patlaması yaşadığım için böyle düşünüyor olabilirdim.

Yağız'da bana karşılık vermişti. Bir dakika boyunca öylece sarıldık. Sanki enerjim dolmuş gibiydi.

"Sana gözyaşı dökmemen gerektiğini söylemiştim sulugöz." dedi.

"Beni buradan götürür müsün? Eve gitmek istemiyorum."

"Zaten seni evine götürecek değilim." dedi ve Duman'ı kucaklayıp arabaya yöneldi. Bende arkalarından gidiyordum.

Beni nereye götürecekti?

DUMAN (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin