7.BÖLÜM "HİSLER"

86 5 0
                                    

Karşımda Yağız'a sarılan bir kız duruyordu. Oysa ben ona güvenmiştim. Ben onunla bir yola çıkmıştım ve artık dönüşü yoktu. Yoksa bana mı öyle geliyordu? Neler diyordum ben. O kız kimse kimdi. Ben hislerine göre hareket eden aptalın tekiydim. Oysa Yağız düşüncelerine göre hareket ediyordu. Böylesi daha mı iyiydi? Ama hayır, kimse için değişmemeliydim.

Yağız'ın dışı samimiydi ama içi bir o kadar da hissizdi.

Kalp kırılınca tekrar iyileşir miydi? İyileşmesi için sadece ilgi mi gerekliydi? Belki de sadece yalnızlık yaramızı kabuk tutturacaktı. Benim yaram hâlâ kanıyordu. Babam onu tekrar kanatmıştı.

Geçmişe bakmayacaktım. Hep önüme bakıp dimdik duracaktım. Artık hayatım da olumsuzluklara yer yoktu, olmamalıydı.

"Sen kimsin?" dedi kız tek kaşını kaldırırken. Bu beni rahatsız etmişti.

"Ben Arya." dedim ve elimi uzattım. Hiç çekinmeden elimi sıktı. Sorunlu bir tipe benzemiyordu. Rahat bir tipi vardı. İçeri ilerlerken aynı zamanda konuşmaya devam ediyordu. Yağız ortalıktan kaybolmuştu.

"Memnun oldum da burada ne işin var?" dedi şaşkın yüz ifadesiyle koltuğa yayılırken. Bende tekli koltuklardan birine oturmuştum. "Yağız'ın arkadaşıyım. Ailem.. Uzun hikaye. Bir kardeşim var. O da benimle birlikte burada."

"Aile sorunları yani?" dedi. Anlayışlıydı. Bir o kadar da samimi.

"Evet, bir kaç gün önce annemi kaybettim." dedim gözlerimi yere doğru devirirken. Gözlerim dolmaya başlamıştı.Ağlamayacaktım.

Koltuktan kalkıp benim oturduğum tekli koltuğun köşesine oturdu. Sıcak ve samimi gelen bir hisle bana sarıldı. Bende ona sarılmıştım.

"Çok zor bir durum anlıyorum, ama güçlü olmalısın."

"Biliyorum kendime bir söz verdim." dedim.

"Güzel." dedi tam gözlerimin içine bakarken.

"Sen Yağız'ın kardeşi olmalısın o zaman." dedim.

"Evet, sıkıntı yok Yağız senindir." dedi ve kahkaha attı ama bu içten bir kahkahaydı. Ben de tebessüm ettim ve yanından ayrılıp uzun koridorda yürümeye başladım.

Duman'ın odasına girdiğimde çoktan uyanmıştı. Hemen yanına gidip onu kucağıma aldım.

Duman benim herşeyimdi. O tek varlığımdı benim. Yüzüne baktım, gülüyordu. Büyüyünce de böyle tebessüm eder miydi yüzü? Yanağını öptüm, sıcacıktı. Bebekler cennet gibi kokardı ya, aynı öyle kokuyordu. Saf ve temizdi.

Duman'ı da alıp aşağı inecektim. Karnı aç olmalıydı. Hem onu Yağız'ın ailesiyle tanıştırırdım.

Odadan çıktıktan sonra ahşap merdivenlerden inmeye başladım. Bir elim Duman'ı bir elimde merdivenin korkuluğunu tutuyordu. Bebek tutuşum ne kadar tecrübeli de olsa tedbir almak şarttı.
Aşağı indiğimde herkes salondaydı ama ilk önce Duman'ı doyurmalıydım. Mutfağa doğru yöneldim ve buzdolabını kurcalamaya başladım. Ben bir anne olmadığım için Duman'a en sağlıklısından süt veremiyordum.

Hizmetli içeri gelmişti. Birşeyler aradığımı fark etmişti sanırım.

"İsterseniz size taze inek sütü verebilirim. Engin Beyler'in bir çiftliği var. Hergün oradan özel sütler gelir."

"Olur." dedim.
Bu Duman için en sağlıklı yolsa tabiki de onu seçecektim.

Hizmetli sütü hazırlarken bende bir yandan mutfağı inceliyordum. Uzun ve genişti. Kocaman bir tezgahı vardı. Onun üstünde de meyveler, tatlılar... Yani burada herşey vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DUMAN (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin