Prisoner | Taekook

¦4¦

İyi Okumalar :)

Not: Küfür içerir!

Jungkook~
Uyan! Uyan! Hadi Uyan!

Yine abimi ağır uykusundan uyandırmaya çalışıyorum.

Abi Uyan! Her tarafı sikmişsin yine.

"Jungkook lütfen beni rahat bırak."

Abi her yere kusmuşsun kalksana.

Hoseok~
Aşağıdan sesler geliyor. Bu çok rahatsız bir ev. Sürekli takırtı takurtu geliyor, sessizlik yok. Malesef uyanmak zorundayım. Aşağıdan sesler geliyor;

Uyan abi hadi.
N - Siktir git lütfen.

Hep aynı konuşma, gözlerimi kötü bir güne tekrardan açmaya çalıştım. Kısılmış olan açamadığım gözlerim kızarmıştı yine. O yumuşak ve sıcak yorganı vücudumdan atmak zor gelsede onları susturmak zorundaydım. Üzerimden yorganı çekip yere attım. Vücudumu kıpırdatmak dahi istemiyorum ama yapmak zorundayım. Uzun çoraplar geçirdiğim ayaklarımı yere doğru saldım. Yerdeki terlikleri giyip karşımdaki aynaya baktım. İnanılmaz çirkin görünüyorum. Hemen tuvalete gittim. Kaymış suratımı düzeltip aşağı inecektim. Bu su soğuk, hep soğuk. Aşağı indim. Bir koltukta Nam yayılmış. Başucunda Jungkook durmuş ve çemkiriyordu.

"Kesin artık, uyanmak istemiyorum. "

N~ Lan uyandırmadık zaten.

H- Senin üzerindeki ne be?

Jungkook~
Kusmuk.

Hoseok hemen eli ağzında tuvalete doğru koştu.

N- Kusuyor mu?

Evet abi galiba kusuyor.

N- Kalk yemek hazırla, açım.

Kalk önce altındakini temizleyelim.

N- Kalkmayacağım Jungkook.

Yemek yok o zaman.

N-Daha o yakışıklının evine gideceğim. Banyodan çıkana kadar yemeği hazırla.

Tamam.

Namjoon ~

Her tarafın içine etmiştim. Yukarıya banyo yamaya çıktım. Odamda biri var galiba,

"Kimsin?"

"Namjoon"

"sen miydin Hoseok? Çabuk çık."

Hoseok çıktı. Belli ki odamda yatmıştı.
Omuzlarımız çakıştı, banyoya girince kıyafetlerimi yeni fark ettim. Çok iğrençlerdi, hemen onları indirip suyu açtım.

Su damlaları kuru saçlarıma dökülürken gözlerimi kapattım. Aklımda sadece adını bile bilmediğim bir adam vardı. Saçlarım yavaş yavaş ıslanmaya başlarken, üzerindeki damlalar yavaş yavaş yüzümden göğsüme doğru iniyordu. Kaşlarımın arasından inen su damlaları göz pınarlarıma doğru süzülüyordu. Gözlerimi ısıtan damlalar hoşuma giderken bir yandan da, o adama karşı kalan umutlarımı yok ediyordu. Ağlamak aynı zamanda da gülmek istiyordum. Ona yaklaşamamak sinirimi bozuyordu ama sakindim. Yavaş yavaş tüm vücudum ıslandı. Her su damlasında yüzünden bir parça unutuyordum. Korktum, çok korktum. Onu unutacağım diye, korktum. Hemen işimi halledip çıkmaya çalıştım. Beş dakika içerisinde işim bitti. Elime gelen ilk kıyafetleri giyip evden çıkacaktım.

"Ben çıkıyorum Jungkook."

"Yemek?"

"Baybay Kook. Hoseok sen burada mı kalıyorsun akşama?"