Koşmaktan neredeyse hissetmediğim bacaklarımla zifiri karanlık olan sokaklardan birine daldım. Bunca yolu koştuktan sonra telefonumu çıkarıp yardım istemek daha yeni aklıma gelmişti. Telefonumun tuş kilidini açtığım anda titreyerek kapanmasına lanet ettim. Ne yani ? Şu hikayelerdeki özendiğimiz aksiyonlar neden onca kişi arasında gelip beni bulmuştu ki ? Okuldan yaklaşık saat 16.40 gibi çıkmıştım ve çıktığım anda ortalama 50 yaşlarındaki bir adamın peşime takılmasıyla paniğe kapılıp koşmaya başlamıştım. Kaç dakikadır koşuyorum hiçbir fikrim yoktu. Fakat hava çoktan kararmıştı. Yaslandığım gecekondunun duvarından doğruldum. Artık bir şeyler algılama ve tanıma amacıyla etrafıma göz gezdirdim. Bulunduğum sokakta yüksek binalar yoktu. Aksine sıra sıra gecekondular vardı. İlerledikçe market tabelası olduğunu umduğum bir tabela ışığı gözümü aldı. Fazla uzak değildi fakat bu karanlıkta daha fazla tek başıma kalmaktan oldukça korkuyordum.
İki üç dakika sonra kendimi market kapısından içeri girerken buldum. Şu an tek istediğim Ceyhun'a ulaşmaktı. İçeriye göz gezdirmeye başlamamla ileride arkası bana dönük olan , önündeki kağıda bir şeyler karalayan küçük kız çocuğu takıldı gözüme. Varlığımı hisseden - kız çocuğunun annesi olduğunu sandığım - kadın görüş alanıma girdi.
"Buyrun , ne istemiştiniz ? "
Sanırım gözlerimin kan çanağına dönmüş , saçlarımın dağılmış ve nefes nefese kalmış olmam kadının endişelenmesine sebep olmuştu. Yoksa bu bakışları başka türlü açıklanamazdı.
"Şey... Telefonunuzu kullanabilir miyim acaba ?"
Karşımdaki kadının beni baştan aşağı süzmesine ve rahatsız edici gözlerine maruz kalmıştım. Ama sonunda "Tabi ki kızım." Cevabıyla ne zaman tuttuğumu farketmediğim nefesimi yavaşça bırakıp , küçük bir tebessüm bağışladım karşımdaki kişiye. Kadının kasaya doğru yürümeye başlamasıyla peşine takıldım. Market oldukça dağınık görünüyordu. Yeni gelen mallar diye düşündüğüm koliler marketin ortasında duruyordu. Ayağımın altındaki koliyi farketmemle birlikte takılıp tökezledim. Kadın önden yürüdüğü için farketmemişti. Benim işime gelirdi zaten. Bu halime yeterince rezil olmuştum ve daha fazla rezil olmaya niyetim yoktu.
Telefonu elime aldım ve Ceyhun'un ezberimde olan numarasını tuşladım. Çaldı...Çaldı...Ve çaldı... Tam pes edip kapatacakken , aşinası olduğum o tanıdık neşeli ve huzur veren sesi kulaklarımı doldurdu.
"Alo ?"
"Alo , Ceyhun?"
"Selin ?"
Ceyhun kimin telefonundan ararsam arayayım sesimi her şekilde tanırdı. Hatta birkaç defa kızlarla işletmek isterken sesimi şekilden şekile sokmama rağmen yine de tanımıştı. Belki de hissediyordu.
Meraklı ve endişeli sesi karşısında tebessüm ettim. "Evet Ceyhun benim. Yardımına ihtiyacım var. Şu an neredeyim bilmiyorum ama hemen gelip beni alman gerekiyor."
Birbiri ardına hızlıca sıraladığım kelimeler beni bile şaşırtmıştı. Ben hiç böyle hızlı konuşmazdım ki!
"Hey hey hey. Sakin ol be kızım , ne oldu ? Neredesin ?"
"Ceyhun ben de bilmiyorum , okuldan çıktığımda beni bir adamın takip ettiğini fark ettim ve korkudan koşmaya başladım. Nerede olduğuma gelirsek... Sanırım hiçbir fikrim yok."
" Tamam kuzu , şimdi sakin ol. Kimin telefonu bu ? Yanında kim var ? "
Yanımdaki adını bile bilmediğim kadının varlığını unutmuştum o an'a kadar. Ceyhun söylemese neredeyim diye oturup kara kara düşünecektim. Neyse ki kadın , Ceyhun'un hemen buraya gelmesi için yolu kolayca tarif etmişti. Şu an Ceyhun'un o tanıdık kokusunun sinmiş olduğu arabasındaydım. Bu kokuyla kendimi güvende hissediyordum. Yıllardır. Çocukluğumuzdan beri onunla hiç ayrılmamıştık. Aynı evde büyümüştük nasıl olsa. Annemin ölümünden sonra babamda beni terk etmişti. Kendine yük olan 5 yaşındaki bir kız çocuğuna bakmak istemezdi ne de olsa değil mi ?
Evimizin önüne yaklaştığımızda düşüncelerimden sıyrıldım. Yağmur hafif hafif çiselemeye başlamıştı. Yağmuru seviyordum. Yağmurun sesini seviyordum. Hele ki yağmurdan sonraki toprak kokusuna bayılıyordum. Küçükken Ceyhun'u sırf o kokuyu almak ve yağmuru izlemek için peşimden sürükleyerek parka götürürdüm. O günleri özlemiştim.
Ceyhun'un hızlı adımlarla eve yürüyüşünü izledim. Benim aksime o hiç sevmezdi yağmuru. Ne çok şey paylaşmıştık onunla. Yine her zaman olduğu gibi tek dostum olduğu için ondan yardım istemiştim. Yine günün sonunda ona sığınmıştım.
Ceyhun'un aksine ağır adımlarla evimize girdiğim anda patlayan gökgürültüsüyle yerimden sıçradım. Ceyhun bu halime kıkırdar gibi oldu. Televizyonun karşısındaki koltuğa oturup bağdaş kurdum. Ceyhun da aynı şekilde gelip karşımdaki tekli koltuğa yerleşti. Soran gözlerle bana bakmaya başlamasıyla bir açıklama beklediği aşikardı.
Fakat ben bile daha o adamın kim olduğunu bilmiyordum ki !
"O adamı bulmalıyız Ceyhun."
"Kimi bulmalıyız Selin ? Anlatacak mısın artık ?"
"Birkaç gündür birinin beni izlediğini hissediyordum fakat kuruntu yapıyorum diye düşünüp takmamıştım. Sana da anlatma gereği duymadım doğal olarak." Derin bir nefes alıp devam ettim. "Bugün de çıkışta yine içime bir korku dolmuştu. Aynı adam olduğunu hissedebiliyordum. Aniden arkamı döndüğümde 50 yaşlarında , beyazlamaya yüztutmuş saçlarıyla ve yorgun bakan gözleriyle bir adam duruyordu karşımda. En çok garipsediğim de şu olmuştu." O an'ı gözlerimin önüne getirmeye çalıştım. O yoğun bakan gözleri karşısında hızlıca gözlerimi kırpıştırdım ve devam ettim. "Gözleriyle buluşunca içimde garip bir his oluştu. Ceyhun o gözler yıllar önceki adamın gözleri gibi bakıyordu. Sadece daha yorgundular."
Ceyhun düşüncelere dalmıştı. Yukarı çıkıp dinleneceğimi söyledim ve merdivenlere yöneldim. Ağır adımlarla soğuk yatağıma girip düşünmeye başladım. Kim olabilirdi ki ? Böyle bir adamın benimle derdi ne olabilirdi ? Sıradan biri olsa neden bende böyle hislere sebep olsun ? Hiçbir fikrim yoktu... Kafamdaki soru işaretleriyle boğuşurken aklıma annem takıldı. Fotoğraflardan gördüğüm o zümrüt gözleri... Annemden bana geriye sadece zümrüt gözleri kalmıştı. Babam ... O da yoktu. Tam 14 yıl olmuştu. Tek dostum , abim , annem , babam Ceyhun olmuştu. Onun için de ben oyleydim. Ne de olsa ikimizde terk edilmiştik.
BİZ TERK EDİLENLERDİK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERK EDİLENLER
Teen FictionAnne ve babaları tarafından terk edilen iki genç. Çocukluklarını birlikte geçirdiler. Yaralarını beraber sardılar. Her şey çok iyi giderken karşılarına her defasında çıkan sorunlar... Selin ve Ceyhun... Onlar birbirlerinin tek dostu... Birbirlerinin...