Sabah uyandığımda dün gece olanları düşünmeye başlamıştım. O adamın sadece taciz için beni izlemediğini söylüyordu iç sesim. Bu işin peşini bırakmaya niyetim yoktu. Ceyhun'un bana seslenmesiyle sıcak yatağımdan kalkıp uyuşuk adımlarla banyoya doğru ilerledim. Soğuk bir duş beni kendime getirip , gözlerimdeki dünden kalan izleri yok edebilirdi. Suyun yavaşça bedenimi ele geçirişini hissettim. Soğukluk içimi ürpertmişti doğrusu. Düşünmemeye çalışıyordum. Şimdi zamanı değildi. Bugün çok önemli bir sınavım vardı. Dönemin artık sonlarına geldiğimiz için son sınavlarımız neredeyse bitmek üzereydi ve biz "Bitse De Gitsek!" havasındaydık. Bu sözü ne zaman söylesem lise yıllarımdaki Psikoloji dersime giren Zahide Hocam aklıma geliyordu... Bugun Farmakoloji sınavım vardı. Ah! Gerçekten bu ders kabusum olmaktan ne zaman vazgeçecekti ya da ne zaman aramı düzeltecektim ben bu dersle ?! Farmakoloji dersinden lise yıllarımdan beri hoşlanmıyordum. Sürekli benim için ortalamamı düşüren bir ders olarak kalmıştı. Bugün böylesine zor bir dersin sınavına hiç çalışmadan girecektim"!" Hani bana alkış ??
Duştan çıktıktan sonra hızlıca odama geçtim. Zaten duşta yeterince zaman kaybetmiştim ve eğer biraz daha oyalanırsam okula kendi imkanlarımla gitmek zorunda kalacaktım. Evet , Ceyhun beklemez giderdi. Yapmadığı şey değildi sonuçta...
Altıma koyu renk kot pantolonumu , üstüme de beyaz lakosumu geçirdim. Saçlarımın dalgalı ve kabarık olmasından oldum olası hep nefret etmişimdir. Düzleştirmeye vaktim olmadığından sıradan bir topuz yaptım. Makyaj yapmayı pek sevmezdim fakat vazgeçemediğim bir kapatıcım vardı. Gözaltı morluklarımı biraz da olsa kapatmak umuduyla kapatıcımı sürdüm ve sanırım hazırdım.
"Selin hadi ama artık ağaç oldum burda be kızım!"
Ceyhun'un isyan ve sitem dolu sesiyle birlikte koşar adımlarla aşağı indim ve leziz kahvaltılıklarla donatılmış masaya bir göz attım. Ceyhun'un en sevdiğim özelliklerinden biri de mutfak konusunda çok iyi olmasıydı. Damak tadı ve elinin lezzeti çok iyiydi. Ben de yemek yapmayı çok severdim hele ki söz konusu tatlılar olduğunda... Fakat genelde üşendiğimden işler Ceyhun'a kalıyordu ve artık bu duruma alışmıştı. "Sonunda teşrif edebildiniz bayan." Alay dolu cümlesiyle gözlerimi devirdim ve masaya oturup atıştırmaya başladım.
" Bugün benim işim var derslere girmiycem sınavdan sonra çıkarım , eğer bulamazsan haberin olsun diye söylüyorum."
" Ne işin var ?"
" Var işte bir işim boşver sen hadi çıkalım geç kaldık zaten."
Cevap verme gereği duymadan kalkıp askıdan polarımı aldım ve çantamı koluma taktım. Ceyhun'un da evden çıkmasıyla kapıyı kilitleyip kendimi dışarı attım. Hava güneşliydi fakat hala dünden kalan bir kırıklık vardı. Dokunsanız ağlayacaktı o masmavi gökyüzü.
Okula geldiğimizi farkettiğimde arabadan indim ve Esra'nın anında kolumdan çekişiyle neye uğradığımı şaşırdım.
"Kızım çabul ol sana anlatmam gereken şeyler var."
"Kızım yine ne oldu ya? Kim , kiminle çıkmaya başlamış ? Yine ne dedikodusu yapıcaz ? Sen lisedeyken böyle değildin ya ne oldu sana ?"
Esra sorduğum sorular karşısında ufak çaplı bir kahkaha attı fakat tekrar eski ciddiyetine döndü. Evet Esra böyleydi işte. Öyle komik bir şey olurdu ki gülmekten yerlere yatardınız , o ise 2 saniyelik bir kahkahadan sonra ciddileşirdi. Ben Esra'yı düşünürken çoktan kampüsün arka bahçesine gelmiştik bile. Acaba yine ne anlatacaktı ?
Ceyhun'dan ;
Dün gece Selin'i takip eden adamın kim olduğunu sanırım biliyordum. Birkaç hafta öncesinde bana gelen tehtid mesajlarına aldırmamıştım fakar iş oldukça ciddiye binmişti. Lise yıllarımdayken birkaç pis işlere bulaşmıştım. Fakat nerden bilebilirdim ki gelip beni yıllar sonra tekrar bulacaklarını ?
Önüme aniden çıkan küçük çocukları farketmemle var gücümle frene yüklendim. Çok şükür ki bir şey olmamıştı. Arabadan inmeden önce birkaç saniye önümde duran , ağlayan kız ve onu sakinleştirmeye çalışan erkek çocuğu ikilisini izledim. Sanırım kız oldukça korkmuştu ve burdan bakıldığında her ikisi de en fazla beş yaşındalardı. Bana oldukça tanıdık gelen iki kişiyi anımsatmışlardı. Selin ve ben... Biz de şu an karşımdaki küçük çocuklar gibiydik. Selen'i her korktuğunda sakinleştirme işi bana düşerdi. Aslında bende küçüktüm ve doğal olarak bende korkuyordum. Fakat belli etmiyordum çünkü benim korkmamama güvenirdi Selin. O küçücük yaşımızda bile ne kadar düşünceliydik birbirimize karşı...
Arkamdan gelen korna sesleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. Yol bomboştu , çocuklar gitmiş olmalıydılar. Bir anda gazı kökledim ve son gaz Emir'in mekanının yolunu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERK EDİLENLER
Fiksi RemajaAnne ve babaları tarafından terk edilen iki genç. Çocukluklarını birlikte geçirdiler. Yaralarını beraber sardılar. Her şey çok iyi giderken karşılarına her defasında çıkan sorunlar... Selin ve Ceyhun... Onlar birbirlerinin tek dostu... Birbirlerinin...