💙

1K 117 25
                                    

Belki bir insan hayatında en fazla bu kadar mutlu olabilirdi ama ben, ben hayatımda en ufak şeylere bile mutlu olurdum, bu cehenneme rağmen.

Ben Felix, herşeyin farkındayım. Ne kadar boktan bir hayatım olduğunun, abim Minho'nun beni sevmemediğini sadece acıdığı için yanımda olduğunu bilen biriyim. Ben herşeyin farkındayım ama bana görmezden gelmek öğretildi, dalga geçiyorum onu da kendim öğrendim. Hani olur ya bir insan gece gündüz okuduğu kitabı bitirince kalbine bir ağrı saplanır, hayatı ona çok boş gelir, işte o ağrıyı ben hayatım boyunca her zaman yaşadım ama bu değersiz olduğumdandı.

Kantinde boş boş oturuyordum, gülüşen insanlar moralimi bozuyor bana ne kadar yanlız olduğumu hatırlatıyordu. Benim hayal gücüm her zaman güçlü olmuştur, mesela hep annemi hayal eder, güzel bir ailem olduğunu, arkadaşlarımın olduğunu hayal ederdim, biliyorum acınası.

Kantinde yer bulamayan bir arkadaş grubu masada tek başına oturan beni görünce yanıma ilerleyip bana seslenmişlerdi.

"İşin bittiyse biz oturabilir miyiz?" Kafamı evet anlamında sallayıp onlara baktım, hepsinin elinde bir sürü yemek vardı, o yemekleri bana verseler 1 ayımı onlar ile geçirebilirdim.

Kıyaslama yapmaktan nefret ediyordum ama yapmadan da duramıyordum belki bu hayatın bana verdiği başka bir cezadır? Güçsüz bacaklarımı yürümeye zorlamak çok acınasıydı ama benim hayatım güçsüzlükler ile doluydu.

Her zaman bir doktor olmak istemişimdir, onlar insanları iyileştirir ve canlarının yanmasını engeller, aynı bir kahraman gibi. Eğer bir doktor olsaydım kendimi iyileştirirdim ki canım acımasın.

Yaşadığımız hayatı kendimiz seçebilseydik..

"Felix!?" Kulağıma dolan ses ile tırsıp yana adım attım ve müdüre baktım.

"İyi misin sen?" Kafamı neden anlamında salladığımda alnını ovup bana cevap verdi.

"Ne kadardır sesleniyorum."

"Dalmışım konuya gel." Müdür etrafa bakınıp tekrar seslenmişti.

"Hyunjin ile aranı düzelt."

"Benden daha iyi bilgi alman için mi? Kabul et müdür ben o kadar aptal değilim, herşeyin farkındayım." Müdür bir iç çekip tekrar kafasını bana kaldırmıştı.

"Neden bunu yapıyorsun?" Ona soru sorar gözler ile baktığımda önüne dönmüş benim gibi dolaplara yaslanmıştı.

"Görmezden geliyorsun." Sırıtıp önüme döndüm.

"Bazı insanlar önemli değildir, hayatlarında en ufak bir değeri yoktur, ölse kimsenin umrunda olmayacak kişilerdir." derin bir nefes alıp sözüme devam ettim.

"İşte o insanlar sadece görmezden gelmeyi bilir, hayatları bir oyundan ibarettir hemen ölmek isterler." Göz yaşlarımı silip derin bir iç çektim ve son cümlemi de söyledim.

"O insanlarda 2'ye ayrılır, bazıları intihar eder, bazıları ise intihar edemiyecek kadar korkaktır onlar sadece ölmeyi bekler." Göz yaşlarıma rağmen gülümseyip müdüre seslendim.

"Değerli olduğunu hissetmek nasıl bir duygu?" Müdür bana sadece acınası gözler ile baktığında gözlerimi ondan alıp önüme döndüm.

"Eğer biri beni önemseseydi, onun için hayatta kalmak isterdim." Göz yaşlarım gittikçe artmaya devam ederken kafamı eğdim ve tekrar konuştum.

"Bu hayatta tek ben insanları sevdim, beni seven olmadı." Müdür bana sadece anlamsız gözler ile bakıyordu, ya da ben anlayamıyordum. Etraftaki sessizlik garip bir hal alırken ben konuşmaya devam ettim.

Naughty /Hyunlix/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin