-The moon beautiful
tonight, Isn't it--Elinde ki kelepçeye baktı genç kadın.Daha sonra da karşısında ki kırmızı gözlere.
Elbette ki haklıydı Kagura.Elinde ne bir kanıt ne bir delil ne de bir görgü tanığı vardı.Onu burada tutamazdı.
Genç adam yavaş adımlar ile kapıya beyaz saçlı kadının yanına doğru ilerledi.Fakat daha sonra birisinin yanında durdu.O kişinin kulağına bir şeyler fısıldayıp kapıdan çıktı ve gözden kayboldu.
Lesley meraklı ve sorgular gözler ile baktı Hanabi'ye.
Hanabi ise sadece omuz silkmek ile yetindi.
- - -
Lesley evinin bahçesinde oturmuş gök yüzünde ki yıldızları izliyordu.Açıkçası hâlâ neden burada olduğunu bile bilmiyordu genç kadın.
-Birileri yorgun gibi gözüküyor.
Genç kadın sesin sahibini anında tanımıştı.Kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirdi.
-Nerelerdeydin diye düşünüyordum.1 haftadır yoksun ve beni rahatsız etmiyorsun?
Genç adam gülümsedi ve yanına oturdu.Gözlerini gökyüzüne dikti.
-Hadi ama,seni rahatsız ediyor olsaydım çoktan benden kurtulurdun.
Bu sözleri söylerken genç kadına yaklaşmayı da eksik etmedi.O kadar çok yaklaşmıştı ki yüzleri arasında sadece küçük bir mesafe kalmıştı.
-Ah senin oyunlarınla ilgilenmeyeceğim küçük suikastçim.Sadece arkadaşımı merak ediyorum o kadar.
Lesley'in son dediği laftan sonra Gusion kaşlarını çattı.Arkadaş derken Hanabi'den söz ettiğini biliyordu.
-Hmm arkadaşını neden merak ediyorsun?
Lesley göz devirdi ve derin bir iç çekti.Gözlerinden bile bu konuda hiç memnun olmadığı anlaşılabiliyordu.
-Sana söylemiştim.Geçen gün birisini yakaladım diye.Fakat yeterli delil olmadığından daha doğrusu her hangi bir delil olmadığından onu serbest bıraktık.Gitmeden önce arkadaşıma bir şeyler söyledi ve o hâlâ gelmedi..Endişeleniyorum o adama güvenmiyorum.
Gusion son sözlerden sonra yerinden kalktı ve kafasını başka bir yere çevirdi.
-Ah kusura bakma Lesley.Küçük bir işim vardı.Yarın gece tekrar uğrarım.
Lesley ağzını bile açamadan genç adam çoktan kaybolmuştu.Açıkçası genç kadın pek umursamadı.Sonuçta her zaman bu lafı kullanıp yanından gidiyordu.
Havanın soğudunu fark ettiğinde daha fazla dışarıda kalmak istemedi ve çoktan soğumuş olan kahvesini de alıp içeriye geçti.
- - -
Karanlık bir sokağa girdi Hanabi.Dışarıdan gören birisi sadece onun burada olduğunu düşünürdü.Fakat hayır,genç kadın buraya adımını attığından beri tek olmadığının farkındaydı.
Gözlerini gölgelerin arasında saklanan kişiye dikti.
-Kısa kes.Ne istiyorsun?
Genç kadının gözlerini diktiği yerden bir ayak sesi duyuldu.Daha sonra ise Ay'ın yansıttığı ışığın altında ise bir beden belirdi.
-Sadece..merak ediyorum.Neden burası ve neden onu seçtin.
Hanabi göz devirdi.Sanki bu soru onun için hiç bir şey ifade etmiyormuş gibi cevap verme ihtiyacı bile hissetmedi.
-Pekala o zaman sadece şunu söyleyeceğim.Seninle her zaman,her gece savaşırdık.Kimin daha iyi olduğunu öğrenmek için.Yıllar geçti Hanabi.
Genç adam sırtında ki kılıcını yavaşça kınından çıkardı ve karşısında ki kadına doğrulttu.
-Merak ediyorum.Acaba bu sefer hangimiz kazanıcak?
Hanabi her hangi bir tepki vermeden olduğu yerde durdu.Hiç bir hamle bile yapmayacaktı.
-O gün ağzını da kırmam gerekirdi.
Hayabusa'nın son sözlerinden sonra gözleri sol tarafından geçen bir ışığı fark etti.O kadar hızlı geçmişti ki takip bile edememişti yada nereden geldiğini bile görememişti.
Daha sonra ise sol yanağında bir sıcaklık hissetti.Elini yanağına götürdü ve dokundu.Parmaklarının arasında ki kırmızı sıvıya baktı.
-Bu bir uyarı atışıydı seni şerefsiz herif.Yanlış anlamanı istemem
İlk önce Hanabi daha sonra ise Hayabusa sesin geldiği yöne doğru baktı.
Çatılardan birine oturmuş ve elinde ki bıçakları sallayan bir adam.Beyaz saçlı bu genç yüzünde ki sırıtışı soldurmadan aşağıya,genç kadının yanına indi.
-Sence de bu saatte bu kadar güzel bir kadını yanına çağırıp bu tarz bir tavır sergilemek yakışır mı hiç bir adama?
Küçük bir kıkırdama sesi çıktı gençten.
-Ah tabi senin gibi canına susamış heriflere elbette yakışır.
Hayabusa sözlerine hiç aldırmadan kılıcını geri kınına yerleştirdi.Daha sonra ise gözlerini Hanabi'ye dikti.
-Bunu bir ara tekrarlayalım,Hanabi.
Genç kadın sözlerini aldırmadı.Kollarını göğsünde birleştirdi.
Hayabusa yavaş adımlar ile ikisinin yanında geçerek sokağın sonuna kadar ilerledi.Fakat daha sonra tekrar yerinde durdu.Gök yüzüne baktı.
-Ah..Söylesene Hanabi.Sencede Ay bu gece çok güzel değil mi?
-598 kelime-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~𝙎𝙝𝙚𝙧𝙞𝙛𝙛~
ActionMoniyan İmparatorluğu'nda küçük bir kasabada 2 yıl önce bir saldırı gerçekleşti. Saldırının sonucunda bir kız çocuğunun babası hayatını yitirdi. Lesley adlı bu kız babasının intikamını alacağına yemin etti. Yıllar sonra bu küçük kasabanın şerif yar...