Açıklama: Stephen senin en yakın arkadaşın ama sen onunla daha yakın olmak istiyorsun.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.
Başına gelebilecek kötü şeyler arasında en utanç verici bu olabilirdi. Küvetin kenarına basıp ayağın kaymadan önce yaptığın şey yeni bir duş perdesi asmaktı. Ayağının üzerine düştün ve rahatsız edici bir çıtırtı sesi duydun. Daha da kötüsü evde yalnızsın ve bu düşüş seni tamamen hareket edemeyecek duruma getirmişti.
Bir sonraki hamlen için yapabileceklerini sıraladın. Bunlar biri ambulansı arayıp gereksiz bir olay yaratmak diğeri ise en yakın arkadaşın ve aynı zamanda çok hoşlandığın kişiyi aramak. Stephen Strange.
Hareketli New York şehrinde apartman kompleksinizin en üst katında yaşadığınız için ikinci seçeneği tercih ediyor ve itibarını biraz kaybetmeyi göze alıyorsun. Ayak bileklerin zonklayarak banyonun zemininde otururken, elini cebine atıp telefonunu çıkararak Stephen'ı arıyorsun. Hem tam zamanlı bir büyücü hem de yarı zamanlı bir doktor olduğu için bunun en iyi seçenek olduğunu düşünürdün.
Karşı taraf cevaplamadan önce telefon toplam 3 kez çalar ve en yakın arkadaşının kısık sesini duyarsın.
"Hey. Nasılsın? Beni hiç aramazdın." Sesindeki endişeli tonu fark etmede güçlük çekmiyorsun.
"Önemli birşey yok, sadece oturuydum, sıkıldım... sen?" Olabildiğince soğukkanlılıkla cevap vermeye çalıştın.
"Ve nedense buna inanmakta güçlük çekiyorum," diye içini çekti. "Ben oraya portal açmadan önce bana ne olduğunu anlat." dedi sertçe.
"Tamam, pekala, duş perdemi takıyordum ve-"
"Yoldayım, sakın hareket etme." Daha ne olduğunu anlatamadan telefonu kapattı.
Yenilgiye içini çektin. Sırtını küvete dayadın ve kollarını çaprazlayarak sabırla Stephen'ın her zaman yaptığı gibi gelip seni azarlamasını bekledin.
"Banyodayım, başka nerede olabilirim?" Cevap verdin, bunun ücretsiz sağlık hizmetinin bedeli olduğunu tahmin ettin.
"Tanrım, gerçekten mi?" Stephen önündeki manzaraya bakıp içini çekti. Ayak bileğin görünür ve belirgin bir şekilde şişmiş halde banyo zemininde yayılmıştın.
"Seni buradan çıkaralım." Elini sana doğru uzattı ve senin tutmanı bekledi. "Elimi tut."
"Ne?" Onu doğru duyup duymadığından emin olmak gerekiyordu.
