147|1

73 24 45
                                    

Çıplak ayaklarımla soğuk zeminde üstümde hastane elbisesi insanların çığlıkları eşliğinde geziyor bir yandan da adını bilmediğim zihnimin kuytu köşelerinde olan şarkınıları mırıldanıyordum.

Sol taraftaki odadan öyle büyük bir acılı çığlık geldi ki içim titredi.

Bende ilk geldiğimde böyleydim ama alıştım acıya. Kapının pervazında durarak içeri baktığımda hemşireler kıza elektro şok veriyorlardı. Eski zamanlar fazla etkilenip kendime gelemezdim ama şimdi hem bedenen hemde ruhen bu cehennem gibi barınağa alışmıştım.

Doğrusunu söylemek gerekirse annem gittiği için alışmak zorunda kaldım.

Annem burada bu doktorlara karşı yenileli 1 seneyi geçmişti. Benim için ama hâlâ aynıydı. Bazen yanıma geliyor gidiyordu. Ya da ben o kadar delirdim ki artık gerçekte olmayan şeyler kuruyordum.

Yan tarafımdan hoplaya zıplaya giden bir dede vardı. Sanırım narkoz etkisi diye düşündüm. Kıkırdayarak gözümden kayboldu.

"HERKES YEMEK İÇİN AŞAĞI" herkesin tanıdığı hemşire hoparlörden her gün yaptığı konuşmasını yaptı.

Yavaş yavaş merdivenlere doğru yürüdüm.

Annemin gitmeden önce kestiği aşırı kısa kahkülleri uzamış gözüme geliyordu. Çekemiyordum onları elimi dokundukça annemin öldüğü geliyordu. Kalbimin üstünde sigara söndürülmüş gibi yanıyordu.

Yavaş yavaş giderken iri yarı bir adam bana çarparak düşmemi sağladı ve arkasına bile bakmadan hızlı adımlarla merdivenlerden indi.

Duvardan destek alarak kalktım. Karnımdaki dikiş yüzünden inledim. Geçen hafta hastanede ki çatışmada bıçaklandım. Oysa ben hiç karışmamıştım oradan geçen biriydim.

Kendimi bildim bileli bu hastanedeydim. Bir kere bile güneşi gördüğümü hatırlamıyordum.

Merdivenlerden şarkımı mırıldanarak inmeye devam ettim.

Yemekhanenin girişinden girdim ve yemek sırasına girdim. Buradaki insanların çoğu kafayı yemişti. Bazılarıysa iyi gibiydi. Yeni gelenler oluyordu bazen bağırıyorlardı, ağlıyorlardı, intihar etmeye çalışıyorlardı ama bu lanet insanlar onları geri hayata bağlayarak denek olarak kullanmaya devam ediyordu.

Bu arada ben denek 147. Maalesef adım yok buradaki herkes yani hemşireler ve doktorlar öyle diyor. Normalde insanların kendi üzerlerinde taşıdıkları harflerle yazılan isimleri olurmuş ancak benim ismim yok. Buna üzülecek değilim ve ismim vardı da alınmış olsaydı üzülürdüm fakat zaten hiç kendi adım olmasının nasıl birşey olduğunu tatmamıştım.

Yemeğimi alıp benim yaşlarımda mavi gözlü bir kadının karşısına oturdum. Yeni gelmişe benziyordu. Korkaktı sanırım. Her hafta benzer kişileri görüyordum artık. Yemeğimi yemeye koyılmuşken hoparlörden ses geldi.

"DENEK 147 HEMEN DENEK GÖZLEM ODASI'NA"

Yemek

Merdivenlerden yine ağır ağır çıktım.

15 dakika sonra...

Sonunda son kata varmıştım. Gerçekten bacaklarım acıdan uyuşmuştu elimi karnıma götürüp inledim. Dikiş yeri yanıyordu ama umurumda olmaması için elimden geleni yapıyordum.

Kapıyı ağır ağır tıktıklayarak gir kelimesini duymadan içeri girdim.

Baş hekimlerden Fuat sapığıydı. Hiç sevmiyorum bu adamı Bi sokuyor iğneyi. Bütün damarlarıma birşey oluyor.

HASTANE ÇATISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin