♤, maça altılı.

719 41 6
                                    


Genç, böyle şeylere inanmazdı. Doğum tarihleri onun için sayıdan ibaretti; burçlarla hiç ilgilenmiyordu ve fal saçmalığıysa hayatına hiçbir dönem dahil olamamıştı.

Fakat parmaklarını önüne serilen destede gezdirip kızın kendisinden istediğini yaptı.

Dokuz kart seçti.

Genç kız yine gülümseyerek izliyordu karşısındakini. Zihni artık daha açıktı. Alkolü fazla kaçırmamak, ayılma sürecinde kolaylık sağlıyordu ona. Evine aldığı bu yabancı ise işini zora sokmak için orada bulunuyordu sanki.

Gencin bakışları tek başına sarhoş edebilirdi.

Derin bir nefes alıp seçilen dokuz karta baktı. İnce parmaklarıyla her birine dokunup çevirdi kartları. Yerinde şöyle bir toparlandı. Hâlâ ismini bilmediği bu adamdan ne dilek dilemesini istemişti ne de bir soru düşünmesini. Yalnızca bakacaktı.

"Hmm," iki parmağını bir kartın üzerinden geçirip onu kaldırdı ve karşısındakine gösterdi. Dolgun dudaklarını ıslatıp devam etti. "Bu gece gerçekten kupa onlu çıkardın."

Söylediği, karanlık sokakta yaşananları hatırlatmıştı Taylan'a. Gülümsedi. Bu kız gerçekten onun şansı olabilir miydi? Tek bildiği kıza karşı içinde her saniye büyüyen karşı konulamaz çekimdi o dakikalarda. Yapabilse aralarında duran tüm kartları savurup dudaklarına kapanacaktı.

Yapmadı.

Onun sessiz kaldığı süreçte kadın diğer kartları inceliyordu. Bakışları nihayet tekrar gencin gözlerini bulduğunda konuştu.

"Sen," dedi. "Çok zeki bir adamsın fakat... Biraz acele ediyor olabilir misin?"

Yüzünün önüne dökülen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırıp devam etti.

"İşinde ilk aşamayı atlatmış olabilirsin lakin eline geçen yeni fırsatları değerlendirmeyi bilmiyorsun. Seni daha ileriye taşıyacak uzun bir yol var önünde."

Sustu. Uzanıp çocuğun yanağını sevdi parmak uçlarıyla. Dudağındaki ve kaşındaki yaraların üzerinde oyalandı. "Taşkınlık etme." diye fısıldadı. "Kendine zarar veriyorsun."

Ardından alt dudağını dişleyerek güldü ve geri çekilip diğer kartlara verdi dikkatini.

"Eskiden keyifli gördüğün uğraşlar senin için bir iş hâline dönüşmüş olabilir. Bunu aşabilirsen eğer, zaferler kazanabilirsin."

Kendisini dikkatle dinleyen genci izledi bir süre. "Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?"

"Anlıyorum." diye cevapladı Taylan, saniyeler sonra. "Çok net."

Kızı gülümsetebilecek sözcükler seçmeye çalışıyordu ve başarıyordu da. Çok değil, yalnızca birkaç saat önce karşısına geçip "Bir kadınla tanışacaksın ve fallara inanmanı sağlayacak." deselerdi kahkahalarla gülerdi.

Şimdi çok farklı bir manzara yoktu önünde.

"Hırs, para ve gücün seni aldatmasına izin verme." Kızın sesiyle irkilerek kendine geldi. Başını hafifçe sallayıp söylediği her kelimenin doğruluğu üzerinde durdu bir süre. Bu sırada "Kayboluyorsun." demişti kadın. "Doğru tarafı bulmalısın."

"İşinde zorlu bir süreç seni bekliyor olabilir... Fakat,"

Yine tatlı tatlı gülümseyip elindeki kupa dokuzluyu gösterdi. "Yepyeni başlangıçlara sürükleneceksin. Zaferler kazanacak ve iyileşeceksin... Huzurun hafifliği hiç uzakta değil."

Elindeki kartı koltuğa bırakırken sürdürdü sözlerini.

"Önemli olan, onu nerede aradığın."

Son karta geçtiğinde Taylan dili tutulmuş vaziyette öylece karşısındaki koyu yeşil gözlerin sahibini seyrediyordu. Bir büyücü olduğundan artık neredeyse emindi. Tek kelime edemiyor oluşu bunun kanıtı niteliğindeydi belki de. O tekrar konuştuğunda bakışlarını pembeliklerine indirip yutkunmakla yetindi.

"Çapkın bir kadın, yeni arkadaşlıklar ve duygu yoğunluğu güçlü ilişkilere işaret eder bu kart." Dudak büzdü. Önündeki karo kızına bakarken gözleri kısılmıştı. Daha sonra gencin seçtiği üçüncü kartı, maça altılıyı* da eline alıp iki kartı bir süre inceledi.

"Altı gün, altı hafta veya altı ay içinde sana çok iyi gelecek bir kadın girecek hayatına."

Bunları söylerken hiç eğlenmese de devam etti. "Uzun soluklu bir birliktelik sonunda mutluluğun kapıları da aralanacak sizin için." Bakışlarını diğerinin bakışlarına sabitleyip derin bir nefes aldı. Son cümlesiydi bu.

Bir süre orada kaldıktan sonra kendine gelerek kartları toparladı. Desteyi eline alıp ayaklandı. Fal bitmişti. Tam gencin yanından geçip gidecekken bileğinde bir sıcaklık hissetti. Durdu. Ayakta olduğu için tepeden bakıyordu evindeki misafire. Önce bileğini saran parmaklarda gezindi, ardından gözlerini diğerinin gözlerine çıkardı.

"Baksana," demişti oğlan. "Bu kadın..." Eğilip boştaki eliyle az önce yere düşen tek kartı aldı ve doğruldu. Kartı kadına gösterip devam etti. "Hayatıma çoktan girmiş olabilir mi?"

Kupa ikilisi tutuyordu.

Kadın uzanıp karta dokundu fakat onu eline almak istememişti. Çocuğun kartın üzerinde duran parmaklarına temas ettiğinde vücudunda hissettiği elektrik tüm şehri aydınlatabilecek cinstendi. Dilini dudaklarında gezdirip mırıldandı.

"Bu, bizi temsil ediyor yakışıklı."

Sözlerini sürdürmeden evvel koyu bakışlarını bir kez daha diğerinin suratında gezdirdi.

"Bu gece benimle uyumalısın."

Üçüncü kartın doğrulandığı geceyi başlatan cümleydi bu, zira genç adam uzun zaman sonra ilk kez içinde bir ılıklık hissetmişti.

İyileşiyordu.

*Maça altılı, şifadır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Maça altılı, şifadır. Ruhsal rahatlığa ve zihni yoran düşüncelerden arınmaya yorumlanır. Küçük zaferlere işaret eder.

kupa ikili | taylan antalyalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin