listen before i go, jikook

yok ol

"Lafı uzatmaya gerek yok. Jungkook ve Jimin'in ilişkileri hakkında konuşmak için çağırdım seni." Taehyung kaşlarını çattı.

"Anlamadım?"

"Jimin birkaç gün önce kontrole tek geldi ve aylardır kontrole gelmiyordu bile. Nedenini sorduğumda Jungkook'un hep işi olduğunu söyledi."

"Bir dakika, Jimin aylardır kontrole gelmiyor mu? Bana Jungkook ile hep gittiğini söylüyordu. Nasıl olur? Kafayı yiyeceğim." Taehyung, yüzünü elleri arasına aldı. Jimin neden ona yalan söylemişti?

"Aylardır gerçekten gelmiyor bile.."

"Bay Kim, Jungkook Jimin'i aldatıyor olabilir." dedi Taehyung bir anda. Seokjin şaşkınlıkla ona baktı.

"Şaka yapıyorsun..?"

"Keşke şaka olsa. Min Yoongi isimli bir herifle tanıştığından beri Jimin'in yüzüne bakmıyor. Hatta Jimin uzun zamandır benim evimde kalıyor.
Jungkook ile milyon kez konuşmaya çalıştım, bir açığını yakalamak için. Ama hiçbir şekilde taviz vermiyor.
En kötüsü de ne biliyor musunuz? Jimin bunun farkında. Belli etmediğini sanıyor ama ben anlarım. " dedi gözleri dolarken.

"Orospu çocukları." dedi Seokjin ve devam etti.
"Jungkook ile konuşmam lazım."

&&

"Jungkook!" diye bağırdı Seokjin kapının önünde. İş yerinden zorla Min Yoongi'nin ev adresini almıştı ve büyük ihtimalle ikisi de buradaydı çünkü ikisi de işe gitmemişlerdi.

Kapıya sertçe vuruyor açmalarını söylüyordu. Daha sonra kapıyı Yoongi olduğunu düşündüğü kişi açmıştı. Kendisinden büyük gömleği ve eşofmanı ile.

"Ne var? Sen kimsin?" dedi Yoongi sertçe. Seokjin ona bakarak yüzünü buruşturdu.

"Bana Jungkook'u çağır."

"Jungkook'un burada ne işi var? Kendi evine baksana? Hasta mısın nesin?" dedi ve kapıyı kapatmak için hamle yaptı. Seokjin buna engel olarak kapıyı tuttu.

"Git bana Jungkook'u çağır. Burada olduğunu biliyorum. Kendi evinde sevgilisini neden aldatsın, değil mi?" diye sordu Seokjin tek kaşını kaldırarak. Yoongi şaşkınlıkla ona baktı.

"Kim gelmiş?" Jungkook'un sesini duyduğunda, Seokjin Yoongi'ye 'ben demiştim' bakışı atmıştı. Yoongi geri çekilerek içeri girmesini işaret etti.

"Jungkook, misafirin var."

"Ne?" der demez bir odadan çıkıp gelmişti Jungkook. Şok olmuştu karşısındaki adamı görünce.

"Bay Kim?"

"Buraya gel, Jungkook." dediğinde Jungkook şaşkınca ona doğru adımladı. Seokjin az öncekine nazaran sakince oturuyordu. Jungkook da karşısında.

"Bizi yalniz bırak." dedi Seokjin, Yoongi'ye.

"Zaten her şeyden haberim oluyor. Ha şimdi ha sonra, ne fark eder?"

"Benim kim olduğumu biliyor musun, Min Yoongi?" dedi Seokjin.
"Sevgilisine sor, söylesin."

Yoongi merakla Jungkook'a baktı.
Jungkook tek kelime etmemişti.

"Ben de öyle düşünmüştüm, Jungkook." dedi ve devam etti.
"İçten içe öldürdüğünüz Park Jimin'in doktoruyum."

Yoongi gözlerini büyütüp Jungkook'a baktı. Jungkook kafasını bile kaldıramamıştı.

"Gel otur, Min Yoongi. Madem bu kadar çok istiyorsun."

"Neden yaptın bunu Jungkook? Çok sevdiğin Jimin'e nasıl yapabildin bunu? Madem başkasına karşı bir şeyler hissettin, neden ayrılmadın Jimin'den?"

"Yapamazdım, benden başka kimsesi yoktu."

"Sen şimdi iyi bok yemiş gibi bunu söylüyor musun bir de? Senden başkası olmayan birini aldattın Jungkook. Ne fark etti?" dediğinde Jungkook cevap vermemişti yine.

"Jimin ölüyor, Jungkook."

"Ne?" İlk defa o an kafasını kaldırıp Seokjin ile göz göze gelmişti Jungkook.

"Aylardır başkası ile yatıp kalkacağına sevgilini kontrole getirseydin haberin olurdu." dedi ve devam etti. "Tümörü tekrarlamış ve bu seferki diğerinden daha büyük. Biraz daha zaman kaybetseydik ölecekti."

"Bay Kim..." dedi Jungkook gözlerinden yaşlar akarken. "Ne olur şaka yapıyorum diyin.."

"Keşke şaka yapıyor olsam Jungkook. Yarın ameliyat olacak ve ameliyattan sonra kurtulma oranı çok düşük ama ameliyat olmazsa da yaşama oranı hiç yok. Sana ameliyat da Jimin'in yanında ol demek için gelmedim." dedi Seokjin ve devam etti.
"Mümkünse yok ol Jimin'in hayatından."