6

175 19 56
                                    

Üstündeki kıyafetleri düzeltmiş, son kez aynaya bakmış. heyecanla evden atmıştı kendini dışarıya. hafif serin olan havayı iliklerine kadar hissetmiş, ardından kalbini deli gibi attıran ama bir o kadar da uyuz olduğu coçukla buluşmaya gidiyordu. zaten evine oldukça yakın olan avmye hızlı adımlarla gitmeye başlamıştı, shotonun da gelecek olması onu çok geriyordu. düşüncelerle boğuşurken shotonun eski sevgililerine yaptığı korkunç şeyler aklından geçip gitti. tek bildiği şey shotonun kötü bir insan olmadığıydı. çünkü bir kaç kez yaptığı şeyler onu sapıkların elinden kurtarmıştı. "hadi ama izuku ne yapabilir ki en fazla kazayla katsukiyi öldürür bende hayatımın sonuna kadar sap kalıp shotonun babasına yapmak istediği işgenceleri dinlerim bu da en fazla bende kalıcı beyin hasarı bırakır. sonra akıl hastanesine kapatırlar beni sevdiğimin mezarına bile gidemem, gidip orda intihar edip shoto korku filmi izlerken hayalet olup onu korkutup, mükemmel bir intikam alabilirim-"  

"Göt lalesi aloo! hangi cehenneme gittin ama geri gel."

derin düşüncelere dalmış olan beden kolunun tutulması ve içine megafon kaçmış gibi bağıran katsukinin sesiyle girdiği hayal aleminden çıkmıştı. gerçek dünyaya adapte olmaya çalışırken, farkında olmadan avmye geldiğini ve yanında ona deli gözüyle bakan sarışını görmesiyle ağzından ufak bir çığlık kaçtı. "k-katsuki sen ne zamandır burdasın?" 

sarışının dudaklarını ufak bir sırıtış kapladı. "shoto yüzündan akıl hastanesine girmen, sevdiğinin mezarına gidemeyıp hayalet olup shotoyu korkutup intikam aldığından beri." sarışın ufak bir kahkaha bıraktı ardından kendinden daha kısa olan çocuğun seviyesine indi. "merak ettim şimdi o uğruna hayalet olup intikam aldığın sevdiğin kim?" izuku yanaklarına toplanan kanla birlikte yerin dibine girmek istiyordu. ama o izuku midoriyaydı, altta kalamazdı. "mitsuki teyzemi sevmesem söyleyecek çok şeyim vardı." ardından  trip atar gibi hızla avmnin içine girdi ve sarışının arkasında kalmasını sağladı. o sırada sarışın bu ufak göt lalesinin annesini nerden tanıdığını sorguluyordu.

...

"burgerler ne ara bu kadar pahalı oldu amk, shoto olsa kitlerim zengin piç o." yeşilli saçlarını karıştırdı, etrafta olan başka fast food menülerine göz gezdirdi. uzakta olan fakat fiyatı çoğu şeye göre ucuz olan bir menü çarptı gözüne. "katsuki kumpir deneyelim mi, hem ölürsek de beraber ölürüz." sarışın omuz silkti, "her şeyi yerim ben sıkıntı olmaz." ardından gözlerini yeşillininkilere kitledi. "seni bile yerim. açım çünkü."  sarışın koluna yediğği ufak çaplı darbeyle güldü ve sinirlenince dünyalar tatlısı olan çocuğu bir kez daha baştan aşşağı süzdü.  ardından çoktan "kumpir" satan yerin önünde olduğunu fark etti ve peşinden koşmaya başladı.  "İZUKUĞ ÖZÜR Bİ DAHA YAVŞAKLIK YAPMİCAĞM GİTMEĞ" 

...

"garip bir şekilde çok  lezzetli." izuku daha iki kaşık anca almışken katsuki patatesin kabuğunda kalan ufak patates parçalarını almak için kazı çalışması yapıyordu. yeşilli bu görüntüyle ufak çaplı bir kahkaha attı. sarışın kahkaha atan çocuğun sesini duymasıyla kafasını kaldırıp, gözünde dünyanın en güzel gülüşüne sahip olan çocuğa bakakaldı, nefesi kesilmişti. "hep gül sen çok güzel gülüyorsun." izuku gelen ani iltifatla başını eğdi, alışkın değildi böyle sözlere. o sırada gözüne bir kaç masa arkalarında oturan siyah takım elbiseli, fötr şapka ve siyah gözlük takan, elinde gazte olan ve onları gözetleyen bir adam takıldı, dik dik izukuya bakıyordu, sinir olmuştu. ardından bu mükemmel günü bozmamak için ona odaklanmadı. tekrar izukuyla derin bir sohbete daldı. siyah takım elbiseli adam ara sıra yanlarından geçiyor etraflarında dolaşıyordu. katsuki gerçekten sinirlenmişti. "izuku kaklıp biraz gezinelim mi sana bir şeyler almak istiyorum bu günün hatırası olarak." yeşilli gülümsedi, bu kadar erken kalkmalarının sebebini tahmin edebiliyordu, yanlarında sapık gibi takılarak onları izleyen shoto. 

...

"bak kitap satan mağzalar mükemmel yerlerdir. her boku bulabilirsin oyun içi alım için kullanılan kartlardan saçma sapan kutu oyunlarına kadar." izuku gülümsedi ve katsukiye ayak uydurdu. "sanırım en çok sevdiğim yerlerden biri bu tür kitapçılar, çünkü bir sürü defterler var. ah- ben sadece koleksiyon için defter topluyorum evde tonla var. hatta annemlerin yanından taşınmadan önce annem ağzıma sıçıyordu. bu defteri götüne mi sokacaksın diye, belki koleksiyon yapıyorum kardeşim sana ne yani." katsuki güldü ardından izukuya seveceği cinsten bir şeyler bakmaya başladı. tam dikkatini vermişken üstünde izlendiğine dair bir ürperti oldu. sağ tarafına baktığında takım elbiseli herifle göz göze geldi, artık onun bir sapık olduğuna emin olmuştu. yüzüne korkunç sırıtışını yerleştirdi. ve herifin üstüne yürümeye başladı. ardından adımlar hızlandı ve koşmaya dönüştü. shoto başına gelecek şeylerin olasıklarını kafasında hesaplarken canını sevdiği için deli gibi koşmaya başladı. katsukinin peşinde "siktim belanı sapık piç" diye koşması  hızını her saniye biraz daha arttırıyordu. kaşla göz arsında etrafa bakmıştı, gözüne aşırı kalabalık olan bi mağaza takıldı, adımlarını o tarafa doğru çevirdi şapkasını tutarak koşması onu oldukça komik bir duruma sokuyordu...

eline geçen ilk fırsatta üstündeki takım elbiseden ve diğer şeylerden kurtulmuştu shoto. ardından daha önceden için giydiği favori gömleğinin ortaya çıkmasına izin verdi izuku her seferinde o göleğin "pezevenk gömleği" olduğunu söylesede shoto umursamıyordu, altında olan siyah pantolonu da beyaz olanıyla değiştirmişti. ardından güvende olduğunu düşünerek mağazanın deneme kabininden çıktı. etrafta bağıran ve deli gibi sapık arayan katsukiyi fark etti. yanında bonus olarak bir brokoli onu durdurmaya çalışıyordu. bu duruma  güldü ve her zamanki gibi ortadan kayboldu melez genç..

...

"katsuki lütfen bak kaçmış piç işte bi daha olursa polise gideriz olur biter lütfen bu günü doya doya yaşayalım." katsuki derin bir nefes vermiş ardından hafifçe eğilip dudaklarını izukunun alnına bastırmıştı. "özür dilerim kendimi tutamadım.." izuku gülümsemiş sarışının elini tutarak dışarı sürüklemişti. ikilinin moodu tekrardan yükselirken mağaza mağaza gezmeye başladılar.

...

"bu gün için çok teşekkür ederim izuku cidden çok güzeldi yine yapalım bi ara" izuku anın mutluluğuyla katsukiye sarılmış, ardından kocaman gülümsemişti. "yapabiliriz tabi ben sevdim bu işi." katsuki hafifçe eğilmiş eliyle izukunun çenesini kavramıştı. "umarım bana kızmazsın." sıcak dudaklarını izukununkilerin üstüne bastırdı. kalbi yerinden çıkacakmış gibi atarken elleri titriyordu. izuku bir kaç saniye ne olduğunu anlayamadı, ardından kollarını sarışının boynuna sarıp derince karsılık verdi. ikili nefessiz kalana kadar öpüştüler.   birbirlerinden ayrıldıklarında ikisinin yanakları hafif pembeleşmiş nefes nefese kalmışlardı. 

"öpüşmeniz bittiyse kankama ihtiyacım var. bana lazım." melezin bıkkın sesiyle ikli bibirinden hızla ayrıldı. "ulan melez elimde kalmana ramak kaldı..." diye sinirle konuştu katsuki. izuku o sırada kollarının arsasından çekildi. "katsuki özür dilerim söz akşam yazarım. shoto bıraksana kendim yürürüm! katsuki bu gün için tekrar teşekkür ederim." shotonun onu sürüklemesi eşliğinde zar zor eliyle kalp yapmış ve katsukiye göstermişti. Aptal gibi görünüyordu, doğruydu aptal bir aşıktı çünkü.

.

.

.

sa gençlik ben ölmüşüm ağlayanım yok biri yb nerde diye sorunca bi watty hesabım olduğunu hatırladım

ilahm perim yok ortaliıkta bok gibi olmuş olabilir

ve olayların bir kısımı kendi yaşamımdandır ıashdgliahghıhdas yaşatan arkadaşı çok seviom


give me a chance [bakudeku]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin