Ş.M.O.S 1. BÖLÜM

368 12 0
                                    

Son kez nefes alıp kendimi sahneye attım. Berkay'ın çaldığı notalara göre ben de şarkıyı mırıldanmaya başladım.

"Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir,

Ne de ben sensiz kalmayı

Neden bir dert biter diğeri gelir

Ateştir bu iyi bilir yakmayı

Kuşları anladım da

Senin;

Kanatların yok nasıl uçtun da gittin

Kırık cam misali hatalım

Acıtır;

Seni böyle mi kaybettim"

Ben şarkının tam nakaratını söylerken bana hiç tanımadığım bir ses eşlik etmeye başladı. Yan tarafıma baktığımda hiç tanımadığım bir çocuk vardı ve ben şuan rezil oluyordum. Sıçtım bari sıvamamak için hiç bozuntuya vermeden şarkıya devam ettim şarkı bittiğinde bardaki herkese yalandan bir gülümseme atıp sahnenin arkasına geçtim. Bir kaç saniye sonra o da benim arkamdan gelmişti. Çok rahat bir tavırla sahnenin çıkış kapısına giderken hemen önüne geçip onu durdurdum

"Amacın ne senin gerizekalı"

"Sadece şarkı söylemek istedim."

İşte o an bütün sinirlerim 9.9 şiddetinde yerinden oynamıştı.

"Sen ne hakla bana sormadan gelipte benim şarkımın içine edersin."

"Hatırladığıma göre sahne alkıştan yıkılmıştı. Hem burası senin olmadığına göre bana karışamazsın."

Bu söylediğine alayla gülüp ona karşılık verdim.

"Evet benim değil babamın ama iki sene sonra seni barıma tekrar beklerim.". O benim söylediklerime karşın bir kaç saniye öylece durdu. Sonra konuşmaya başladı.
"Bence görüşmemiz iki seneden daha kısa bir zamanda olur." deyip yanımdan geçerek çekip gitti. Sinirlenmiştim. Benim barımda bana sormadan hareket ediyordu. Hemen barmenin yanına gidip bana bir bira vermesini söyledim. Barmen benim biramı hazırlarken ben size kendimi tanıtayım.
Ben Gece AYDINER.
16 yaşındayım. 50 kiloyum. İstanbul'da babamın iş nedenleri yüzünden yalnız yaşıyorum. Annem ben daha 4 yaşındayken cilt kanserinden ölmüş. Babam ise yaşıyor ama varlığı ile yokluğu bir çünkü İstanbul'da holdinglerimiz olmasına rağmen benim babam yurt dışındaki holdinglerimiz de çalışmak isteyince o gitmek zorunda kaldı. Ama benim burdaki Begüm Anıl ve Emre adındaki arkadaşlarım beni bırakmak istemedi tabi ben de onları. Babam her hafta banka hesabıma yüklü miktarda para yatırıyor bunun dışında her ay eğer istersem arabamı değiştirmeme izin veriyor. Burada kendime ait iki katlı bir evde Begüm ile kalıyoruz. Begümünde benden bir farkı yok onun sadece hem annesi hem de babası ölmüş. Neyse arkadaşlarımdan bahsetmişken Begüm benim hem kardeşim hem ev arkadaşım hem de sırdaşım. Emre ve Anıla gelirsek onlarında Begümden bir farkı yok benim için. Her gün beraber vakit geçirip eğleniriz. Bunun dışında okulda da beraberiz. Ama Anıl ve Emre bazen sevgilileriyle beraber takılınca biz de Begümle menepozlu kadınlar gibi evde oturup çekirdek çitliyoruz.
Neyse ben size kendimi anlatana kadar barmen-Salih-birayı önüme koymuşta bardak boşalmış. NE BARDAK BOŞALMIŞ MI??-sizi gidi fesat okuyucular sizii- Hemen Salihe seslendim yanıma geldiğinde gözlerimle bardağı gösterip cevap beklercesine ona baktım. Bakışları yanıma kayınca bende kaşlarımı çatarak o tarafa doğru bakmaya başladım. Bu beni sahnede rezil eden çocuktu. Sinirle inledim.
"Ahh senin beni sinir etmekteki amacın ne?"
Çarpıkça gülümseyip
"Sinirlenince daha tatlı oluyormuşsun sen yaa."
"Bence sen kafayı yemişsin. Benim barımda bana karşı geliyorsun şuan istesem benim gorillere senin ağzını burnunu kırdırtabilirim ama ben yine de insanlık edip sana soruyorum lütfen barımdan siktir olur musun?"
"Ahh gerçekten çok kibar bir şekilde söyledin ama ya gitmezsem?" deyip bana yaklaşmaya başladı. Normal kızlar olsa şuan utanırdı ama ben bu çocuğa karşı bir ilgi duymuyordum. Tamam hala bakireydim ve hala ilk öpücüğüm bende bunun sorumluluğu vardı üzerimde ama ilk öpücüğü çalındığında depresyona giren kızlardan değildim sadece ilklerimi hep sevdiğim adama ait olmasını istiyordum sadece ona ait olmak.
Çocuk bana git gide yaklaştığında bende ayağa kalkıp bir adım ona yaklaştım.

ŞAKA MISIN OĞLUM SEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin