Her Şeyin Hikayesi.

160 18 13
                                    

-Zaman Kavramının Çok Ötesinde / Auron-

"Kokusunu alabiliyor musun Arden?" Arden sivri uçlu burnundan derin bir hava çekti içine.

"Denizden bahsediyorsan eğer, evet Lorennah" diye cevapladı.

"Hayır!" diye çıkıştı Lorennah. "Misk kokulu kış çiçeğinden söz ediyorum Arden. Kış mevsiminde açar." Gülümsedi.

"Tel tel olur taç yaprakları, şeffaf uçuş uçuş bir tül perde gibi. Yaprakları arasından cılız güneş ışığı süzülür. Buz beyaz renkteki polenleri ışıl ışıl parıldar bu zayıf ışıkta. Ama göz yormaz parıltısı. Öyle narin, öyle zayıftırki... Ona 'İlyaruğ' denir."

"Nerede?" diye sordu Arden.

"Hiç duymadım böylesi bir çiçeği." Yavaşça cevapladı Lorennah, hüzünle;
"Luetzbeht'te." Arden gözlerini açtı. Bağdaş kurmuş oturuyorlardı güneşin aydınlattığı boş odada. Burası çalışma yerleriydi. Lorennah'ın güçlerini açığa çıkarmaya çalıştıkları yer. Beyaz Krallık'a geleli 4 yıl olmuştu, Elance'dan ayrılalı ise 18 koca yıl. 18 yıl önce Hahlenfei'ye giden Elance, hâlâ dönmemişti. Ama Lorennah onun peşinden gitmek yerine, onun inandıkları uğruna savaşmayı düşündü. Ve işte bu yüzden gerçek bir Ankah olma yolunda ilerliyordu. Bugün burada, bu boş odada oturmuş zihinsel yolculuk yapıyordu Arden'in rehberliğinde. Tıpkı eski zamanlarda güçlü cadıların ve hatta Ketsihya'nın yaptığı gibi, bağdaş kurup, Boşluk'a ulaşmaya çalışıyorlardı. Bunu başardıklarında ise sadece ikisinin yaptığı o çılgınca zihinsel yolculuğu yapıp, bambaşka diyarlarda gezinebiliyorlardı. Ama tamamen ve bedenen olmuyordu bu. Bir duyu seçiyorlardı, o duyunun üzerine yoğunlaşıyorlardı ve zihin gücüyle ulaşabildikleri yerleri geziyorlardı. Bunu daha da somutlaştırmak adına Lorennah'ın yaptığı şeyi anlatabilirim. Lorennah bugün burda koku duyusuna yoğunlaştı ve zihinsel gücüyle başka diyarlara ulaşıp gittiği yerleri koklamaya koyuldu. Koku duyusu onlara en kolay gelen duyuydu. Arden, bir Cadı Soykanı olarak koklamak ve birkaç kez duymak dışına çıkamamıştı. Lorennah ise zorluyordu, görmek, duymak, koklamak, dokunmak istiyordu. Ve hatta bunların hepsini aynı anda yapabilmek. Ancak Arden, defalarca kez bunun imkansız ve çok riskli olduğunu söylemişti. Dehşetle Lorennah'a baktı Arden.

"Luetzbeht? Oraya nasıl gittin sen? Lorennah, Luetzbeht dediğin yer, buraya millerce ötede. Bu imkansız!" Ama değildi, Ankah için değildi ve Arden bunu biliyordu. Yutkundu. En fazla 26 millik bir alanda zihinsel yolculuk yapabilen Arden biliyordu ki, en uzun yolculuk yapan Kutsal Cadılar bile 32 mili geçememişti. Lorennah ise yüzlerce mil ötesinden bahsediyordu. Arden irkildi. Karşısında, beyaz elbisesiyle oturan kız çok dehşet verici bir güçle donatılmıştı. Peki bu gücü nasıl kullanacaktı? Böyle bir gücü elinde bulunduran kaç kişi iyi kalabilirdi?

"Lorennah lütfen kes şunu!" dedi Arden. "Riskli olabilir! Daha önce kimse bu kadar açılmadı." Ama Lorennah duymuyor gibiydi.

"Ona dokunmak istiyorum" dedi. "Bu güzel çiçeğin kokusu yetersiz kalır, parmak uçlarıma hissettireceklerinin yanında. Ona dokunmam gerekli." Arden dehşete kapılmıştı.

"Sakın! Lorennah sakın! Uyan artık! Aç gözlerini kendine gel. Bu kadar açılmışken başka bir duyu deneme sakın!"

"Elimi uzatsam değecek gibi, ne de güzel."

"Lorennah kendine gel!"

"Onu hissediyorum Arden. O ince yapraklarını. Burası benim evim. O benim tek gerçeğim." Arden ayağa kalktı. Dehşetten ne yapacağını bilmiyordu. Odanın içinde dönüp durdu bir süre. Lorennah sanki bir sihir etkisi altındaymış gibiydi. Ama kim onu büyüleyebilirdi bu serüvende?

Satranç Jokerleri 3 : İskambil Piyonları ♙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin