"Eğer karanlığın inine girecekseniz tedbirli olmanız gerekir. Aksi takdirde karanlığa hapsolanlardan olursunuz."
Yarım saat sonra beyaz önlüklerini giyinmiş adli tıp uzmanları cesedin etrafında inceleme yapmaya başladı. Akel adli tıp uzmanının olduğu yere yaklaşıp seslendi.
"Kolay gelsin herhangi bir şey var mı bana söyleyebileceğiniz?"
Adli tıp uzmanı sessizce sağ kaşını kaldırıp Akel'i inceledi. Akel hemen cümlesine ekleme de bulundu.
"Ben polis merkezinden komiser Akel Cihangiroğlu."
Adli tıp uzmanının yüz ifadesinde ani bir değişim oldu.
"Dedektif Akel! Tanıştığıma çok memnun oldum. Böyle başarılara imza atmış biriyle çalışacak olmaktan onur duydum efendim."
Akel bu tarz konuşmalardan pek haz etmese de nezaket gereği gülümsedi.
"Cesedin durumuna bakılırsa yaklaşık olarak iki hafta önce öldürüldüğünü söyleyebilirim. Boynunda ki morluktan da boğularak öldürüldüğü net olarak belli. Herhangi bir çizik, darp izi yok vücudunda. Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadarla sınırlı, detaylı bir inceleme sonucunda verileri sizinle paylaşacağım efendim."
Adli tıp uzmanı yirmili yaşların başında görünüyordu, gençti. Başta kendini beğenmiş yüz ifadesi Akel kendini tanıttıktan sonra hayranlıkla mutluluk karışımı bir ifadeye dönüşmüştü. Akel teşekkür edip adamın rahatça çalışabilmesi için yanından ayrıldı. İlerden elinde telefonla ona doğru koşan Meyra'yı gördü.
"Komiserim acil merkeze geçmemiz emredildi. Amirimin emriymiş Taha da neler olduğunu bilmiyormuş."
"Gidelim o halde."
Akel arabayı çalıştırıp gaza bastı. Bu kadar acil ne olabilir diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Arabadan iner inmez binanın önünde bir ileri bir geri eli sakalında yürüyen müdürü gördüler. Müdür endişeli ve telaşlı halde Akel'e seslendi.
"Acil konuşmamız gerek."
"Neler oluyor?" Akel sakin ses tonuyla konuşmasını sürdürdü.
"Anlatacağım, önce içeri geçelim."
Müdürün peşi sıra içeri girdiler. Toplantı salonu dedikleri oda da bir masanın etrafındaki sandalyelere zar zor oturdular. Odaya ancak masa ve sandalyeler sığabilmiş diye düşündü Akel.
"Lanet olası haber kanalı AHB! Bir program yayınlamış, programın adı 'Suçlu Kim?'."
Akel sessizce devam etmesini beklerken Meyra lafa atıldı.
"Günümüzde böyle programlar yaygın, hatta en bilindik olanı da Müge Anlı."
Müdür sinirlerine hakim olmaya çalışarak konuştu.
"Sorun program değil zaten, programın bu akşam ki fragmanı! Adamların her şeyden haberleri var, adli tıp raporlarından, öldürülen kişilerin bilgilerine kadar her şeyden!"
İşte bu ilginç bir detaydı.
"Aramızdan biri dışarı bilgi sızdırmış olmalı. Bu vakayla ilgilenen bu masadakiler dışında adli tabipler ve diğer polis memurları var, belki morg görevlileri bilemiyorum bunlardan biri de olabilir. " dedi Akel.
Müdür "Bu masadan biri değildir ama görevlilerden biri para karşılığı bilgi vermiş olabilir. Başımıza daha önce de gelen bir şey bu, asıl sorun fragmanda söylenen sözler, açın bakın." dedi.
Taha telefonunu diğerlerine çevirip sesi açtı. Birkaç vurgulu giriş efektinden sonra ekranda ölen kadınların teker teker resimleri ve acıtasyonla karışık öldürülme anlarını anlatan sunucu belirdi. Sarışın uzun boylu, fiziği düzgün bir kadındı. S harflerini tuhaf bir şekilde yayarak söylemesi rahatsız ediciydi. Kadının söylediği sözler ekranda patlama efekti ile gösteriliyordu. 'Polis neden hala katili bulamadı!' 'Katil elini kolunu sallayarak etrafta yeni kurbanını seçiyor!' 'Hiçbirimiz güvende değiliz!' gibi birçok saçma sapan sözle fragman sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Kadınlar / Dedektif Akel Serisi 1. Kitap
Mystery / ThrillerDedektif Akel. En iyi yaptığı şey; sıra dışı sorularla cinayetin çözülmesine yön vermek olan polis memuru. Onun lakabı 'Dedektif Akel', çözemediği tek bir cinayet olmaması lakabında en büyük etmen. Şehrin kararan ışıkları, gecenin karanlığının ç...