altı

469 60 21
                                    

chan: seungmin

seungmin: he söyle

chan: kampüsteki çardaklardayız gelsene tek başına oturuyorsun görüyorum buradan
arkadaşların yok galiba

seungmin: aynen yoklar, erken bitti dersleri
bölümden arkadaşların var ya, rahatsız etmeyeyim
çekinirim ben hem

chan: hayır hayır gel, kalkacaklar zaten bir tek bizimkiler kalacak
gel hadi içim rahat etmez böyle

seungmin: geliyorum tamam

***

Seungmin Chan'dan gelen mesajla beraber tek başına oturduğu masadan kalktı kampüsün sağında bulunan çardaklara doğru ilerlemeye başladı. Zaten uzaktan Chan ve arkadaşlarını görebildiği için onları bulması çok zor olmadı. Yanlarına vardığında Chan ona gülümsedi, eliyle sağ tarafındaki boşluğa iki kez vurarak Seungmin'e oturmasını işaret etti.

Hoş, Seungmin dizlerinden birine oturmayı tercih ederdi ya.

Bu düşünceyi hızla kafasından savuşturdu ve Chan'ın işaret ettiği yere oturdu. Kafasını kaldırıp çardakta oturanlara bir göz gezdirdiğinde Changbin ve Jisung dışında beş kişi daha olduğunu gördü. Buna şaşırmamıştı, Chan'ın okulda tanınan ve sevilen biri olduğunu bilmeyen yoktu.

"Merhaba, Seungmin ben." Diyerek kendini tanıttı, diğerleri de kısaca kendini tanıttıktan sonra sohbetlerine devam ettiler.

"Naber?" Solundan gelen sese dönerek omuz silkti, "İyi gibi, vizeler yaklaştı stresliyim biraz. Sen nasılsın?" Chan oturduğu yerde biraz kayarak Seungmin'e yaklaştı, çardağın arkasına iki kolunu dayayarak yaslandı. Seungmin yaslanmasıyla beraber gerilen kaslarına bakmamak için üstün bir çaba sarf etse de başarılı olamadığını Chan'ın sırıtmasından anlamıştı.

"İyiyim ben de. Sınavları takma kafana, eminim başarılı olacaksın." Seungmin sadece kafa sallamakla yetindi. Changbin, Chan ve Jisung hariç ortamdaki kimseyi tanımıyordu ve herkesin sohbetleri arasında dönüp ona bakması Seungmin'i biraz germişti. Meşgul görünmek için telefonunundan saati ve mesajlarını kontrol etti, birkaç önemli ve ailesinden mesajlara cevap verdikten sonra telefonunu kapatarak sweatshirtinin cebine koydu.

"Chan biz kalkıyoruz abi, dersten sonra görüşürüz." Kendi Jaehyun olarak tanıtan çocuk ve diğer arkadaşları ayaklandığında Chan onlarla kısaca bir sohbete girdi. Onların kalkmasıyla beraber Seungmin de derse gitmesi gerektiğini hatırladı, ayaklandı. "Benim de gitmem gerek," dedi Chan'a dönerek. "Davet ettiğin için teşekkür ederim."

Chan gülümseyerek omuz silkti, Seungmin gülümsemesine çok bakmamaya çalıştı. "Önemli değil Seungmin. Ama bir daha ki sefere benim çağırmamı bekleme."

"Tabi efendim." Dalga geçer bir tavırla söylendiğinde Chan güldü, Seungmin diğerlerine de selam vererek arkasını dönüp kendi kendine söylenerek binaya ilerlemeye başladı.

"Yanmışsın oğlum sen Seungmin, geçmiş olsun buyrun cenaze namazıma."

***
chan: seungmin, iyi dersler
söylemeyi unutmuşum

seungmin: önemli değildi ajfkaifmsp ama teşekkürler chan
sana da

@ teddyseungkim

leelino: beni de götür buraya>hanjisung: ben götürürüm sevgilim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

leelino: beni de götür buraya
>hanjisung: ben götürürüm sevgilim

leefelix: canimmm

yangjeongin: seungmin sana da kardesim demiyorum bu evde her sey olabilir

bangchan gönderini beğendi.

***
Asla ama asssla içime sinmedi bu bölüm ama biraz daha yazmaya uğraşırsam silecektim o yüzden buyrun.

Jeonginin yorumu kısmetse olur inspired bi de seungminin iç sesi benim byeee

iyi geceler chan | seungchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin