Öğleden sonra saat 11'de, Taehyun tek odalı evinin lavabosunda yeniden boyadığı saç tutamlarını gözden geçiriyordu. Doğal sarı saçlarının yeterince kapandığına emin oldu ve lavabodan çıktı.
Beomgyu yatakta doğrulmuş anlamaya çalışan gözlerle etrafına bakıyordu. Gömleksiz, sadece şortuyla banyodan çıkan Taehyun'u görüp irkildi. Taehyun takılmamıştı. Uyuşukça mutfak masasına yürüdü. Kasedeki mısır gevreğinden birkaç tane attı ağzına.
-Günaydın.
-Neden çıplaksın?
Taehyun arkasını dönüp hafifçe sırıttı. Yavaş yavaş yatağına ilerledi.
-Evimdeyim çünkü. Rahat olmak istedim. Seni rahatsız mı etti yoksa?
-Ben senin hastanım! Daha ciddi olmalısın. Ayrıca kızgınlık dönemindeyim.
-Hastalarım geceyi evimde geçirmezler genelde. Ve kızgınlıkta olmanla ne ilgisi var? Etkilendin mi?
-Hayır doktor bey. Ben etkilenmedim ama senden emin değilim. Dün gece bana adeta yapışmıştın. Sarhoş gibi bakıyordun yüzüme.
Gülümsedi. Elini doktorun saçlarına çıkardı.
-Ve saçlarında sarı teller vardı.
Hatırlamasını beklemiyordu. Afallamıştı. Yüz ifadesini korumaya çalışsa da şaşkınlığı anlaşılıyordu. Saçlarındaki eli çekip ayağa kalktı tekrar.
-Kendini ele verdin. Dün öyle bir şey olmadı. Zihnin sana oyun oynamış. Rüyayla gerçeği karıştırmışsın.
Donakaldı. Gözlerini bile kırpamıyordu. Gerçek olduğuna emindi. Ensesindeki pürüzlü tene dokunmuştu, nefesini yüzünde hissetmişti. Utançla kızarıyordu. Yüzü ısınmıştı. Yan gözle mutfaktaki Taehyun'u izliyordu. Kahve hazırlıyordu. Direkt yüzüne bakamıyordu. Taehyun onunla konuşana kadar yorgan ve çarşafı inceledi.
-Sessizleştin birden. Utandın mı şimdi?
Tekrar yatağa oturdu, bu kez elindeki iki kupa ile.
-Utanma. Vücudunun olağan tepkileri bunlar. Daha önce birçok omegayla ilgilendim. Şimdi rahatla ve anlatmaya başla bakalım.
-Ne? Ne anlatacağım?
-Dün gece neden kendi evinde değildin? Kızgınlığında hep böyle bilinci mi kaybediyorsun? Benden istediğin bastırıcılar kendin için miydi, öyleyse neden yalan söyledin? İstediğin sorudan başlayabilirsin. Doktorun olarak geçmiş rutinini bilmeliyim.
Gözleri odanın her yerinde dolaşıp geçiştirici cevaplar arıyordu. Kimseye açıklayamazdı. Evine gitmek istiyordu. Annesine hesap vermek bir yabancının sorularını düşünmekten çok daha kolaydı. Hiç içmediği kahvesini komodine bırakıp ayaklandı.
-En iyisi biz bu kişisel doktor olayından vazgeçelim. Sana dün ve bugün için ödemeni yapayım ve olanları tamamen unutalım.
Dolabın yanındaki tekli koltuktan çanta ve ceketini alırken konuşuyordu. Cümlesi bitince arkasını döndü, elini uzattı. Tokalaşıp ayrılacaktı.
Ancak Taehyun onunla aynı fikirde değildi. Hala yatakta oturuyor ve keyifle kahvesini içiyordu. Dün gece Beomgyu'yla ilgilenirken saçları doğal rengine, sarıya dönmüştü. Önemliydi. Beomgyu'yu tanımalıydı.
-Gitmene bu kadar kolay izin vereceğimi sanmıyorum.
Beomgyu'nun çok sık gördüğü ukala tebessümle çelik kapının önüne geçti.
-Bu, omegalığın, saklamaya çalıştığın bir sır sanırım, doğru mu? Bak, kızgınlıktaki omegaları iyi bilirim ve sendeki etkileri daha fazlaydı. Çok fazla bastırıcı kullandığın için olabilir. Ailenden baskı falan mı görüyorsun? Ya da güzel kokulu omega kızlarla takılmak mı senin derdin?
Beomgyu sonuna kadar dinledi. Nasıl sakin kalabildiğine kendisi de şaşırıyordu. Bıkkın adımları kapıya ulaştı.
-Evet Bay Çokbilmiş, olayı çözdüğüne göre benim için soruların kalmamıştır artık. Gidiyorum.
Kapı koluna uzanan elini doktorun eli durdurdu. Beomgyu iç çekti sadece, ona dönmedi.
-Ah, kötü haberi vermeyi unuttum. Bana tatmin edici bir cevap vermezsen sırrını tutamayacağım ve daha kötüsü, bir defa da olsa ateşi yaşadığın için bastırıcılar eski etkisini göstermeyecek.
Şimdi Beomgyu'nun ilgisini çekmişti. Telaştan büyümüş gözleri doktorunkiyle buluşmuştu.
-Ne? Ne yapacağım bundan sonra? Nasıl geçecek?
-Bir partner bulman gerekecek. Ya da tek başına duvarları yumruklarsın. Ya da yardımımı kabul edersin.
Artık elini çekmişti Beomgyu. Kaşları çatılıyordu.
-Sana güvenmiyorum! Önce doktorum olarak bilgilerimi istiyorsun sonra da özel hayatımı ifşalayacağını söylüyorsun. Beni iyileştireceğine nasıl emin olacağım?
Kollarını göğsünde birleştirip dudak büktü doktor.
-Peki, işbirliği senin tercihine bağlı olacak. Bir haftaya kadar cevabını bekliyorum Bay Choi.
Kapının önünden çekildi. Hastasının aklının karıştığı gözlerinden okunuyordu. Yine de hiçbir şey söylemeden daireden çıktı.
Uykusunu alamamıştı, merdivenlerden tökezleyerek iniyordu. Bu geçirdiği en zor geceydi. Hiç hayal edemeyeceği kadar zor ağrılar çekmiş, çeşit çeşit rüya görmüştü. Karnı açtı. Dün akşamüstü bir tuhaflık olduğunu fark edip evden ayrılmıştı. İştahsızdı ve kalçası oturduğu an sızlamaya başlıyordu. Onu tam olarak tanıyan, zor durumda kalınca arayabileceği bir arkadaşı gelmiyordu aklına. Annesi, oğlunun "eksikliğinin" ortaya çıkmaması için en başta o keserdi iletişimi. Dört gün önce tanışıp yalnızca adını bildiği, para hesabıyla ilişki kurduğu birinden yardım istemek tek çaresiydi. Sonunun böyle olacağını tahmin etmeliydi. Bir yabancıdan iyilik beklemek aptallıktı.
Kızgınlığının etkisi ve düşünce denizinde boğulmanın yorgunluğuyla odasına çıkıp hemen uyumayı diledi. Ve şanslıydı. Evde kimse yoktu. Bugün için daha fazla sorgu yoktu. Bastırıcılarını alır, alfa görünümlü yaşamına devam ederdi. İki günün ardından yatağına uzanmış, bunları düşünerek gülümsüyordu, zihnindeki sesler onu uyarana kadar. Gözleri kocaman açıldı.
-Bastırıcılar! Bastırıcıları nereden bulacağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başka bir evrende - taegyu
FanfictionApollon'un elçisi, Hera'dan intikamını almak için yola çıktı. omegaverse, angst