Gezegenlerin ve yıldızların dolaştığı uçsuz bucaksız gökyüzünde, güneşe yakınlıkta birinci sırada olan sarı gezegen.
Kocaman binaları, ünlü dağları, denizleri, çeşit çeşit bitkileri ve ağaçları bünyesinde barındıran evren.
O evrenin en güzel şehrinde, nostaljik yapılardan birinde, amfide dersi dinlemek yerine pencereye vuran ağaç dallarını seyreden Choi Beomgyu.
Sıranın en ucunda olduğu için dersten erken çıkamamış. Kalemini sıkıntıyla önündeki kalın kitaba bastırırken saniyeleri sayıyor. Bu dersi üçüncü alışı ve geçebilmek için neyin yetersiz olduğunu dahi bilmiyor.
Rüzgarın uğultusuyla birlikte ince dalların çıkardığı ses de kesildi. Ders bitimine kalan 6 dakika. "Zeus'un eşi Hera, Leto'nun doğum yapmasını engelledi. 'Güneşin doğduğu hiçbir yerde doğurmasın!' dedi. Leto'ya yardım eden kişi Poseidon oldu. Apollon ve Artemis kardeşler doğdu. Ben, Apollon'un Hera'dan intikamını almak için Olimpos'a döneceğine inanıyorum." Büyük amfide alaycı kıkırtılar yankılandı. "Ders bitmiştir. İyi günler hepinize."
Boşalmaya başlayan sınıfta ters orantıyla uğultu artıyordu. Mavi kareli gömleğini ve kahverengi omuz çantasını alıp bahçeye indi. Uzun siyah saçları her adımda dalgalanıyordu. Aceleyle telefonunu ararken adını duyup döndü.
-Beomgyu! Geçen hafta açılan puba gidiyoruz. Gelecek misin?
-Benim payıma da içip eğlenin. Doktorda ufak bir işim var.
A kapısından çıkıp açık otoparktaki lacivert arabasına bindi. Trafiğin yoğun olduğu caddede radyodan güzel bir şarkı ayarladı. Palmiye ağaçlarıyla yeşillendirilmiş sahil şeridinden son sürat geçiyordu. Yüksek sesle şarkıya eşlik ederken keyfi yerindeydi. Ve telefonu çaldı. Tahmin etmeliydi. Neşeli anları hiçbir zaman çok uzun sürmemişti.
-Efendim?
-Vardın mı?
-Hayır. Arabadayım.
-Hala mı? Hızlan. Akşam tüm soylular eski sarayda toplanacak. Geç kalma.
Cevaba fırsat olmadan telefon yüzüne kapandı. Tehlike çanlarının çalacağı vakit gelmişti demek. 22 yaşındaydı ve her yıl sayısız kez bu endişeyi duyup saklanıyordu. 22 yaşındaydı ve boyunu aşan sırları vardı.
-Merhaba. Bay Choi'nin odası boş mu? Randevum vardı ama biraz geciktim.
Öksürük seslerinin yankılandığı hastane koridorunda, bankoya ulaşmak için yedi dakika sıra beklemişti.
-Odası boş ama Bay Choi ayrıldı. Yerine gelen doktora görünebilirsiniz.
-Ne? Ayrıldı mı? Dönmeyecek mi bir daha? Nereye gitti?
-Maalesef bilgileri bende yok. Muayeneye girmek istemiyorsanız sıradaki hastayı alacağım içeri.
-Yok, gireceğim.
Kalabalık koridora yönelip sağdan ilk kapıyı tıklatarak içeri girdi. Tüm hastanenin aksine doktor odası sessiz, aydınlık ve ferahtı. Kapı kapandığında "yeni bir dünyaya adım atılmış" hissi veriyordu.
Mor saçlı genç doktor gözlerini bilgisayardan çekip masanın önündeki koltukları gösterdi. Doktorla konuşmak için bilgisayardan başını kaldırmasını bekledi. Sürekli saatine bakıyordu hasta.
-Yeonjun hyung niçin ayrıldı? Bu hastaneye dönecek mi? Ya da nereye gittiğini biliyor musunuz?
Büyük masanın arkasında oturan genç adam sonunda Beomgyu'ya baktı. Siyah kemik çerçeve gözlüklerini çıkarırken iç çekti. Ellerini masada birleştirip öne eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başka bir evrende - taegyu
Hayran KurguApollon'un elçisi, Hera'dan intikamını almak için yola çıktı. omegaverse, angst