Tükürük Duvarı

437 15 14
                                    

Uyanmak istemiyorum diyordu Karma. Ama annesi dershanesi olduğunu ve uyanmazsa dün gece özene bezene yaptığı saçlarını bozma pahasına da olsa başından aşağı su dökecegini söylüyordu. Seyirciler gergindi, Karma'ın bir seçim yapması gerekiyordu. Ya kalkacaktı ya da kaldırılacaktı fakat bir kaçış yoktu. İşi zorlaştırmamalıydı. Seyircilerin gözü yaşlı Karma'nınkinden de uyku akıyordu.

Kafamda bir spiker edasında uykudan kalkamayışımı ciddi ciddi bilinçaltımda ki minik farelere sunarken annem gerçekten bir bardak su ile başımda bitiverdi. Elden ne gelir ki kalktım bende.

O sabah da her sabah gibi kalkarken beş dakika diye canım için yalvarır gibi yalvardığım ve sonucunun hiç değişmediği bir sabahtı. Dershane başlıyordu.

Ne demek ya sbs? Seviye belirleme sınavı. Bana göre ise sabrımı belirlemek. Üç sene üst üste eziyet çekip ergen bir liseli olacaksınız demişlerdi kısacası bize. Bide bizi kandırmışlardı, liseye geçin rahatsınız, liseye geçin hiç çalışın demeyecekler size, lise oh lise poh diye beynimizi yıkamışlardı.

İlk senemi geçirmiş, hiç çalışmamış ama sbsden güzel bi puan almıştım. Kendimle bu konuda övünmek çok saçma olur ama herkes beni ' potansiyeli çok yüksek ama çalışmayacak kadar mal ' diye tabir ediyordu. Simdi sbsnin ikincisi senesine hazırlanıyordum. Ya hazırlanıyordum dediğim girip çıkcam ama pek silkemiyorum.

Okul açılmadan iki hafta önce başlatıyorlardı dershaneyi, bok var çünkü. Tüm sene gittiğim bi halta yaramıcak o iki hafta kurtarcak beni ondan eziyete başlıyolardı.

Aman düşününce bebeliğimi yaşatmadılar diye sinirleniyorum meb'e sinirimi 8. Sınıf ve lisede devam ettiricem buraları geçelim.

Ben dershaneye başlıyordum ama bu günlerimin hayatımda çok farklılık yaratacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu.Ben o gün dershaneye gittiğimde aşık olmuştum. Yani öyle sanmıştım. İlk aşk bu sonuçta, daldaki böceğe olsam yadırgamazdım yani. Gelip geçici olacağı hakkında gram bir bilgim yokken seviveriyorum sanıyorum, daha doğrusu sanıyoruz. Bu konuda tek olmadığımı umuyorum.

Ama ben bu çocuğu nasıl seviyorum nasıl ölüyorum. Adıyla uyuyorum adıyla uyanıyorum. Çok sosyal- daha doğrusu o dönem asosyal olduğumdan bana öyle geliyo- herkes onu seviyo, herkes onu tanıyo.

Hadi ona bi ad bulalım. Birçok sosyal hesabının aksine ben onu niki olmayan adam olarak anlatmak istemiyorum.

Ben ona kısaca Ce dicem.

Ben bu Ce'yi yaklaşık bir yılı aşkın bir süre sevdim. Ama öyle mal bi aşığım ki, çevremdeki insanlara bıkkınlık geldi. Meraba diyip kaçıyorlar bana falan. Birde Ce'nin bir arkadaşı benle çıkmak istiyordu, olaylar yılan hikayesine doğru emin adımlarla ilerlerken mal gibi fırtınanın göbeğinde ortalığın karışmasını bekliyordum.

Ce tanışmamızdan 2 ay sonra sevgili yapmıştı. Hem de kız bir arkadaşınında eski sevgiliydi falan. Olaylar daha da sarpa sarıyordu, ama bu daha hiçbir şeymiş.

Kızı görünce kaçıyordum, sarışın alımlı ve bu beni delirtiyordu, çünkü sevgilileri ayırma konusunda gram bir bilgim yoktu. Çocukta öpüş yiyiş derken kızdan ayrılcak gibi değildi.

Aradan aylar geçti, kış geldi kasımda falanız, o gün benim kızlarla konuşurken bana sürekli bir ima içerisindelerdi. Ben Ce'ye itiraf etmişim tabi o zamana kadar. Çocukla da sevgilisi var ama günün her saati konuşuyoruz. Bunlarda beni uyarıyolar buluşmak isterse buluşma görüşme etme kullanmaya çalışıyo bilmem ne, deli oluyorum ama. Belki ben kullansın istiyorum arkadaşım, üç çocuğumla ortada kalmış gibi aşk acısı çekmek üzülmek istiyorum. Belki..

Şşşt, aramızda kalsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin