Büyümenin Sancıları

711 45 24
                                    

Öhöm, sizi uzun zaman sonra gelen bölümle baş başa bırakıyorum ve iyi okumalar diliyorum.

(23 Şubat 2013)

(Luna yaklaşık olarak 13 yaşındaZaman dilimi BTS ile yaşamaya başladıktan 1 / 1,5 ay sonrasını kapsıyor. Bu yüzden hâlâ utangaç olduğunu bölümün bazı yerlerinde göreceksiniz. Şunu söylemek isterim ki daha yeni ergenliğe girmiş küçük bir kızın, 7 erkekle aynı evde yaşamaya 1 ay gibi kısa bir sürede tamamen alışabileceğini düşünmüyorum. Luna her ne kadar ileriki zaman dilimlerinde onlardan çekinmediğini ifade etse de bu bölümde daha yeni birbirlerine alışmış sayılırlar. Her ilişkinin bir alışma sürecine ihtiyacı vardır. Bu bölümde de bir nevi bu alışma sürecinin bir kısmını okuyacaksınız.)

______________________________________

Küçük odanın camlarından içeriye giren güneş ışınları hâlâ uyuyan kızın sızlanmasına neden oldu. Çoktan öğlen olduğunu güneşin parlaklığından anlayabiliyordu. Ayrıca Jin'in sırf o uyansın diye perdeleri açtığından da emindi Luna.

Uykusuna geri dönmek istese de algıları artık açıldığından mutfaktan gelen sesleri net bir şekilde duymaya başladı ve tekrar uyuyamadı.

Garip bir şekilde kendini huzursuz hissediyordu. Normalde olsa hafta sonu olduğundan güne mutlu başlardı. Ama şimdi tam tersi gibiydi. Oysaki huzursuz olmak için bir sebebi dahi yoktu.

Boş yere modunu düşürmek istemedi ve huzursuz olması için bir sebebi olmadığını hatırlattı kendine.

Kış geldiğini belli edercesine titretti Luna'yı. Evleri hiçbir zaman çok sıcak olmazdı zaten. Daha ince olan pijamalarından kurtulmak ve onu sıcacık tutacak bir sweat giymek istiyordu. Daha sonra kahvaltıya inerdi ve hafta sonunun keyfini çıkarırdı.

Düşüncelerini eyleme geçirmek adına üstündeki yorganı bacaklarıyla sıyırdı ve doğruldu.

Yaptığı hareketten anında pişman olarak geri yattı. Karnı ağrıyordu. Genel olarak bütün yerleri ağrıyordu. Kasıklarına doğru uzanan ağrı üşüttüğünün bir göstergesi olmalıydı.

Belki de dün gece Jin'i dinlemeli ve kalın çoraplar giymeliydi. Büyük ihtimalle ayaklarından üşütmüştü ve karın ağrısının sebebi buydu.

Luna, suratını buruşturarak bu sefer dikkatli bir şekilde yataktan kalktı ve yattıkları odadan çıktı. Banyoya doğru giderken mutfakta olan Jin'i, Hoseok'u ve Yoongi'yi görüp gülümsedi. Kahvaltı hazırlamak için o kadar odaklanmışlardı ki Luna'yı fark etmediler. Diğerleri de oturma odasında kahvaltının hazırlanmasını bekliyorlardı büyük ihtimalle.

Luna banyoda elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra ilk iş olarak tekrardan yattıkları odaya gitti ve dolabından kalın çoraplar çıkarıp giydi. Sonra onu sıcak tutacak bir eşofman altı ve yine kalın olan bir sweat geçirdi üstüne.

Saçını da hızlıca tarayıp gelişigüzel bir şekilde topladı ve mutfağa doğru ilerledi.

"Günaydın."

Bir anda bakışların ona dönmesiyle gülümsedi ve masanın etrafında bulunan sandalyelerden birine oturdu.

"Günaydın bebeğim. Kahvaltı hazır olunca seni uyandıracaktım ama erken kalkmışsın." Hoseok her zamanki gülümsemesiyle Luna'nın gününü aydınlatıyordu.

Onlarla yaşamaya başlayalı 1 ay oluyordu. Şu ana kadar sadece 5 hafta sonunu birlikte geçirmişlerdi. Yine de Luna bu rutini sevmişti. Sabahları uzun uzun, sohbet ederek yapılan kahvaltıları seviyordu. Sonrasında Jungkook ile dışarı çıkıp kardan adam yapmayı seviyordu. Jin'in yaptığı sıcak çikolataları seviyordu.

BTS Ve 8. Üye [Park Luna Ray]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin