Who is she? - I Monster
(bu müzikle okumanızı rica ediyorum)🎭
Bu siktiğimin, küf kokusuyla nefes almama dahi izin verdirmeyen evinde kaçıncı günümdü bilmiyordum. Elimde tuttuğum gümüş yüzüğün soğukluğu, hissiz bedenimin içindeki ruhtan daha soğuk değildi.
Gümüş yüzüğün iç kısmındaki latince "memonto mori" yazısı benim kim olduğumu hep hatırlatan bir sözdü.
Karin Yelina Karum.
Elimde tutmuş olduğum yüzüğün sahibi dedem, bu ismi bana koymuştu. Bazı geceler lanetli bir ruha sahip olduğumu, Dünya'ya yalnızlık ile sınanmak için gönderilmiş bir ruh olarak düşünürdüm kendimi. Bu yalnızlığım 3 yıl önce, hayatımdaki tek kişinin ölümü ile baslamıştı. 21 ocak gecesi, ikimizin yaşadığı küçük evimizde kendi canına kıymıştı.
Benim aksime Dedem hayatı severdi. Hayatım boyunca bunu yapanın ben olucağımı düşünmüştüm . Belki de doğduğum andan beri bu hastalıklı zihin tek istediği ölümken, tam tersi hayat dolu, insanları kırmaya bile kıyamayan dedemin hayata vedası benim bile kaldıramayacağım bir olay olmuştu.
Ruhum hissizlikle lanetlenmişti. Doğduğum ilk anda yeni bir ruha karşı, annemin ruhunu feda etmesini sağlamıştım. Bir ruha karşılık başka ruh.
Anneme aşık olan babam için o andan kötü evlat olmayı başarmıştım. Annemin ölümünden sonra babam bana bakmak istememiş ve hayatındaki tek kişiye emanet etmişti.
Dedem, Doğan Karum. Beni hayatımda tek seven kişiydi belki de. Beni kendi kızıymış gibi büyütmüş, yalnızlığına beni de ortak etmişti. Onu suçlamıyordum. Dedem iyi bir polisti ve mesleğinden dolayı yalnızlık çekiyordu. Bu yalnızlığına beni ortak etmek zorunda kalıp babamdan beni uzaklaştırmıştı. Babamın ise ben doğduktan 5 yıl sonra kendi canına kıyarak öldürmesi, bu ailenin trajikomik sonu olmalıydı.
Babam sevdiği kadının yokluğundan gitmek istemişti. Peki dedemi bu kadar yaralayan, hayatına son vermesini sağlayan sebep neydi?
Bunun cevabını 21 ocak gecesi bana bıraktığı bir mektupta bulmuştum.
21 ocak 2017
Güzel kızım bana kızgın olduğunu hissediyorum. Sen duygularını cok iyi yansıtamasan bile gözlerine bakıp seni tek gören kişi ben oldum bu zamana kadar. Kızgınsın ama bazı şeylerin açıklaması ne yazık ki olmaz. Ben de kendime açıklamaya korktuğum gerçeklerden kaçtım. Sana arkamda bıraktığım tek şeyin öfke olmasını istemiyorum. Çelik kasanın içindeki yüzüğümü alıp Samsundan gitmeni istiyorum. Tek alman gereken şey yüzüğüm. Onu ne pahasına olursan ol kimseye gösterme. Hatta kendin bile yüzüğün varlığını unut. İster denize at ister başka bir sey fakat onu yok etmen gerekiyor. Yüzüğün anlamını araştırmaya kalkma neden kendimi öldürdüğümü düşünme. Üstünde biraz bile hakkım varsa başka bir şehirde sana bıraktığım bir miktar para ile hayatına yeniden basla. İsmini, soy ismini gerekirse dış görünüşünü her şeyi değiştir. Sana bıraktığım bu hayat için özür diliyorum. Bir gün umarım beni affeder ve beni anlarsın.Doğan Karum.
Hayatım yıkım ve faica doluydu. Peki bunun suçlusu kimdi? İnsanlar savunma makinazması olarak suçlayacak bir şeyler, birilerini bulmak zorundaydı. Bir hedef belirleyip içimizdeki bizi tüketen hırsı atmamız için gereken bir kurban bulmamız insan doğasının en yegane hakkıydı.
Bu hakkı elimden kim almıştı?
Dedemin bana bıraktığı mektuptaki her isteğini yerine getirmiştim. Bir şey hariç. Elimde varlığını hatırladığım yüzük, dedemin ölümüne yol açan şey olabilir miydi? Gözlerimi yorgunlukla kapattım. Düşünceler hiç susmuyordu. Konuşmaktan nefret ederdim fakat zihnim için bu geçerli değildi.
Hastalıklı bir zihne sahip olmaktan çok yorulmuştum.
Yüzüğü kenardaki bir ayağı olmayan komidine koyup ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla gözlerimin kararması bir olmuştu. Birkaç saniye bekledim. Bulanık görüntü netleşince oturma odasından çıktım. Duvarlardaki çökük ve küflü koridordan hızla geçip odama girdim.
Dedemden kalan parayla gücüm anca bu evi almama yetmişti. Öldüğü gecenin diğer gecesi, başka bir şehirde bulmuştum yüzükle beraber kendimi. 18 yaşımda olduğum için yeni bir hayat kurmam zor olmamıştı. Belkide dedeme 18 yaşıma kadar beklediği için teşekkür etmeliydim? Bu düşünceme karşı yüzümü buruşturdum.
Hayatımdaki insanlar benim nasıl hissedeceğimi düşünmeden bırakıp giderken, beni hayatta tutan sebep neydi bilmiyordum.
İnsanlar beni dışarıdan gördüklerinde son düşüneceği şey Türkiye'nin sayılı üniversitesi olan Hacettepe üniversitesinin tıp bölümünü okuyacağım olurdu. Açıkçası bu olaya bazen benim bile şaşırdığım olabiliyordu. Yine de ayaklarımın üstünde kalmam için yapılması gereken her şeyi yapıcak güce sahiptim.
Zayıf bir ruha sahip olabilirdim ama asla hırslarımdan yoksun bir zihne sahip değildim. Önüme çıkan her engeli ezmem gerekse bile bunu yapmamı sağlayacak, beni hayatta tutan tek şey öfkem benimleyken ayaklarımın üstünde hep kalıcaktım.
Yüzüklerin efendisindeki sauron bile yüzüğü bu kadar istememişti ne bu yüzüğün gizemi böyle ya????Umarım girişi beğenmişsinizdir. Kısa ve gizemli tuttum. Biraz da Karinin düşüncelerine ve asıl olayları baslatan dedesinin ölümüne yer vermek istedim.
Beğendiyseniz oylamayı ve güzel yorumlarınızı eksik etmemeyi unutmayın bal bebekler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske
Teen Fiction18 yaşında dedesini kaybetmesi üzerine, dedesinin ölümüne sebep olan yüzükle beraber başka şehire giden Karin Yelina, dedesinin mektubunda yüzükten kurtulmasını istemesi üzerine karin, hayatının en büyük hatasını yapıp yüzüğü saklamıştır. Fakat yüzü...