İki âşık dudak, kısa sürede birçok kelimeyi aynı anda fısıldarcasına şevkle kavuştu. Dudakları ayrılsa da, nefesleri birbirinden uzaklaşmadı. Tuana’nın dudaklarının arasından süzülen nefesi daha çok ciğerlerine çekmek istercesine içini çekerken “Eve gidelim mi?” diye mırıldandı. “Canım çok süt çekti benim de...” Sütten nefret ettiğini bilen Tuana neşeyle kıkırdadı. “Baba kız, biz çok acıktık...”
Tuana evet demedi, hayır da demedi. Cevap vermek yerine, o dudaklardan yaşama inandıran kısa bir öpücük daha çalmak istedi.
Bahamalar’da bir ev, kendisine düşmanca kalkmayan bir el ve doğması imkânsız denilen bir evlat.
Kâbuslardan sonra görülmesi dilenen rüyalar, gerçek hayatta da can bulur muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğru ve Yanlışın Ötesinde
General FictionKim ne der safsatasıyla ömür çürütmek mi yoksa çıplak ayakla özgürlüğe koşmak mı? Yanlış nedir? Kabul gören yanlışlar, dünyaya bir kere gelmiş yüreklerin yanlışı olmak zorunda mıdır? Yoksa herkesin yanlışı ve doğrusu kendisine midir? "Doğru ve yanlı...