"Paris Hilton ve Ted Kim"

29 12 25
                                    

Selam.

"Bay Esrarengiz'in erkek sevgililerinde olduğunu biliyor muydun?" diye saçma sapan bir soru yönelten Seeun'a baktım. Başımı iki yana salladım. "Bu şarkıyı bir erkeğe de söylüyor olabilir yani." okulda bir söylenti vardı hobi olarak şarkı söylüyormuş. Tam o sırada, "senin aşkın bana hayat veriyor" diye mırıldanıyordum uzaklara bakıp sanki pek önemsemiyormuş gibi.

"O çok tatlı biri." dedim,yüzümde beliren aptal bir sırıtış Seeun'u epey heyecanlandırmışa benziyordu. "Aşık olmuş bu!" kaşlarımı çatarak ona baktım. "Yok,yok. Hayır da.. kime aşık olmuşum ben anlamadım." salak ayağına yatmaya devam Han Jisung böyle devam. Gurur duyuyorum kendimle!!

"Bilmiyormuş gibi yapma be, Bay Christopher'dan bahsediyorum." saçmalıyordu. Bir insan neden öğretmenine aşık olmak isterdi ki? Her ne kadar esrarengiz, garip ve hakkında dedikodular çıksada zor bir psikoloji bölümünü okumuş ve öğretmen olmuş biriydi.

Yine okuldan duyduğuma göre Chris,Paris Hilton'a takıntılıydı ve bu sosyete laktrisin abartılı alametifarikasını fazlasıyla sahiplenmişti. Mesela, "Çok seksi" çılgın kıyafetler,büyük güneş gözlüğü koleksiyonu ve ortalıkta dolaşan sarışın arkadaşlar demekti. Tek eksiği çantasında taşıdığı küçük bir köpekti. Bir de Paris Hilton mirası.

Mark onaylamayarak başını salladı sonra da nefesini tuttu ve hızla gazeteyi katlayıp kaldırdı. "Ne?" diye sordu Jeongin. Ben de merak ediyordum. "Hiçbir şey." dedi Mark,başını olumsuz bir tavırla sallayıp bakışlarıyla beni işaret ederek. "Mark, bu kadar belli edeceğine bana direkt söylesen daha iyi." dedim gözlerimi kısarak.

Mark, Seeun ve  Jeongin'i bizim eve çağırmıştım üvey annemin rahatsız edici bakışlarına maruz kaldıkları için dünyalı değillermiş gibi davranmak zorunda kalıyorlardı.

Dudaklarını ısırdı,sonra da gazeteyi açıp bana uzattı,bir yandan da küçük kardeşini kucağımdan aldı ve seslice büyük harflerle yazılan başlığı okudum. "Kim ve Jeon"

"Ted Kim ve Mary Kate Jeon nişanlarını haber vermekten memnuniyet duyarlar."

Ne?

Çığlık atıp gazeteyi kocaman ve tüylü bir böcekmiş gibi fırlattım, kapıya çarpıp yere düştü. Bakmayacağım.

Umrumda değildi Ted istediğini yapabilir ama ani bir şekilde evlilik haberinin yapılması beni şaşırtmıştı. Ama sonra gazeteyi yeniden alıp baktım ve okuduklarım gayet umrumdaydı. Beni aldatan pislik Ted ve aldatıldığım kaltak Mary Kate bir aralık düğünü planlıyordu.

Mutlu çiftin fotoğrafına baktım. Eh, Mary ve onu kendi yatağımda o beş saniyeden uzun görünce,ne kadar benzediğini fark edip şaşırdım. Yani bana. Uzun boylu,zayıf, açık kahverengi saçlı... çıkık elmacık kemikler ve kendisini belli ki olduğundan daha iyi bir insan gibi gösteren yuvarlak bir yüz.

Ted fotoğrafta öyle bir mutlu görünüyordu ki; gözleri parlıyordu milyon dolarlık bir gülümsemeyle kolu Mary'nin omzunda sallanıyordu. Bendeki o tek fotoğrafımızda da böyle mutlu görünüyordu. Ayrıldıktan sonra haftalarımı o fotoğrafa bakarak ve o ilk seviştiğimiz gecenin sabahında Ted'in en sevdiği başkanın ardından Clinton adını taktığı köpeğini gezdirdigimiz o gün altı ay önceki yirminci doğum günüm arasında neyin değiştiğini düşünerek geçirmiştim. Bundan üç ay sonra ki doğum günümde ellerimi Ted'in boynundan ayırmak eper zor olmuştu, adrenalin ve öfkeyle sıkılmış ellerim o an epey güçlüydü. Her yıl olduğu gibi doğum günüm için ta Florida'dan gelen annem..

Ted de Mark ve Jeongin'i geçerek böylece kaçmıştı, yani onların da bir şey yaptığı yoktu, sadece ağızları açık onları izliyorlardı. Ted'in bacakları arasına eğilmiş olan Mary Kate -Ted'in Calvin Klein boxer'ı dizlerine kadar indirilmişti- odadan koşarak kaçmıştı, bir yandan da Mary Kate eteğini aşağıya ve kolsuz bluzunu da koca göğüslerinin üzerine çekiştiriyordu. Sonra Seeun ve Mark bütün arkadaşlarımı evden kışkışlamıştı.

Sonunda yatağıma gittiğimde yastığın altında bana ait olmayan ki zaten olamazdı,siyah dantelli bir sütyen bulmuştum. Chanel no 5 gibi kokuyordu.

"Tanrı aşkına! Biri bana ne olduğunu söyleyebilir mi?" diye sordu Jeongin,bir Mark'a bir bana bakıyordu. Ona gazeteyi uzattım. "Bil bakalım kim sözde kuzeni olan biriyle evleniyor?" dedim, gözlerim yaşla dolmuştu. Bugün düzenli ağlayan bir bebektim.

Jeongin duyuruyu okuyup bana geri verdi, "O adam bir pislik,o kadın da bir pislik ve birbirlerine layıklar. "Mark onaylar gibi başını salladı, "Eminim ki birkaç yıla kalmadan Ted'i bebek bakıcısından muamele görürken yakalayacak. Hiç şüphe yok."

"Mutlu hayatlar!" diye de bağırdım,tam bir salak gibi.

Bu sırada kapı çalındı. Veronica, "Fotoğraf zamanı!"dedi heyecanla. "Aile fotoğrafı." ayağı kalktım ama o anda benden bahsedilmediğini anladım. Evet, annem ve babam ayrılmışlardı yıllar önce,babam annemi aldatmıştı hem de annem evde kucağında bebeğiyle beklerken..yani o ben oluyorum. Babam altı hafta boyunca asistani Veronica'yla seviştiğini ve onu hamile bıraktığını saklamayı başarmıştı. İşte bu yüzden benden bir yaş bile küçük olmayan bir erkek kardeşim vardı. Peki, Verinoca'yı da biriyle aldatmış mıydı?Hayır. Veronica'ya çılgın aşık olmuştu ve yirmi yıl boyunca evli kaldılar. İşte bu yüzden de ona hiçbir zaman arzuladığım kadar kızamadım.

Veronica kendi çocuklarının yani Chenle ve Yeonjun'un omuzlarına elini koymuş,kapıya yönlendiriyordu. "Ve Jisung da tabii." dedi Chenle hemen. Veronica bir an duraksamadan gülümseyemedi. "Tabii! Jisung da." sesi o kadar isteksiz çıkıyordu ki onun kafasını kapıya yakın olan akvaryumun içine daldırıp  daldırıp boğmak istiyordum. 

İşte ben duydum, dahi anlamındaki Jisung.

Teyzem fotoğrafı çektikten sonra bir daha fotoğraf çekilmek istediler. Bu durum onlara karşı çok yabancı hissetmemi sağlıyordu.

Teyzem yanıma yaklaşıp," Senin şu yeni erkek arkadaşın nerelerde?" dediğinde yutkunum. Yüzüne baktığımda tam da mahalledeki dedikoducu teyze tınısı vardı.

🤍🌷



Mr.Mysterious  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin