tedavi'

336 52 21
                                        

Rüzgâr şiddetini artırmıştı. Kara bulutlar giderek çoğalıyor, ormanın içinden kurt ulumaları yükseliyordu. Sanki doğanın Doktorun buraya gelişini kutlar gibi bir hâli vardı. Güneş, gümüş bulutların ardına saklanmıştı; Doktor paltosuna daha sıkı sarılmıştı. Elleri titriyordu soğuktan fakat yine de poşetler yüzünden onları ceplerine sokamıyordu. Gri paltosunun ona bir faydası yok gibiydi. Burası şehirden de soğuktu, insan burada nasıl yaşayabilirdi? Üzerinde boğazlı siyah bir kazak, deri bir ceket ve gri bir palto olmasına rağmen hava hâlâ soğuktu onun için. Bacaklarını işin içine katmıyordu bile, onları örten tek şey kot pantolonuydu çünkü içinde başka hiçbir şey yoktu. Bunu düşününce bacaklarının titremesine engel olamadı.

"Nasıl burada yaşayabilir, Tanrım?"

Söylene söylene ovanın ortasında tek başına bulunan evin kapısına gelmişti çok geçmeden. Ev oldukça eski görünüyordu, içerisinin de en az dışarısı kadar soğuk olduğuna emindi Doktor çünkü ahşaptan yapılmış evde yer yer delikler vardı, bir bez parçasıyla kapatılmaya çalışılsa da ne kadar etkili olabilirdi ki? Bilemedi, daha öncesinde hiç böyle bir yere ve eve gelmemişti, ne kadar soğuk olduğunu tahmin edemedi. Elindeki poşetlerin izin verdiği kadarıyla yine ahşap olan kapıya tıkladı yavaşça. Birkaç adım gerileyip derin bir nefes aldı. Ne söyleyeceğini düşündü, cümlelerini sıraladı. Ayak sesleri duyuldu; içerideki beden kapıya koşmuştu, bastığı tahtaların gıcırtısı aceleci tavrını ifşaladı. Kapı gıcırtıyla açıldığı sırada Doktor yerdeki gözlerini kaldırdı ve heyecanla karşısına baktı. Aklında düzenlediği konuşma çoktan dağılmıştı. Nasıl selam vereceğini dahi bilemedi, gülümsedi gergince.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum, merhaba."

"Merhaba."

İki beden de bir süre kapının önünde sessizce dikilmişti. Birbirlerinin gözlerine bakıp ne yapmaları gerektiğini kavrayana dek oldukları yerde salınmışlardı. Sonra Taehyung ne yaptığını fark etti, gözlerini büyüterek hemen kapının önünden çekildi.

"Gelsene!"

Doktor, izni alır almaz ayakkabılarını çıkarmadan içeri adımlamıştı. Taehyung onu uyarmaya kalktı, ağzını araladı fakat sonra vazgeçti ve kelimelerini yuttu. Nasıl olsa Doktor gittikten sonra temizleyebilirdi zemini, sorun değildi. Nasıl rahat ediyorsa öyle hareket etmesini yeğledi.

Heyecandan midesi kasılıyordu. Bu ilk kez birinin evine gelişiydi, oldukça heyecanlıydı bu yüzden. Onu en iyi şekilde ağırlamak istedi. Yaralarının ve halsizliğinin izin verdiği kadarıyla bir şeyler yapmıştı. Doktora konumu atar atmaz dışarı fırlamış ormanın içinden çeşitli meyveleri bir sepete toplayıp eve dönmüştü aceleyle. Evdeki malzemelerle Doktor için bir pasta yapmıştı el çabukluğuyla. Yemek yapma konusunda en az annesi kadar yetenekliydi. Bir yemeğin lezzetli olmasının sebebinin içine katılan sevgi olduğuna inanıyordu, bunu ona annesi öğretmişti. Bu yüzden en sevdiğiniz kişilere yapılan yemekler hep en lezzetlileri olurdu. Daha önce kendi için yaptığı hiçbir pasta bu kadar güzel olmamıştı, emindi. Emin olmadığı tek bir şey vardı: Neden Doktor? Doktor için olunca elinin lezzeti neden güçlenmişti? Onu tanıyor sayılmazdı bile. Bu durum kafasını karıştırsa da üzerinde fazla durmadı, misafirine salonun yolunu gösterdi ve onunla birlikte salona geçti.

"Bir şeyler aldım, umarım reddetmezsin. Ev görmesine giderken hediye alınır, öyle değil mi? Ben de misafir sıfatımı kullanarak ev için bir şeyler aldım. İtiraz falan da kabul etmiyorum, bunları alacaksın."

"Neden zahmet ettiniz ki?"

Bu soru cevaplanmayı bekleyen bir soru değildi, nezaketen söylenmiş bir sözdü. Doktor bunu fark etmiş olacak ki yanıtı yalnızca içten bir gülümseme oldu. Taehyung'un, elindeki poşetleri almasına izin verdi. Kolları çarşaf parçalarıyla sarılmış beden poşetleri mutfağa kadar koydu ve geri geldi. Doktor eskimiş uzun bej koltukta çoktan yerini almıştı, Taehyung da onun yanına mesafeli bir şekilde oturdu.

Helpless | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin