ORMAN

11 3 0
                                    


Arabanın camına vuran yağmurun sesi ile arabanın hızını art tırdım evet bunun tam tersi olması gerekiyordu fakat ölmek isteyen bir kıza göre gayet doğru bir karardı sadece yağmur'un sesine odaklanmış ken kendi me bir harabe den fark sız hissediyor dum o bana bunu hissettiriyor du. Arabanın içinde yankılanan telefonumun melodisi ile yan koltuktaki telefonumu aldım gözlerim ilk başta telefonun bitmek üzere olan şarjı'na ardından arayan kişiye kaydı.

Yüzümde buruk bir gülümseme oluşurken parmaklarımın ucu yanıyordu açmamam gerekiyordu en azından bunu kendim için yapmalıydım. Fakat olmadı tekrardan ve tekrardan kendimi öldürdüm. "Ne istiyorsun" dedim duygusuz bir sesle "o nasıl bir telefon açma şekli lan düzgün konuş benimle!" Direksiyondaki elim sıkılaşırken derin bir nefes aldım anlaşılan yine içmişti "o pis sesinle bana bağırmayı kes ve ne istediğini söyle çünkü telefonumun şarjı oldukça az" ve senin gibi boş birine gitmesini istemiyorum diyemedim korktuğumdan değil istersen diyebilirdim fakat onunla laf dalaşına girmek bile kalbimde bir yerlere acıtıyordu" ne zaman oldu ki senin şu telefonunu şarjı bana acilen para lazım" dedi soğuk bir sesle.

Neden aradığını anlamış oldum en azından" bana Mevla verme banka hesabımda ne kadar varsa o kadar gönderebilirim ki zaten çok bir şeyde yok şimdi kapatıyorum" dedim ve Elim kapatma tuşuna giderken son söyledikleriyle durdum" ne biçim konuşuyorsun lan sen babanla azıcık insan olsana"  dedi bağırarak benim takıldığım nokta ise sadece 'baba' kelimesiy'di kesinlikle bu kelimeyle alakası bile yoktu o benim sadece kabusum ve canavarım olmuştu  fazlası yoktu. Ona cevap vermedim ve telefonu kapattım ardından banka hesabıma girdim ve ona bankadaki tüm param olmasa ona  yetecek kadar belirli bir Mevla da para gönderdim 'umarım yeterdi ve bir daha sesini duymak zorunda kalmazdım' telefonu tekrardan yanıma atıp yoluma devam ettiğimde arabanın içinde ölüm sessizliği hakimdi.

düşünmemeye çalışıyordum annemi kardeşimi o lanet herifi ve yaşadıklarımı düşünmemeye çalışıyordum. Ben Düşüncelerimle cebelleşir ken hemen ileride olan bir kaza dikkatimi çekti ağacı çarpmış bir araba ve hemen onun ardında duran 4 siyah araba daha vardı fakat arabaların sahipleri görünürde yoklar'dı. Arabayı yavaşlattım ve ağaca çarpan arabanın patlama ihtimaline göz önünde bulundurarak karşı şeride çektim. Yan koltuktan telefonumu aldım ve arabadan indim deli gibi yağmur yağarken ceketimi yanıma almadığım için kendime kızdım boş sokakta yankılanan topuklu ayakkabılarım sesi gerginliği mi arttırıyor du.

Karşıya geçtiğimde gözlerim ağaca çarpan arabanın içine kaydı sürücü koltuğunda biri olduğunu gördüğümde panikle oraya doğru gittim kapıyı açmaya çalıştığım da tahmin ettiğim gibi açılmamıştı hızla elimdeki telefonu açtım ve 112'yi tuş ladım telefon Bir kere çaldıktan sonra açıldı tam konuşacak ken ekranda yazan pil gücüyle kendime sövdüm ve telefonu tekrardan kapanması çok uzun sürmedi "lanet adam telefonla bile her şeyin içine edebiliyor keşke o telefonu  açıp son kalan şarjı mı kullanmasaydım"

kendi kendime homurdanırken olabildiğince sakin kalmaya çalıştım ve arkadaki arabaları gözümü diktim içleri boştu ve sahipleri ortalıklarda yoktu gözlerim ormana kayarken nerede olduklarını tahmin etmek o kadar da zor değildi boş yolda ormandan başka bir yer yoktu zaten yavaşça ormana doğru ilerledim " hey kimse varmı" Gürsesimle ormanın içine doğru bağırırken nefesimi tuttum ve cevap gelmesi için bekledim fakat herhangi bir ses yoktu biraz daha gittikten sonra boğuk sesler duymaya başladım derin bir nefes alarak gizle diğim panik duygusunun gün yüzüne çıkmasına izin verdim.

hızla topuklu ayakkabılarımı çıkarttım ve sesleri doğru koşmaya başladım "pardon bakabilir misiniz bir trafik kazası olmuş ve tahminime göre sürücü ağır Yaralı! Arabanın kapısını aça bilsem ilk müdahaleyi yapardım fakat kapı açılmadı" önümde kalan dalı da çektim ve nefes nefese kafamı kaldırdım gördüğüm manzarayla ayaklarım benden bağımsız gerilerken ağzım açık kalmıştı.

Dizlerinin üzerine çökmüş bir adam ve hemen onun tam alnına dayanan bir silah. Gözlerim silahı tutan kişiye kaydığında takım elbiseli 30'lu yaşlarında bir adam olduğunu gördüm " abi şimdi ne yapacağız?" Yanımda duyduğum sesle çığlık attım ve endişeli etrafı ma bakmaya başladım benim gördüğüm sadece iki adamdı fakat etraflarında çember halinde dizilmiş eli silahlı 4,5 adam daha vardı. "Kızı tutun" duyduğum sert sesli hızlı arkam döndüm fakat daha 2 adım bile atamadan iki kişinin beni kollarımdan tutması bir oldu üstüm başım ıslak bir şekilde titrer ken ellerinden kurtulmaya çalıştım.

"bırakın beni, bırak Allah'ın belaları bula bula bu ormanı mı buldunuz" diyerek İki adama da bağırdığımda ikisi de bana şaşkınlıkla bakıyordu. tamam bu isyanım biraz yersiz olmuştu fakat bu haklı olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. titremeler im artarken Hipoter mi  geçirmemek için dua ediyordum, kollarımda ki eller çekildiğinde derin bir nefes almıştım fakat belime sarılan yeni ellerle aldığım nefes yarım kalmıştı kulağımın arkasında ılık bir nefes hissederken kalp atışlarım hızlanmıştı.  bunun sebebi kesinlikle korkudan'dı " bu ormana hiç girmemeliydin" dedi boğuk bir ses ve hemen ardından enseme saplanan şeyle inledim. Göz kapaklarım taşıyamayacağım kadar ağırlaşır ken kendimi arkamdaki kişinin kollarına bıraktım...

 Göz kapaklarım taşıyamayacağım kadar ağırlaşır ken kendimi arkamdaki kişinin kollarına bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   

    
Çooook kısa bir bölümdü farkındayım ilk bölüm olduğu için bu kadar kısaydı diğer bölümler böyle olmıycak merak etmeyin fakat belirli bir kelime sınırı da olmayacak bazı bölümler kısa bazıları uzun olabilir yavaş yavaş hepsini düzene sokacağımıza eminim sevgilerle ❤️

Kayıp Geçmişin izi..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin