Kendi kendime her zaman yıkık dökük bir harabeden daha kötüsü olamaz derdim ve gün geldi o harabeye dönüştüm inanır mısınız o harabe'nin de daha kötüsü olabiliyormuş...
Kafamdaki düşünceler gittikçe çoğalır Ken karşımdaki adamın neden bahsettiğini zerre kadar anlamamıştım ve umrumda da değildi açıkçası şu anda tek isteğim evime geri dönmekti. "Bakın neden bahsettiğiniz zerre kadar anlamıyorum fakat umrumda değil şu anda bir doktoru kaçırarak suç işliyorsunuz her şey daha kötü olmadan bırakın gideyim!" Dedim.
Fakat ikisinin de yüzünde mimik oynamıyor'du.duygusuz herifler!.
En sonunun da oflayarak ayağı kalktım ve topallayarak merdivenlere doğru yöneldim en azından onlar şu anda öyle sanıyorlardı tıpış tıpış geri odamı çıkacağımı sanıyorlarsa yanılıyorlardı!. Gözlerim salonun kapısına kayarken ikisinin de beni izlediğini fark ettim merdivenin basamağını bir ayağıma atarken diğer elimle hızla merdivenin bitişiğinde kalan kapının kolunu kavradım ve aynı hızla kapıyı açtım ancak dışarıya daha iki adım atamadan başıma dayanan silahla yutkundum.İçeriden gelen gülme sesleri ile iyice sinirlerim bozulmuştu ahmaklar! "Nereye gidiyorsun Yavru ceylan?" Atalay'ın dalga geçen sesi ile yüzümü buruşturdum şu anda tam burda şu adamın kafama sıkmasını istiyordum! "Şey... benim arabamın torpidosunda astım ilacım vardı onu almaya gidiyordum" dedim hala kafama silah dayayan adama dik dik bakarken " Cevdet indir o silahı sen de gir içeri" altuğ'un emir veren sesi ile cevdet'in silahını indirmesi bir olmuştu. Adı herif!. Arkamdan gelen adım sesleriyle bir iki adım geriledim ve arkamı döndüm.
Altuğ sert adımlarla yanıma geldi ve tam önümde durdu bir elini belime koyup diğerini de bacağın altından geçirince beni kucağına alacağını anladım ve hızlı omuzlarından tutarak onu geriye doğru ittirdim"ne yapıyorsun sen oyuncak bebek miyim ben her dakika kucağına alıyorsun" dedim ona bağırarak Altuğ sinirle kaşlarını çatarken atalay'ın içir den gülme sesleri geliyordu.
Bu adam neden böyle gülmemesi gereken şeyler de gülüyor gülmesi gereken şeylerde boş boş bakıyordu. "Birincisi Bir daha bana sakın bağırma ikincisi o merdivenleri tek ayakla topalla'ya topallaya çıkamazsın" dedi sert bir sesle. Haspam.! Ona bakarak alayla güldüm"çıkamam ama inebilirim değil mi" dedim sinirle. Gözlerimin içine baktı ve umursamazca omuz silkti "bu senin hatan o ayakla bu merdivenlerle inmemeliydin hatta yataktan bile kalkmamalıydın dua et iltihap kapmasın bu riskin ben bile farkındayken doktor olmana rağmen senin fark etmemen komik" dedi oysaki sesinde her hangi bir alay tonu yoktu.
Ve maalesef haklıydı ayağımın iltihap kapması çok yüksek bir ihtimaldi buna rağmen üzerine basmaya devam etmiştim fakat bunu bilmediğim için değil o anlık umursamadığım için yapmıştım. Ama sanırım haklıydı daha fazla üzerine basmam tehlikeliydi el mecbur yine bu haspam adamın beni taşımasına izin verecektim. "İyi peki" dedim gözlerimi ondan kaçırır ken. Ellerini cebinden çıkarttı ve aramızdaki bir kaç adımı'da kapatarak beni kucağına aldı. Tarçın mı kokuyordu o?.
Altuğ benimle birlikte merdivenleri çıkmaya başlarken çaktırmadan boynuna doğru eğildim. Kokusunu içime çekerken gelen tarçın kokusuyla anılar bir bir bedenimi sarmış ve hatta sarsmıştı
Elimdeki oyuncağa bakarken yüzümü buruşturmuştum bu bir arabaydı erkek oyuncağıydı Bense her zaman bir tane bebeğim olmasını istemiştim ancak babam izin vermiyordu 'bebek neymiş' deyip bana bağırıyordu. Bebekleri neden sevmiyordu ki ben o gün hemen bizim yan binamızda oturan seldanın elinde görmüştüm çok tatlıydı Selda gülerek onla oynuyor kıyafetlerini giydiriyordu...keşke babam banada bir tane bebek alsaydı "Vera gel bak sana ne yaptım" içerden gelen annemin neşeli sesiyle hızla elimdeki oyuncak arabayı bıraktım ve onun yanına doğru koştum.
"Ne yaptın anneciğim" dedim sevinçle bir yandanda pembe elbisemin etek uçlarıyla oynuyordum "sütlaç yaptım" dedi annem gülerek o an ağzımdan küçük bir sevinç çığlığı kaçmıştı ve hızla iki elimle ağzımı kapatım gülmeye başladım "şişt Vera ne konuşmuştuk biz seninle bağırmak yok" deyip uyardı beni annem. Bende sadece kafamı salladım.
Annem beni kucağına aldı ve masanın üzerine oturttu önüme de bir tabak sütlaç koydu "anne o kahverengi tozdan yok mu" dedim dudak büzer Ken "hangi kahverengi toz,tarçın mı?" Dedi annem. hızla kafamı sallar ken gülümsedi" ondan kalmadı ama ben küçük kızım için üst kattaki komşumuz dan alabilirim " dedi ve yanaklarıma birer tane öpücük kondurup evden çıktı. Bende o gelene kadar önümdeki sütlaç la oyalanmıştım.
Bir kaç dakka sonra kapıdan gelen bağırış sesleriyle yerimden sıçradım küçük bedenim korkuyla titrer Ken babamın sesini duyabiliyordum ve tabi annemin attığı çığlıkları "ben sana evden çıkmayacaksın demedim mi İki kelimenin neresini anlayamadın lan" diye bağırdı babam ve evin kapısı açıldı.
"Fırat kurban olayım yapma vera'ya sütlaç yapmıştım biliyorsun sütlacı tarçınsız yemiyor evde de kalmamış üst komşudan alayım dedim" dedi annem hıçkırıklar arasında "kes lan kes ben biliyorum senin bu üst komşu muhabbetini kaltak" dedi babam hırsla ve annem acı dolu çığlıkları yankılandı kulaklarımda.
Sesler kesilince Sandalyeye basarak masadan indim ve içeri gittim annem yerde oturuyor her tarafı kan içindeydi"annecim iyimisin" dedim onun yanına giderken annem kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakarken ben annemi de
ğil saf nefreti görmüştüm gözlerinde... O geceden sonra bana tarçın almaya giden annem bir daha geri dönmemişti..."Şişt sana diyorum inmeyi düşünmüyorsun sanırım kucağımdan" Altuğ nun sesini duymamla kendime gelirken gözlerim onu buldu ilk uyandığım yere getirmişti beni ve hemen yatağımın başında bekliyordu "affedersin dalmışım" hızla kucağından inerken yatağa oturdum gözlerim karşımdaki boy aynısından kendime kayarken üzerimdeki kıyafetlere baktım ve tiksinerek yüzümü buruşturdum her tarafı kırış kırış bir gömlek ve çamurlu paçalar. "Şey bana giyecek bir şeyler getire bilir misiniz bunlar çok pislendi" dedim üzerimdekilere göstererek.
Altuğ bana boş boş bakarken sadece kafasını sallamakla yetindi "birazdan doktor gelecek ayağın için. ona göre rahat dur" dedi uyarıcı bir sesle ve odadan çekip gitti. Haspam ben ne diyorum o ne diyor yorgunlukla gözlerimi kırpıştırdım ve yatağa oturmak yerine uzandım birazcık dinlensem hiç fena olmazdı hem belki gün yüzüne çıkmaya başlayan açlığımı da bastırırdım. Yatağa uzanıp gözlerimi kapatırken tek dileğim o lanet kabusları görmemekti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Geçmişin izi..
Teen Fictionbazı insanlar vardır bilir misiniz öfkelenince karşısındaki insanın masum olup olmadığına bakmadan intikam almak ister, Altuğ Özkan da onlardan biri kurbağnı ise...Vera Alparslan bir zamanlar masum olan kadın... kendi karanlığında kaybolan genç bir...