prologue

142 18 42
                                    

Yirmi dört kişiden oluşan grup, düzenli adımlarıyla birlikte rehberi takip etmeye devam ediyordu. Kadın yavaşlayarak gruba döndü, "Ah, bu en sevdiğim olabilir. Bunun hikayesi oldukça uzun ama hoşunuza gideceğine inanıyorum. Aramızda bu heykelin ne olduğunu bilen, duyan var mı?"

Kimseden onaylayan bir mırıltı duymayınca tekrar şansını denedi. "Heykel hakkında herhangi bir şey bilen yok mu?" Kısa bir süre daha bekledikten sonra cevabın olumsuz olduğunu anlamış, gruptakilere göz gezdirmişti. Bu grup tamamiyle karma oluşmuştu, öyle ki orta yaşlı insanlar da gençler de vardı. Rehber, yanlış yorumlamıyorsa birkaç aile olduğunu da görmüştü. Heykele biraz daha yaklaşarak sırtını ona, yüzünü rehberlik ettiği gruba döndü.

"Mitolojik inançlarınız ya da aşka dair fikirleriniz
var mı bilmiyorum ama vereceğiniz cevap olumsuz bile olsa etkileyici bir hikaye dinleyeceksiniz bence. Sıra bu esere gelene kadar tapınaklar gezdik, birçok hikayeden bahsettik, bu toplumun üzerine yorumlar yaptık. Böyle yaşamışlar, şöyle görmüşler dedik ama aşk üzerine ne düşünmüşler pek değinmedik, değil mi? Eski tarihi konuşurken aşk pek de odaklandığımız bir konu olmuyor haliyle. Sanırım heykelimizi yapan kişi de bunu öngörmüş olacak ki konuşmamız için bize bunu bahşetmiş."

Grup, rehberin önünde durduğu heykeli inceliyordu şimdi.

"Gezdiğimiz her tapınakta birden fazla heykel gördük, hepsini de bir kişinin, Minlee isimli heykeltraşın yaptığından bahsettik. Bu uygarlıkta değerlere her zaman çok önem verilmiş, özel kişilerin ve saygı duydukları sembolik şeylerin heykellerini, yaşadıkları toprakların her noktasına kazımışlar. Girişteki anne heykelini hatırlıyoruz, toplum her zaman anneyi yüce bir varlık görmüş ve ona şükran duymuş. Özgürlüğüne düşkün olan toplumumuz birçok yerde kuş heykelini kullanmış. Tüm bu eserler aynı kişinin, Minlee'nin elinden çıkmış. Bu arkamdaki heykel ise farklı olan tek eserimiz fakat sadece heykeltraşın farklı bir isim olmasından bahsetmiyorum, bu heykelin anlamı da diğerlerinden çok farklı."

Orta yaşlı bir adam herkesin duyabileceği kadar yüksek bir sesle konuştu. "Sanırım kadın bir heykeltraştan bahsediyoruz, aşka değindiğinize göre eşinin heykelini mi yapmış yani?"

Rehber gülümseyerek kafasını onaylamaz anlamda iki yana salladı. Heykeltraş bir kadın değildi. Heykelini yaptığı kişi de eşi değildi.

"Hayır, biraz da bu sebeple farkını ortaya koyuyor. Heykeltraşımızın ismi Lee Minho, heykelini yaptığı bu kişi ise dediğine göre dünya üzerinde en çok sevdiği şey, sevgilisi."

Öncelikle birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Zaman kavramı, mitolojik gerçekler vb. şeyleri göz önünde bulundurmadan, tamamiyle bir kurgu olduğu gerçeğiyle okumanızı istiyorum. Zaman zaman gerçek mitolojiden bir şeyler kullanacağım, belki tarihi bir şeylere de değineceğim ama bunun yanında kendimden kattığım birçok şey de olacak. Bu yüzden buna dikkat ederseniz hem ben daha çok zevk alarak yazacağım hem de siz zevk alarak okuyacaksınız <3

06.01.24
minlee'yi tekrardan yayımlamak istedim... henüz çok bölüm birikmemiş olsa da bu fici gerçekten çok seviyorum ve bana çok hoş bir enerji veriyor. umarım you can run kadar bu da ilgi görür <3

minlee, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin