TAÇ- MİNSUNG
Küf kokan bir depo...
Daracık bir oda da oturmuş ölümünü bekleyen 43 kişi.
Yıl 1976. Bütün her şeye kapalı bir millet. Adı bilinmeyen bir ülke.
ERKEK ERKEĞİ, KADIN KADINI SEVEMEZ! SEVEN ÖLÜR!
Gözlerini kapatıp yutkundu Jisung, 'erkek erkeği, kadın kadını sevemez. SEVEN ÖLÜR!' Neden? Ne zarar verdik size? Gözünden bir yaş düştü. Gelen giyotin sesi birinin daha canının alındığını gösteriyordu. Bende öleceğim. Giyotinle... Yine de Minho yine de seni sevdiğim için pişman değilim ben. Bu 42 kişiyle beraber yarın sabah ölüme uyandırılacağım. Gözlerimi kapatıp boynumun üzerine o büyük bıçak inecek. Bedenimden ayrılan kafam alttaki sepete düşecek. Tıpkı buradaki diğer 42 kişide olacağı gibi. Çok acıyacak ha? İyi yaptın Minho.
Çok iyi yaptın. İyi ki kaçtın. İyi ki kaçtın ve ölmeyeceksin. İyi ki bıraktın beni.
Yarın tek nefeslik zaman tanınmayacak kişilere katılmaman, ciğerlerine çektiği havanın yarıda kesileceği kişilere katılmaman iyi ki.
Şimdi derin derin nefes al sevgilim. Ben senin nefesindeyim. Vücudumdan daha kan akarken nehire atılırken aynı zamanda suyun olacağım senin. Akıntı beni götürürken vücudum çarptığı taşlardan, sürtünmeden parçalanacak. Nereye giderim? Boş ver önemli değil. Bir kaç saat sonra elveda sana Minho, elveda sana nefesim.
Kafamdan çıkarmayacağım bu taç, benimle her yere gelecek bana verdiğin bu çiçekler senin aksine ölümümde bile benimle olacak.
----------
Sabah omzundan yumuşakça sarsılan genç uyandı. Bağladılar onları. Meydana çıkıyorlardı. Onları yuhlayan... Ölümlerini izlemeye gelen halka tiksintiyle baktı Jisung. İlk sıra onundu demek. Yatırıldı Giyotinin üstüne. Başını iki tahta parçasına sıkıştırdılar. Aşağıya baktı demek kafası o sepete düşecekti. Yüzünü buruşturdu sepetten buram buran kokan kan kokusuna. Kim bilir kaç kişinin kafası oraya düşüp çöp gibi atılmıştı. Kanı temizlemeye bile gerek duymamışlar belliki. Ellerini uzandığı tahta parçasına bağladılar. Kafasını kaldıramıyor hareket ettiremiyordu. Halatı tuttu biri. Şimdide bırakıyordu iniyordu aşağıya bıçak... Boynunu hızla kopardı. Kafası sepete düştü hızla akan kan oluşan o görüntü kusturdu bazılarını. Yüzlerini buruşturdular. Bazıları ise tatminlikle gülümsüyor. Dünyanın bir kişi temizlediğini düşünüyorlardı. Ölü bedenin ellerini açtılar. Sollarında bir metre ötede akan nehre attılar bedeni. Suya verdiği kırmızılığa, hızla çarparak uzaklaşan bedene tiksinti ile baktılar. Sırada sepet vardı onu da getirdiler. Çöp boşaltır gibi bıraktılar kafayı. İğrenç görüntüye dayanamayanlar koşarak uzaklaştı. Katiller... Arkalarını dönüp 42 kişinin daha hayatını almaya gitmeden önce son kez tacın kafadan ayrılmasına baktılar. Ölürken kim aptal çiçeklerle bezenmiş bir taç takar?