SOSYAL-MİNLİX
Yine barda sevgilisini unutup başkalarıyla flört ediyordu Felix. Yine sevgilisini ölesiye kıskanıp bir şey yapamıyordu Minho.
Minho'nun moralinin düştüğünü gören arkadaşları Felix'e göz ucuyla bakıp ona gülümsemişlerdi.
Chan:Sadece sosyal biri Minho.
Seungmin:Evet , senin sevgilin o.
Minho: Sadece sohbet olduğuna emin misiniz? Ben hiçbir sohbetimde böyle gülmüyorum. Felix ile olan hariç.
Han: Onu uyarmamı ister misin?
Minho: Hayır, gidiyorum ben. Eğer fark ederse eve gittiğimi söylersiniz.
Changbin: Otursana Minho, abartma lütfen.
Seungmin: Ne abartması? Felix'i tanımıyormuş gibi konuşma.
Jeongin: Hyung!
Seungmin: Git sen Minho
Minho: Teşekkürler
Son kez Felix'e bakıp gitti Minho. Felix'i seviyordu evet ama buna artık katlanmak istemiyordu.
Tahmin ettikleri gibi olmadı gençlerin
Minho'nun ayaklanmasıyla ona doğru dönüp gözleriyle takip etmişti Felix.Arkasından hızlı adımlarla çıkıp,çoğu kişiye çarpmıştı.
Tenine çarpan soğuk havayla irkilmiş sevgilisine seslenmişti Felix.
-Minho!
Gözlerini devirip ona döndü Minho. Demek hatırladı?
-Evet, Felix?
-Nereye?
-Eve.
-Bana neden haber vermiyorsun?
-Konuşmanı bölmek istemedim.
-Minho,yine mi aynı konu?
-Evet,Felix. Evet,yine aynı konu. Çünkü sürekli aynı şeyi yapıyorsun.
-Anlamıyorum gerçekten arkadaş ile konuşmanın neyini kıskandığını anlamıyorum!
- Arkadaşlarınla konuşmanı değil arkadaşlarınla flört etmeni kıskanıyorum.
-Kimseyle flört etmedim.
-Yha Felix şizofreniyim ben haklısın.
-Öyle mi dedim?
Felix'in üstüne doğru yürüdü Minho.
- Felix her günümü küfür ederek bitiriyorum. Seni her gördüğümde yanına gelebilmek yerine yakınına geçip fark etmeni bekliyorum. Hiç fark etmedin!Hiç... Onlarla flörtleştiğini biliyorum çünkü seni sevgili olmadan önce de tanıyordum. Ayrıca duyuyorum Felix!
Yabancı bir ses sevgilisinin ismini söylediğinde oraya baktı Minho. Deminki çocuktu bu.
Felix'e başıyla işaret edip geri çekildi.
-Git hadi yanına. Gidiyorum ben.
-Hayır, Minho. Ne saçmalıyorsun?
İlerlemeye başladığında arkasından gitti Felix.
Arabasına ulaşamadan kolundan tutmuştu Felix.
-Özür dilerim!
Elinden kurtulup devam etmişti Minho.
-Seni seviyorum!
Seni seviyorum!
Yha Lee Minho seni seviyorum dedim!
Beni duymazlıktan gelme!
Arabasına binmesiyle çenesini sıktı Felix. Hızlı adımlarla kendisi de bindi.
- Arabanı kullan Felix.
- Hayır, beraber gidelim.
Gözlerini devirip arabayı çalıştırdı Minho.
-Eee, Lee Minho? Ne zaman affediyorsun beni?
- Böyle bir düşüncem yok.
-Ne? Affetmeyecek misin?
- Sanırım bunu çok fazla kez yaptım.
- O zaman ne yapmayı düşünüyorsun?
Cevap gelmeyince kafasını araba koltuğunun arkasına bastırdı Felix. Şimdi sussa iyi olurdu.
Araba Felix'in evinin önünde durduğunda ses çıkarmadan indi.
-Konuşmayacak mıyız? Böyle ayrılmayalım Minho. En azından konuşalım.
- Konuşalım.
İçeri girene kadar ses çıkarmadı ikili. Böyle olmalarından nefret etse de Minho, artık Felix'in bazı şeyleri görmesi gerekiyordu.
- Bir şeyler içmek ister misin?
-Hayır, Felix otur.
Koltuk dururken Minho'nun kucağına yerleşti Felix.
- Felix?
Cevap gelmeyince sırtını koltuğa dayadı Minho.
Başını boyun girintisine koyup sessizleşti Felix. Bu onu konuşmaya davet şekliydi.
- Bu sefer çok uzatmak istemiyorum Felix. Seni seviyorum gerçekten en değer verdiğim kişisin zaten bu yüzden bu kadar acı çektim. Ama artık bu ikimizin de canını sıkmaya başladı.
Sessiz kalmaya devam etti Felix.
- Devamını getiremiyorum Lee. Bu konuşmalar bana göre değil sadece artık bitirelim.
Kucağından yavaşça kalktı Felix.
- Minho belki de bir şans daha vermeliyiz. Seni buna pişman etmem.
Gülümsedi Minho.
- Yoruldum.
- Özür dilerim.
- O zaman geri kalan hayatında mutluluklar Felix.
Eliyle ıslanan yanağını sildi Felix. Gülümsemeye çalışıp Minho'ya baktı.
- Yaptıklarım için üzgünüm. Beni kötü hatırlama. Sana da mutluluklar.