seungmin ise kafasını salladı ve söyleyeceği şeyi aklında birkaç saniye tarttı. neden bu kadar telaş yaptığını da anlayamamıştı, sadece arkadaşlık için küçük bir adım atacaktı. bu adımdan zarar gelmeyeceğini de kendisine inandırdığı için daha fazla düşünmedi. "şimdi denemek ister misin?"
pekâlâ, changbin bugün duygu değişimi yüzünde yeterince dengesiz bir ruh haline bürünmüştü ama bir anda aldığı bu soru ile kotasını doldurduğunu düşünüyordu. seungmin ile bu zamana kadar olan tüm konuşmalarını toplasanız bugünkünün yanından bile geçmiyordu ve şimdi bu teklifi yapan kişi de oydu değil mi?
seungmin'in ilk geldiği günü düşündü. sırayı itmesi için kendisine ricada bulunmuştu ve ilk konuşmaları bundan ibaretti. ikincisi, sınıf havasız kaldığı için yine kendisine camı açıp açamayacağını sormuştu. üçüncüsü, hyunjin ile beraber yemek yerlerken kantinde başka boş masa kalmadığı için felix sayesinde aynı masada yemek yemişlerdi ve orada merhabalaşarak düzgün bir tanışma yaşamışlardı -ikisi arasında başka sohbet geçmese de en büyük etkileşimleri buydu-
diğer etkileşimleri de böyle küçük diyaloglardan oluşurken -sabahki konuşmaları dışında- şimdi seungmin'in bu sorusu onun için abartabileceği kadar büyüktü.
sanırım bugün asla bitmeyecekti ama bitmesini istemeyen tek kişi de changbin'di. hâlâ gözlerini kırpıştırarak karşısındaki gence bakıyordu ve bu bakışmanın seungmin'i gerdiğinden habersizdi. yanlış bir şey yapıp yapmadığını sorguluyordu seungmin ve changbin'in aksine onun gözlerine asla bakamıyordu.
yutkunarak oturduğu yerde bacaklarını hareket ettirdi. "niye cevap vermiyorsun?"
changbin, seungmin'in sesiyle olayın gerçekliğini kavrarken hâlâ cevap vermediğini fark etti ve hızlıca kafasını iki yana sallayıp silkelendi. bu şekilde garip gözüküyordu.
"kusura bakma, aklıma bir şey takılmıştı da. tabii deneyebiliriz, inelim mi kantine?" hyunjin'in gurur duyacağı bir ses tonu daha.
seungmin biraz rahatlarken kafasını salladı ve masadan indi. changbin de o sırada oturduğu yerden kalktı ve ikili sınıftan çıkarak kantine doğru yürümeye başladı.
ikisinden de çıt çıkmazken bir nevi aynı şeyi düşünüyorlardı. ne konuşacaklarını.
kantine indiklerinde changbin, "sen masalardan birine otur, ben alıp geleyim." dedi. bunu söylemek bile kendisini mutlu ederken seungmin bir şey demeden cam kenarındaki masalardan birine oturdu. parayı sonra hallederdi.
changbin iki ders önce aldığı içecekten bu sefer iki tane alırken aralarındaki farkı düşünüyordu. öncekinde son derece mutsuzdu, şimdi ise gülmemek için kendini zor tutuyordu. gerçekten bugün oldukça yoğun geçiyordu onun için.
içecekleri aldıktan sonra seungmin'in yanına ilerledi ve birini onun önüne bırakıp karşısına oturdu. ikisi de şimdi pembe ambalajlı şişeyi inceliyordu. ortamın daha da garipleşmesini istemeyen seungmin şişeyi alıp inceledi ve kapağını açıp kokladı. "güzel kokuyor."
changbin de gülerek aynı işlemi gerçekleştirdi ama aynı şeyi söyleyemeyecekti. tuhaf bir koku burnunu tırmalarken farklı bir içecek aldığını düşünüyordu karşısındaki çocuk son derece zevk alarak içmeye başlamıştı. tadının kokusundan farklı çıkmasını umarak bir yudum aldığında ise hayal kırıklığına uğramıştı. zar zor yutkunurken "cidden güzelmiş." diye mırıldanmıştı.
seungmin'in rol yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyordu ama yüz ifadesinden gerçekten beğendiği anlaşılıyordu. bu yüzden içi rahatladı ve gülümsemeye devam etti. onun için önemli olan karşısındaki gencin beğenip beğenmemesiydi ve içecek umrunda değildi. şu an burada onunla olmak kendisine yetiyordu.
bir süre sessizce önlerindeki içeceği içmeye devam ettiler. ikisi de bir şeyler konuşması gerektiğinin farkındaydı. konuşmayı başlatan changbin oldu.
"aylardır aynı sınıftayız ama ilk defa bugün doğru düzgün konuşabildik."
sonunda biri konuştuğu için rahatladığını hissetti seungmin. sabah biraz konuşmuş olsalar bile şu anki atmosfer biraz daha farklıydı ve garip hissediyordu.
"evet."
bu kadar mıydı?
tekrar sessizlik oluşunca konuşmaya devam etmek zorunda hissetti. "sınıftaki çoğu insan birbirini önceden tanıdığı için pek uyum sağlayabildiğim söylenemez. felix olduğu için şanslıyım biraz."
"sınıfta gruplaşma fazla, bu yüzden ben bile uyum sağlayamadım hâlâ. aslında ilk geldiğinde belki seninle anlaşabiliriz diye adım atmayı düşünmüştüm ama sadece felix ile iletişim kurduğunu gördüğüm için biraz çekindim." gerçekten de öyleydi. birkaç kez yanına gitmeyi düşünmüştü ama seungmin neredeyse kimseyle doğru düzgün konuşmadığı için çekinmişti.
seungmin de ona hak veriyordu ama kimseyle konuşmama sebebi daha çok onların yaklaşmamasıydı. yine de bunu söylemedi. "sanırım ben de çekiniyordum ve son senemiz olduğu için pek önemsememiştim." dedi ve ekledi. "ama çekinmeni gerektirecek biri değilim, bunu anlamışsındır belki."
çekinme sebebimi bilsen yine böyle konuşur muydun acaba diye düşünmekten alıkoyamadı kendini changbin ve gülerek başını salladı.
zil çalmadan onunla bol bol konuşmak, hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordu bu yüzden konuyu değiştirdi. "felix ile ne zamandır tanışıyorsunuz?"
"ailelerimiz yaklaşık iki üç senedir arkadaş ve biz de onlar sayesinde tanışıyoruz. bu okula gelme sebebim de o diyebilirim." içten içe felix'i kıskanmıyor değildi ama seungmin'i onun sayesinde tanıdığı için içinde teşekkür etme isteği doğmuştu changbin'in.
bir süre daha sohbet eden ikili konu konuyu açtıkça hem ortak yanlarının olduğunu hem de birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını fark etmişti. mesela ikisi de anime izlemeyi seviyordu ama changbin distopik animeleri tercih ederken seungmin dram yüklü anime izlemeyi tercih ediyordu. changbin polisiye romanları okumayı severken, seungmin onu şaşırtacak şekilde yeraltı edebiyatına meraklıydı. changbin ağır alet kaldırması gereken sporlara merak saldığını söylerken, seungmin hayatı boyunca yaptığı tek sporun evden okula gelmek olduğunu söylüyordu.
zamanın nasıl geçtiğini anlayamayan ikili zil çaldığında sınıfa dağılırken seungmin changbin ile konuşmanın ona bazı şeyleri unutturmasına şaşırıyor, changbin ise gittikçe ona daha da bağlandığını hissediyordu ve bu durumun onu daha da üzeceğini fısıldayan düşünceleri kafasından atmaya çalışıyordu.
-
merhabaa ✌🏼
sanki konusu zorlayici bir kurgu yaziyormusum gibi 3 aydir bolum atmamam -mezuna kaldigim icin gotum tutusmus durumda ama- kadar sacma bir sey varsa o da iki bolumdur su icecegi icmeye calismalaridir 🤡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my universe -- seungbin
Fanfictionseungmin, changbin'in günlüğünü bulur. [düz yazı + texting]