Uyanış

39 6 1
                                    

"Gözlerini aç" ses geceyi yırttı.

"Gözlerini aç"

"Gözlerini aç" ses gecemi yırtmaya devam ediyordu. Nefesimi bulamadım, kendimi bulamadım.

Acı bedenimi kavuruyordu. Öylesine derinden, öylesine gerçek. Etim ve kanım kavruluyordu. Sanki yeniden doğuyor gibiydim. Küçücük bir delikten yeniden çıkıyor gibiydim. Bedenim kor ateşler içinde yanıyordu. Öyle sıcak ve derinden geliyordu ki içim kavruldu. Çığlık attım. Olabildiğince çığlık attım.

"Aç gözlerini" diye fısıldadı ses.

"Yapamıyorum anne, çok canım acıyor." bu sefer içimdeki ses cevap verdi. Benim içimde benden ayrı olan ses cevap verdi.

Çığlık atmaya devam ettim. kor ateşler bedenimi yakarken tek yapabildiğim şey buydu. Nefes almadan bağırdım, bağırdım sesim kısılana dek. Tek anlamlı şey buydu. İçimdeki karanlık büyüdü büyüdü.

Hiç böyle bir acı çekmediğimi düşündüm.

"Anne yapamayacağım." dedi bir kez daha içimden biri.

"Aç gözlerini çocuğum. Benim kanım ve etim aç gözlerini"

"Anne ölüyorum"

"Aç gözlerini, yeniden dünyaya geliyorsun."

Sonra sessizlik, acı o kadar derindeydi ki çığlık bile atamaz hale geldim. Bedenim kavrulmaya devam ettikçe sessizlikte arttı. Burada delireceğim diye düşündüm. Burada acıdan delireceğim.

Ve sonra her şey bitti. Geldiği gibi keskin bir biçimde ateş bedenimi terk etti. Uyku tüm bedenimi sardı, dünya sessizliğe büründü.

*******

Önce kokuları almaya başladım. Sanki tüm dünya farklı kokuyor gibiydi. Sonra kulaklarıma sesler doldu. Tüm dünya aynı anda konuşmaya başladı. Hayatımda hiç bu kadar ses duyduğumu hatırlamıyorum. Ses o kadar fazlaydı ki kulaklarımı kapamak istedim. Ama kollarım kalkmayacak kadar güçsüzdü. Odada üç kişinin varlığını hissettim. Kalp atışlarını duyabiliyordum ve soluklarını. Nefesim kesilirken bu doğru değil, insanların kalp atışlarını duymam normal değil, bu yapabildiğim bir şey değil diye düşündüm. Yapamıyordum değil mi? Ve bu da başka bir soruyu getirdi. Nerede olduğumu, kim olduğumu, neden bu kadar yorgun ve acı içinde olduğumu bilmediğimi fark ettim.

"Uyanıyor" dedi biri.

Gözlerimi açtım. Ve hızla yeniden kapattım. Bu doğru değil diye düşündüm dünyanın renkleri doğru değil. Buna hazır değilim.

İçimdeki ses sakin olmamı söyledi. Bu ise daha fazla panik olmama sebep oldu. İçimde tanımadığım bir ses var diye düşündüm.

Adımı bile bilmiyordum, vücudum hala acı ile sızlamaya devam ediyordu ve benim nerede olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu.

"Hadi kızım gözlerini aç." diye fısıldadı bir adam. Yavaşça gözlerimi açtım ve bana gözlerini dikmiş iki kadın ve bir adamla karşılaştım.

Üçü de gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Renkler beni neredeyse kör edecek kadar parlak ve rahatsız ediciydi. Gözlerimi kıstım.

Karşımdakileri incelemeye başladım. İçimdeki ses ani tepki vermemi söylüyordu.

Adam zayıf ve keldi. Tamamen. Derisinin rengi bildiğim insan renginden çok hastalıklı bir yeşile daha yakındı. Bu beni rahatsız etti. Zayıf vücudunun üzerinde ince yeşil bir tunik ve aynı kumaştan pantolon vardı.

Kadınlardan uzun olanının saçları her yeri kaplıyor gibiydi. Kahverengi saçları dağınık dalgalar halinde beline kadar iniyordu. Üzerinde adamın aynısı boz renkte bir tunik vardı. İnanılmaz iriydi. Uzun boylu ve yapılı. Hiç bu kadar iri bir kadın gördüğümü hatırlamadığımı düşündüm.

SırtlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin