Yoğun Bir Gün

195 16 7
                                    

Öncelikle demek istediğim bu hikayede ekstra olarak kendi eklemem var. Evet Jean ve Diluc ile alakalı fakat Diluc'un 14 yaşında bir kız kardeşi var, Ellie.
Umarim okurken rahatsiz etmez sizi bu. Kafamda planladigim gibi güzel olursa eger, begeneceginizi umuyorum. Ayrica yazim yanlislari icin ozur dilerim simdiden.

KOF'ta (Knight's Of Favonius) yine yoğun bir gündü Jean için. Bir sürü imza işi, temizlenecek Hilichulr ve Abyss Mage kampları, hazine avcıları derken Jean ve şövalyeler canla basla
çalışacaktı bugünde. Jean kendine çok yüklenmemeye çalışsa da Acting Grand Master olarak kendine ayıracak çok zamanı yoktu.

Arada bir sıkıldıkça kitaplığından bir aşk romanı alıp bir kaç sayfa karıştırıyor sonra işine devam etmek için masasına bırakıyordu. Aşk romanları onun favorisiydi. Lisa da bunu biliyordu ve Jean kafasını dağıtmaya ihtiyacı olduğunda okusun diye ona kitap öneriyordu. Jean , Lisa gibi bir arkadaşı olduğuna çok seviniyordu bazen.

Jean imza işlerinin çoğunu bitirmişti nerdeyse. Akşama da biraz kalmıştı. Şimdi gidip temizlenecek kampları halletmeliydi. Verilen bilgilere bakarak ofisinden çıktı. Çıkarken Lisa ve diğer şövalyelere haber verdi olacağı yerlerle alakalı.

Bir Hilichulr kampına ulaştı hemen. Fakat etrafta ne kamp vardı ne de bir Hilichulr. Jean olduğu yerden etrafa bakarken birden omzunda bir el hisetti.
Hızlıca ve korkarak arkasına baktığında gördüğü kişi Diluc'tan başkası değildi.

J: Master Diluc! Beni korkuttun. Ne zamandan beri insanların arkasından sessizce ve yavaşça geliyorsun?

D: iç çekti Üzgünüm, korkutmak istememiştim aslında. Göreve mi çıkmıştın?

Jean uzun zamandır Master Diluc ile sohbet etmiyordu. Açıkçası onun sesini ve sohbetini özlemişti. Master Diluc babası öldüğünden ve Mond'u terkettiğinden beri eski Diluc gibi davranmıyordu. Kız kardeşi Ellie'ye bile aynı görünüyordu.Çok.. mutsuz ve duygusuz davranıyordu. Jean içten içe Master Diluc'a üzülüyordu ve KOF'a geri dönmesini istiyordu.

J: Evet. Bir sürü Hilichulr ve Abyss Mage kamp yapıyor. Dikkatli olun lütfen.

Diluc kafa salladı. Tam bir şey söyleyecekken Diluc ve Jean bir ateş gördüler ve geldiği yöne doğru gittiler.

Gittiklerinde 3 adet Abyss Mage'in Ellie tarafından kalkanlarının eritildiğini gördüler. Ellie pyro visionuna sahip bir catalyst kullanıcısıydı. Diluc ek olarak ona kılıç öğretiyordu.

Mageler kalkansız ve çaresiz bir şekilde otururken Ellie 'Siz kimin kardeşiyle uğraştığınızı sanıyorsunuz?' diye dalga geçiyordu ki Jean ve Diluc olaya dalıp Abyss Mageleri havaya uçurdular.

E: YA ABİİ! Ve.. VE ACTING GRAND MASTER JEAN?!!

Ellie Jean'in büyük bir hayranıydı. Onu çok seviyordu ve onun gibi güçlü olmak istiyordu ilerde. Onu görünce gözleri parladı.
Abisiyle Jean'in çocukluk arkadaşları olduklarını biliyordu sadece, ve artık Diluc kardeşi olarak görmese de Kaeya'nın. Ellie hala Kaeya ile görüşüyordu ve abisi sayıyordu. Diluc karışmıyordu neyseki.

D: İyi misin diye soracağım ama sen eğleniyor gibiydin sanırım.

J: Abin gibi güçlüsün ha? Üçüyle de baş edebilmişsin. Yaralanmadın değil mi?

Gülümsedi Jean. O kadar güzel bir gülüşü vardı ki o gökyüzü mavisi gözleri parlıyordu.

Diluc gülümsedi ilk defa. Jean'in gülümsemesi bulaşıcıydı.Neyseki Ellie Jean'e daldığından farketmemişti. Daha doğrusu Diluc öyle sanmıştı.
Ama korkmuyordu Ellie Kaeya gibi boşboğazlık etmezdi herkesin içinde.
Sadece bu akşam başına bir bela aldığını anladı.

YARALANMADIM AMA YARALANSAMDA İYİLEŞİRDİM ŞUAN. MASTER JEAN SİZİN BÜYÜK BİR HAYRANINIZIM demek geçiyordu Ellie'nin içinden. Ama abisi gibi olmalıydı. Ağır başlı ve asil konuşmalıydı ki herkes abisinin kardeşi diyebilsin. Diluc'un kimseye gülmeyip Jean'e gülmesini görmezden gelerek konuşmaya başladı.

E: Teşekkürler sorduğunuz için Master Jean. Yaralanmadım merak etmeyin. Diluc abim her gün bana visionumu kullanmayı öğretiyor ve güçleniyorum.

Diluc Ellie'nin saygılı ve düzgün konuşmasından çok memnundu. Gurur duyulacak kardeş buydu işte.

D: Neyseki şansın varmış cryo ve hydro kalkanları pyroyla kırmak çok kolay. İyi olduğuna sevindim.
Diluc bunları dedikten sonra Ellie'ye sarıldı. Normalde çok sık yapardı bunu fakat Jean ve diğer kişiler için Diluc'un sarıldığını görmek çok zordu.

J: Çok güçlü ve yetenekli olacaksın büyüyünce görebiliyorum.

D: Knight's Of Favonius'a katılıp şövalye olmak istiyor küçük hanım. Gözlerini devirdi

E: Mondstad'ı koruyacağım işte kötü mü yani
Diluc Ellie'nin KOF'a katılmasını istemiyordu ve Ellie ikna edemiyordu onu.
J: Öyleyse.. Eğer Master Diluc sorun etmezse bazı antrenmanlarla daha iyi hazırlanabilirsin. Zaten visionun var ve abin sana yardımcı oluyor. Eminim başarabilirsin. Klee çok sevinecektir eminim...

Ellie heyecandan havaya uçacak gibiydi

E: Abi katılabilir miyim? Lütfenn ne kadar çok istediğimi biliyorsun değil mi?
Ellie yalvarmalarına başlamıştı yine.
Diluc iç çekti ve Ellie'yi kırmak istemediği için kabul etti mecburen.
Ellie milyonlarca kez Jean'e teşekkür etti.
Dawn Winery'e yakındılar Ellie eve doğru yol alırken Diluc ve Jean konuşmaya başladı.

J: Hey.. Yanlış bir şey yapmadım değil mi senin istemediğin? Biliyorum KOF'u da beni de sevmiyorsun fakat eminim bu onun için çok iyi olacaktır. O kadar da kötü değiliz diye düşünüyorum.
Ama çok hevesli olduğunu görmüşsündür umarım.

D: Yok yok sorun değil. Ben ne kadar istemesem de o yine bildiğini yapacaktır eminim. İnatçılık konusunda benden de beter bir kişiliği var onun. Ayrıca..o kadar da nefret etmiyorum sanırım?..YANİ senden o kadar nefret etmiyorum. Saygıyı hakediyorsun. Çok çalışıyorsun Mondstad ve halk için. Ellie sana bu yüzden deliler gibi hayran. Seni örnek almaya çalışıyor hep. Senin gibi güçlü olmak istiyor Mondstad'ı her koşulda korumak istiyor.

Jean Diluc'un ondan nefret etmediğini ögrenince rahatlamıştı.

J: Oh.. Anladım. O kadar soğukkanlı duruyor ki hiç belli etmiyor nerdeyse.
Güldü nazikçe

D: Bu arada eğer kampları temizlemede yardım lazımsa sana yardımcı olabilirim. Hem hızlıca işin bitmiş olur bende pratik yapmış olurum.

J: Eğer istersen gelebilirsin. Yalnız bugün biraz yoğun, işlerin varsa bana katılmaman daha iyi olur.

D: İşlerim var ama çokta önemli değil. Angel's Share'de olacaktım bugün ama problem değil. Charles yerime geçecektir.

İkili birlikte kampları gezip temizlenecek her şeyi temizledi. Beraber çok güçlüydüler ve savaşma tarzları çok uyuyordu. Bir şarkı melodisi gibi uyumlu şekilde şavaşıyorlardı. Kim görse böyle düşünürdü.

- • - • - • - •- • - •- • - •- • - •- • - •- • - •

İlk bölüm bu kadardı. Umarım beğenirsiniz. Devamını kısa sürede atmaya çalışacağım. Şimdilik hoşçakalın!

Lost in Dandelions / Jeanluc /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin