Diluc'un Yarası

70 15 11
                                    

Diluc koltukta oturmuş dışarıdaki Ay'ı seyrederken Ellie ile Jean eve gelmişti. Jean içeri girer girmez Diluc'un yanına koşmuştu yarasına bakmak için. Ellie ise meydanı Jean'e bırakıp odasına kaçmıştı.

Ortamın sessizliğini Jean bozdu.

J: Bu yara nasıl oldu Master Diluc? Hiç iyi görünmüyorsun. Ellie gece gece gelip büyük bir yara aldığını ve acil yardıma ihtiyacın olduğunu söyleyince çok endişelendim.

Diluc gözlerini dışardaki Ay'dan ayırmadı. Jean'e Darknight Hero olduğunu anlatıp anlatmamakta karar vermeye çalışıyordu. Jean ise o büyülü mavi gözleriyle öyle endişeli bakıyordu ki ona. Endişeli bakışları Diluc sessiz kaldıkça derinleşti.

D: Eve dönerken bir kaç Abyss Mage ve Hilichulur saldırısına uğradım. Bu aralar yorgun olduğumdan dolayı zayıf düştüm ve boş anımda yara aldım işte.

J: Ellie seni ikna etmede zorlandığını söyledi. Seni iyileştirmeme izin verecek misin?

Diluc kafasını çevirdi ve cevap vermedi. Kafasını kurcalayan o kadar çok şey vardı ki yorgun düşmüştü. Artık yükünü hafifletmek ve daha fazla şey saklamamak için Jean'e büyük sırrını söyleyecekti.

D: Evet evet, ama sana söylemem gereken bir şey var.

Jean'in aklına okuduğu aşk romanlarındaki gibi bir aşk itirafı gelmişti sadece. İçeri sızan ay ışığı yüzüne vuruyordu ve bu gözlerinin daha da parlamasına sebep oluyor, yüzünü daha da parlatıyordu. Aklına gelen bu "aşk itirafı" düşünceleri yüzünden yüzü kızarmıştı biraz. Ay ışığından dolayı farkedilmemesini umarak Diluc'a meraklı gözlerle bakmaya devam etti.

D: Darknight Hero benim.

Jean duyduğu şey ve düşündüğü şey arasındaki farktan dolayı şok olmuştu ve böyle bir şey düşündüğü için kendinden utanmıştı. Ne bekliyordu ki? Aşkla bir ilgisi olmayan sadece Mondstadt'ı, işini ve kardeşini önemseyen Master Diluc'un ona hislerini söylemesini mi? Böyle bir olay rüyasında bile olmazdı.

J: Darknight Hero'nun sen olduğuna dair bir sürü teorim vardı zaten. Sadece bazı parçalar birleşmiyordu ama sen olduğundan emindim ve haklı da çıktım.

D: Ben de saklamakta iyiyim sanıyordum. Eh çok bir esprisi yok sadece Mondstadt'ı kendi yollarımla koruyorum ve Darknight Hero ile ilgilenmiyordun sanıyordum. Teorilerin hiç kulağıma gelmedi.

J: Çoğu kişi senden şüpheleniyordu. Bende biraz araştırma falan yaptım öyle teorilerim vardı işte. Gizemli bir çekiciliğin var Master Diluc. Merak edip araştırmamak elde değil.

D: Kimseye söylemeyeceksin değil mi?

J: Aramızda bir sır olarak kalacak. Şimdi omzunla ilgilenmem gerekiyor.

Jean, Diluc'a yaklaştı Diluc ise kafasını farklı tarafa çevirdi. Jean, Diluc'un omzundaki sargıyı açarken vücudundaki diğer yaralara takıldı. Jean'in daldığını farkedince Diluc kafasını ona çevirdi.

D: Bir sorun mu var Jean?

Jean, Diluc'un sesiyle irkildi ve bir anda ona baktı. İki güzel gözlünün arasındaki mesafe o kadar azdı ki birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı nerdeyse. Diluc, Jean'in okyanus mavisi gözlerinin büyüsüne, Jean ise Diluc'un ateş kırmızısı gözlerinin büyüsüne kapılmış gibi duruyordu.

~Devam Edecek~





Lost in Dandelions / Jeanluc /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin