Imtahan

38 4 0
                                    

-Acaba nasıl kendimi Peter yani Han'a affitire bilirim. Beni affetmez ki.

Minho bir kafeye gidip oturur. Han ile ilgili konuşurken biri ona kulak misafiri oldu.

-Of kendimi Peter yani Han'a kabul ettiricem.

-Pardon.

-Buyurun.

-Siz acaba han jisung ile ilgili mi konuşuyorsunuz?

-Evet de onu nerden tanıyorsunuz?

-Ben soobin Han'ın en yakın arkadaşıyım. Bende kaç gündür onu arıyorum.

-Soobin ? Bana hiç senden bahsetmedi.

-Sen kimsin?

-Ben lee know.

-Sen düşman ajan minho değil misin?

-Sen de mi ajansın.

-Evet. Han'ı neden merak ediyorsun. Düşman değil misiniz?

-Açıkçası biz onla sevgiliydik ve ben onu çok kötü kırdım ve beni nasıl affedecek bilmiyorum.

-İstersen ben onla konuşurum ama ilk bana Han'ın ev adresini ver olur mu?

-Peki.

-Tamam ben Han ile konuşurum ve seni nasıl affedecek öğrenirim.

-Sağol.

Han'ın evine gitti. Kapıyı çaldı ama bu sefer Han kendini hazırlamış bir şekilde kapıyı açtı.

-Han!

-Soobin!

-Seni çok özledim. Uzun zaman oldu.

-Ya soobin ben seni ne kadar merak ettim biliyor musun?

-Bilmez olur muyum? Hep aklımdaydın.

-İçeri gel.

-Tamam.

-Adresimi nasıl buldun soobin.

-Minho verdi.

-Minho mu? Sen onunla tanışıyor musun?

-Sayılır bugün kafede tanıştım. Kendini sana nasıl affettireceği hakkında konuşuyordu kulak misafiri oldum.

-Sana ne dedi mi?

-Sana çok kötü bir şey yapmış. Çok kötü gözüküyordu. Dudağı patlamış.

-Kötülere bir şey olmaz.

-Bir de bana sizin sevgili olduğunuzu söyledi.

-Yalan. Bana neler yaptı bir bilsen.

-Noldu.

*Anlatır.*

-Han iyisin şuan değil mi?

-Evet. Ben bunu nasıl affediyim he.

-Han ama o da emir kulu hem gidip seni şikayet ettirdiğini nerden biliyorsun belki patronu seni buldu?

-Olamaz öyle şey. Neden o zaman bana o kadar yakın davrandı?

-Senle birlikteyken öğrendiyse senden soğumuştur. Normal olarak.

-Soobin seven insan kendini kanıtlar. Ben  erden biliyim doğru mu söylüyor yanlış mı he?

-Haklısın. Emin ol bunu da başarcak.

-Sanmam. Neyse çok konuştuk ne yersin.

-Farketmez ne varsa yerim ben.

-Peki o zaman jajangmyeon yiyelim mi?

-AA bak ben çok güzel yaparım sen bana bırak o işi.

-Peki şefim sen bilirsin.

Güzelce yemeklerini yerler dizi izleyip yatarlar. Sabah soobin minho'nun yanına gider.

-Minho.

-Merhaba soobin. Han sana bir şey söyledimi.

-Evet. Senin onu yakalattığını düşünüyor.

-Ama ben yapmadım.

-Biliyorum. Ona senin gerçekten senin yakalatmadığını kanıtlaman gerek.

-Ama nasıl.

-Az kafanı çalıştır. Patronunla konuşurken ortamda kamera falan yok mu? Görüntüleri sesleri al işte.

-Benim nasıl aklıma gelmez. Çok teşekkürler soobin.

-Ne demek.

-Hakkını nasıl öderim.

-Ödemene gerek yok. Git kendini affetirmeye çalış. Ama sadece görüntülerle değil hediye de al.

-Tamam soobin tekrar teşekkür ederim.

Minho merkeze gider.

-Şimdi bana kamera görüntüleri lazım  ama nerde. Aha burda. Şimdi sadece hediye kaldı ne alsam ki.

Hediye olarak üç tane kedili pofuduk oyuncak aldı. Han'ın kedi sevdiğini biliyordu. Umarım Han onu affedecekti.

İki Düşman AjanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin