His'

8 0 0
                                    

Oya'nın güncesinden
Bugün sen kazandın Sis. Sen kazandın ve ben kaybettim.

(Oya'nın anlatımıyla)Maçın birinci yarısı bitmiş ikinci yarının ise sonlarına yaklaşıyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


(Oya'nın anlatımıyla)
Maçın birinci yarısı bitmiş ikinci yarının ise sonlarına yaklaşıyorduk. Sis gerçekte güzel oynuyordu. Ama bir terslik var gibi görünüyordu.

Sanırım Sis olması gerektiğinde fazla heyecanlanmıştı. Elleri, bacakları hatta ve hatta kendi de titriyordu.

Bunu izleyenler arasında bir tek ben anlayabilirdim. Bir tek ben görüp, hissedebilirdim.

Gözlerimi tam Sis'e odaklamışken çalan telefonun sesiyle beraber yerimden sıçradım. Ve hızlı bir şekilde cebimden telefonumu çıkartıp ekranda "Ablammmm" yazısını görünce derin bir nefes aldım.

Paris'e geldikten sonra ablamla çok nadir görüşür konuşur olmuştuk. Bana doğal olarak sinirliydi. Ama Sis'in durumunu bildiği için öfkesi kısa bir süre sonra dinmişti. Ama hâlâ kırgındı.

"Alo Oya" ablamın sesini duyduğumda onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Ne zamandır görüşmüyorduk. İnsan öz ablasından bu kadar ayrı kalınca anlıyordu değerini. Eskiden kedi ve köpekten bir farkımız yokken şimdi onun yanında olmak için bir çok şeyden vazgeçebilirdim.

"Alo abla." Dedim titreyen bir sesle. Arkamdaki gürültü ablamın sesini duymamı ne kadar zorlaştırsa da onu duyabiliyordum.

İnsan sevdiklerinin sesini ne kadar gürültülü de olsa duyabiliyordu demek ki.

"Oya lafı daha fazla uzatmadan hemen söylemek istiyorum. Oya... ben senin öz ablan değilim..."

Ve gol. Sis gol atmıştı! Son dakikada, son saniyelerde Sis gol atmıştı! Gözlerimden yaşlar düşerken aynı anda kahkahalarla gülüyordum. Sis gol atıp takımını birincilikle temsil etmişti!

Benim Sis'im başarmıştı. Ama ben kaybetmiştim.

Yıllardır öz ablam dediğim ablamı kaybetmiştim. Çocukluğumu, birlikte evin arka duvarını boyayıp çöp adam çizdiğimiz ablamı, beni sinemaya götürüp 'insanlar mutlu olduğunda sinemaya gelirler ablacığım' diyen ablamı kaybetmiştim. Ben kendimi kaybetmiştim.

Sol gözümden bir yaş akarken Sis'in de sağ gözünden bir yaş aktı. Gözyaşlarımız aynı anda gözlerimizi terk ederken birimiz mutluluktan birimiz ise kaybetmenin verdiği acıdan dolayı ağlıyorduk.

Ama sonuçta ağlıyorduk.

Neye ağladığımızın kime ağladığımızın bir önemi yoktur bazen, ağlayan insan ya çok şey kaybettiğinden ağlıyordur, ya da kaybedecek bir şeyi olmadığından ağlıyordur.

Ama sonuçta ağlıyordur.
                                               ⚽️
Adam bir süre baktı küçük bebeğin kahverengi gözlerine. "Acaba yanlış bir şey mi yaptım?" Diye düşündü. Ama sonradan bu merhamet bu adamı anında terk etti. Kendi çocuğunu yanında istemesi onun da en büyük hakkıydı. Değil mi? Hakkıydı.

"Sis! Başardın! Sen başardın!"

"Sis."Dedi. "Senin adın Sis olsun güzel kızım. Ablanı sisli bir havada kaybettik. Sana bu sisli havayı kötü hatırlatmak istemiyorum." Bu ad o bebeğe yakışacaktı.

Ve adının hakkını fazlasıyla verecekti.

"Başardık Oya! Başardık!" İkimizde kelimenin tam anlamıyla şu an ağlıyorduk. Hem de hıçkıra hıçkıra.. İkimiz de... Normalde birimiz ağlar diğerimizde onu teselli etmeye çalışırdık. Ama şu an bizi teselli edecek ne birimiz vardı ne hiç kimsemiz.

Bebekten ayıramıyordu gözlerini.. Bütün insanların kötü bildiği adam kucağında bebek sayesinde düzelmişti adeta..

Sis, babasına on yıl önce kaybettiği merhameti ve sevgiyi tekrardan hatırlayacaktı...

"And we congratulate dear Sis Aden on her performance with the team and invite her to the field to lift the trophy on her behalf."

(Ve sevgili Sis Aden'i takımda göstermiş olduğu performanstan ötürü tebrik edip, takımı adına kupayı kaldırması için sahaya davet ediyoruz.)

Mutluluk göz yaşlarım gözlerimi terk ederken tek yaptığım Oya'ya sımsıkı sarılmaktı. Bir süre daha öylece durduktan sonra Oya "Hadi Sis" diye fısıldadığında sahneye çıkmak için kendimde aradığım özgüveni tam olarak bulmuştum.

Oya'dan ayrıldığımda gözlerim bir süre daha onla kaldı. Ardından gözlerimi de zar zor Oya dan ayırıp ileride bana gururla ve bi o kadar da sevgiyle bakan takımımı görünce gülümsemem daha da genişledi.

Alkış sesleri git gide yükseliyordu. Ya da bana öyle geliyordu. Ama şu an hiçbir şey düşünemeyecek kadar mutluydum. Alkış sesleri istediği kadar yükselip azalabilirdi.

Sahaya yaklaştığımda arkamdan gelen takım arkadaşlarımı gördüğümde kendimi nedensiz bir şekilde daha rahat hissettim. Kupayı ben kaldıracaktım, ama takımım için kaldıracaktım.

Ne de olsa bu bir takım oyunuydu. Bir iskelet sistemi gibiydi. Ve bu sistemi ayakta tutmak için bir iskelete ihtiyaç vardı. Bense tam şu an iskelet rolünü oynuyordum.

Tabi bir sonraki maçta ne olacağıma dair hiç bir fikrim yoktu..
                                              ⚽️
Oya ile birlikte kahkahalar atarak ara sokaklarda ilerliyorduk. Komik olan neydi hiç bir fikrimiz yoktu belki ama gülmek bize enerji veriyordu.

"Ne yani olamaz mı insanlık hali sonuçta" dediğinde kahkaham iki katına daha çıkmıştı. Benimle birlikte Oya da kahkahalarla gülerken yüzündeki gülümseme bir anda dondu. Sanki bir şey hatırlamış ve bu hatırladığı şey onun canını yakmıştı.

Biraz önce halimize kahkahalarla gülerken şu an yüzünde bir acı "Sis" dedi en sonunda. Onun yüzü düşünce benimde yüzüm düşmüştü. Benim de canım acımıştı çünkü. "Sis biliyor musun, benim ablam üveymiş."
                                             ⚽️
Üzerimdeki şoku atlatmam tahmin ettiğimden de uzun sürmüştü. Simge abla, Oya'nın ablası olan Simge Abla. Üveydi. Oya'nın gerçek ablası değildi. Ama nasıl olabilirdi ki! Niye bunca zamandır söylememişti bize?

Bu soru kafamı kurcalarken biraz önceki moralimden ve sevincimden eser yoktu. Biraz önce sanki hiç kupa kaldırmamış gibiydim. Moralim çok bozulmuştu. Oya'nın yüzünde olanları kabullenmiş bir ifade vardı. Ve bu beni korkutuyordu.

Karanlık sokaklar da Oya ile birlikte yürümeye devam ederken ne tek kelime etmiş ne de Oya'nın yüzüne bakmıştım. Ya o şu an ağlıyorsa?

Bunu hiç bir zaman öğrenemeyecek miydim? Oya şu an ağlıyor muydu?

Bu düşünce kafamı yiyip bitirirken Oya'nın kahkahaları derin düşüncemden beni adeta çekip almıştı.

Bir cesaretle kafamı kaldırıp Oya'nın gözlerine baktım. Gözleri dolmuştu. Neden acaba Sis?

"Sis" dedi. "Benim ablamla yüzleşmem lazım..."


*Veeeee çok kısa bir bölümle daha beraberizzz<3 Bölümü kısa bitirmemim sebebi yazdığım yeni kitap olan "Elfida'yı" Sis'e eşitlemek. Bu hafta içerisinde bölümü uzatacağım. Sis'e destek olduğunuz gibi Elfida'ya da destek olursanız çoook mutlu olurummm🥰 Kendinize iyi bakın:)

Sisli günleeeeeeerrr🤠

&quot;Sis&quot;Where stories live. Discover now